Bugünkü 12 kişilik kadro saha içerisinde hangi oyun modellemesini anlar bazında az biraz oynayabilir sorusuna cevap bulamıyorum.
Açık saha, yarı saha, kısa 5’ler, uzun 5’ler vb. formatlar üzerinden farklı savunma ve hücum planlarını uygulayabilecek oyuncu grubunu yakalayabilmek imkansız.
Genel olarak, temel prensiplerle birlikte saha içi alan dağılımı ve günlük antrenör/sporcu reaksiyonları ile içinde bulunduğun sezonun hikayesini belirlersin.
Elde avuçta bir şey vadetmeyen oyuncu grubu varken bir de bu oyuncuları bir araya getirenin saha kenarında tekdüzeliği, bugün maça gelen az sayıda taraftarın orada ne işi var sorusunu sorduruyor.
Kimse sizlerden geçtiğimiz sezon Gordon Herbert’in son periyotta Harris - Giffey - Obst - Edwards ve Babb 5’iyle Partizan’ı devirdiği gibi veyahut İstanbul deplasmanında tam sahada istediklerini gerçekleştiren Paris’e açık sahayı vermemek, ilk dribblingi durdurmak ve sete set kalmak adına son çeyrekte Nigel Hayes Davis ve Bonzie Colson ile small ball oynayan Sarunas Jasikevicius standardı koymanızı beklemiyor.
Dün, Euroleague çift maç haftasından dönen Fb’nin 25 dk’da neredeyse 30’ladığı Petkim’in antrenörünün kurduğu kadroyu geçtim; fark ilk kez çift hanelere çıktığında mola aldıktan sonra çizdiği oyunu bozmak maksatlı tam sahada yediği Fb presine karşı bir pres çıkışı olmamasının yanında, bunu hiç beklemiyor oluşu zaten Türk antrenörlerinin halini bir kez daha özetliyor.
Ömrünüzü basketbolda uzatan bir Tübad bir de bugünkü gibi Igokea’nın elden top verip, pas yapmadan ilk şutu kullandıkları tercih hataları ile dolu hücumları. Hadi gene iyisiniz.