Işıl Alben

Galatasaray tarihinin en çok bilinen, en çok fotoğraf çektirilen, en çok sevilen, en çok sakatlık geçiren, en çok kazık yiyen, en çok haksızlığa uğrayan, en çok cefa çeken, Sedat İncesu'yu saymazsak en çok uluslararası kupa kaldıran, en güzel, en iyi, en mütevazi ve açık ara farkla en hayvansever efsanesi...

Bir taraftar olarak tüm emeklerin, gayretin, Galatasaray değerlerini sonuna kadar yansıtan duruşun ve elbette kaldırdığın tüm kupalar için minnettarım.

Bir hayran olarak bana gösterdiğin sevgi, saygı, hoşgörü ve tevazu sayesinde biriken/birikmeye devam eden tüm anılar için; hayatıma bilerek ya da bilmeyerek yaptığı tüm olumlu etki için ve en çok da binbir badireye rağmen asla pes etmeyip "hepsini ben mi yapmışım" kariyeri yarım bırakmayıp bu kadar çok gururlandırdığın için minnettarım.

Ne kadar çok yorulduğunu, ne kadar çok bunaldığını, ne kadar çok yıprandığını biliyorum. Hayatın bir gerçeği olarak böyle değişimler yaşanıyor, yaşanmak zorunda. Bir yanım hüzünlü olsa da bir yanım elbette arkadaşım olarak tanıdığım senin için mutlu. Bırakma konusunda ne kadar net olduğunu bildiğim için de inanılmaz huzurluyum.

Güzel ailenle ve evlatlarınla çok güzel, mutlu ve huzurlu zamanlar dilerim. Rusya'ya giderken ayrılıklar da sevdaya dahil demiştik karşılıklı, bu bir ayrılık mı onu da tam olarak bilemiyorum.

Ama hislerin baki kalacağı kesin...
 
Son düzenleme:
Galatasaray kadın basketbolunda bir devir kapandı an itibariyle. “Işıl bırakmış” denince ister istemez kelimeler kifayetsiz kalıyor, boğazı düğümleniyor, sayısız hatıralar aklına gelip bir kaç damla yaş olarak süzülüyor insanın gözlerinden. Lâkin o yaşlar üzüntüden değil; gururdan, sevgiden, bağlılıktan. Yoksa Işıl Galatasaray’dan ayrılabilir mi? Onu bizden ayırmaya yetecek bir güç var mı? Işıl, Galatasaray’ın ta kendisi zaten. Kameranın önünden arkasına geçecek, hepsi bu.

Kaptan kelimesinin bu kadar yakıştığı başkası var mı bildiğiniz? Benim yok şahsen. Yahu zamanında zaten sınırlı olan internetimin sonunu sırf seni görebileyim diye, kendini oralarda yalnız hissetme diye rus sitelerinde Dinamo Kursk maçı izlemek için harcadığımı bilirim. Bilgisayar başında binlerce km uzakta olmana rağmen sana tezahürat etmek, yurt kantininde tv’den GS kadın basketbol maçı açtırmak için tek başıma kavga etmek bile ne kadar güzeldi.

Kupalardan, şampiyonluklardan falan söz etme ihtiyacı hissetmiyorum. Çünkü onların bu ilişkinin benzersizliğini biraz sıradanlaştıracağı kanaatindeyim. Hangi kupa, hangi başarı Işıl’ın o kocaman yüreğinden daha büyük, daha değerli olabilir? Üvey evlat muamelesi gören şubede gemisine bu denli sahip çıkan kaç tane kaptan sayabiliriz? Çoğu zaman vasat kadrolara mahkûm edilen, hiçbir zaman hak ettiği değeri görmeyen, sadece periyot aralarında dinlenme fırsatı bulabilen o sarı saçlı, güzel yüzlü, asi ruhlu efsane kaptanımıza olan sevgimiz nasıl anlatılabilir ki!

Ben Işıl’ın her kararına saygı duydum. Bence bu kararı da almışsa sonuna kadar haklıdır. Sonuçta kendisi için neyin en doğru olduğunu bilen, kendisini en iyi tanıyan o.

O her zaman bizim efsane kaptanımız, sonsuza dek de öyle kalacak.

“… Silemezler gönlümden, ne aşkını ne seni..”
 
Sene 2007-2008 falandı sanırım tam hatırlamıyorum. O zaman 8.sınıfa gidiyordum. Galatasaray'ın basketbol ve voleybol şubelerini dahi ezbere bildiğim zamanlardı. Işıl Alben'i de o zaman izlemeye başlamıştım sanırım ilk olarak. Parkede o sarı enteresan saçlı kız Galatasaray için koşturup duruyordu. Zaman ne çabuk geçmiş... Dünyanın en acımasız şeyidir zaman bazen. FB ile rekabette çok stresli geçen senelerin ardından bütün meyveleri alıp rekabeti kapattığımız 2014'ün üzerinden 9 sene geçmiş. En çok da bu altın sezonu hak etmişti Işıl. Bir basketbol ya da futbol branşından öte; bir spor figürü olarak tarihte yerini aldı. İnsanlığı, karakteri ve sportif başarısı adına her şey için teşekkürler!
Ha, umarım bundan sonra da Galatasaray Basketbol Şubesi içinde uzun yıllar görev alır. Özellikle bu şubenin onun gibi karakterli, ahlaklı ve işini profesyonelce yapan akıllı ve Galatasaray markasına bağlı insanlara ihtiyacı var.
 
Bence erken alınmış bir karar. Bir iki sezon dışında seni sürekli kötü kadrolar ile oynattığımız için özür dileriz. Hak ettiklerin bunlar değildi. Bundan sonraki hayatında başarılar dilerim efsanemiz.
 
Buyuk galatasaray efsanesine fener macinda da veda ettik.
Onca vakit varken isil plaket alirkene uclu cektirmek olmadi tabi. iki dk beklenebilirdi.
 
Mevcut oyuncuların halini gördükçe erken bıraktığı konusunda tekrar emin oldum. Rahatlıkla 15-20 dakika iyi katkı verirdi sahada. Şu an için kendisinden tek isteğim eğer şubede biraz sözü geçiyorsa Alper Durur'un gitmesini sağlamaktır. Bütün bu yaşananlara rağmen sessiz kalırsa benim gözümde eksi puana geçer.

Saygılar.
 

Üst