Beşiktaş 73 - Galatasaray 65

Maça dair sorularınızı yardımcı hocamız Emir Alkaş cevaplandıracaktır...

not: Kaynak gösterilse dahi gsbasket.org dışında herhangi bir yerde yayınlanamaz.
 
Neden Tutku ve Furkan bu kadar az zaman aldı ? Karşıda kalın uzunlar varken elimizde bu tanıma uyan tek oyuncu olan Furkan'ı niye değerlendiremedik, Tutku gibi aklı başında bir adamı nasıl unutur olduk.

Jaka ve Songaila belli bir tarzı olan oyuncular neden onlara istediklerini verip özel oyunlar oynattırmıyoruz ?

Neden oyun düzeninin dışına çıkıp dış şutlara yöneldik ve pota altını kullanmayı maç elden gittikten sonra düşündük ?
 
1)Beşiktaşın dar rotasyonla(6 kişi) oynadığı ve yıpranmasını beklediğimiz ikinci yarıda biz onlardan daha kötüydük bunu neye bağlıyorsunuz?
2)Hep zorlu maçlarda geriden gelmek zorunda kalıyoruz hiç vurup geçemiyoruz acaba bu sorunu neye bağlıyorsunuz?
3)Songaila'nın git gite daha kötüye giden performansı açısından ne düşünüyorsunuz?
 
Milli takımımızı yendikleri turnuva hariç hiçbir zaman 2 numarada verim vermeyen Jaka'yı neden 2 numarada oynamaya zorluyoruz. Savunmada uzun adamla eşleştiği için daha çok efor sarfediyor ve hücuma çıktığımızda da adamı ondan uzun olduğu için ve de genel olarak rakip takımın ilk önlemi Jaka'ya olduğu için hücumda verim veremiyor. 1 numara oynasa ve kendi boyundaki , kendi fiziğindeki rakiplerle eşleşse onu daha iyi kullanamaz mıyız ?
 
Merhaba Emir hocam.

Neden hiç bir maçta tam saha baskı denemiyoruz? Beşiktaş'ın çoğu zaman oyun kurucusuz oynadığı ve geride olduğumuz bir maçta tam saha baskı işimize yarayabilirdi. Neden denemiyoruz?

Teşekkürler şimdiden.
 
Karşı takımın kalın uzunu kim onu söyleyin ona göre cevap vereyim?

Özel oyunlarımızın çoğunu Songaila üzerinden oynuyoruz. 5 numaradan sırtı dönük oyunlarımız pek olmadığı için sırtı dönük oyunu zaman zaman 3 numara oynadığında Shumpert, bazen Jamon Gordon, en çok da Songaila için oynuyoruz.

Bir oyuncuya spesifik bir oyun çağırmak demek oyunu daha ziyade 2’ye 2 hücumlara, teke teklere taşımak demek. Bu da bizim oyun tarzımız değil, daha önce de konuştuğumuz gibi biz sahanın bir noktasında avantaja geçip o avantajı da farklı noktalara taşıyıp ritimli hücumlarla kullanmaya çalışıyoruz, ekstra paslarla boş şutu bulabildiğimiz gibi, o pasların devamında pota altında da kolay pozisyonlar bulabiliyoruz. Nba tarzı bazı oyuncuların bakıp, takım arkadaşlarının bire bir oynadığı basketbolun temsilcisi değiliz ve idmanlarımızı da buna göre yapıyoruz. Bizim oyunlarımızı hep 5’e 5 yorumlamak lazım, yani biz bir oyun oynadığımız zaman o oyunun içinde 14 saniyelik sekans içinde 5 tane ayrı yerden sayı atabilmek istiyoruz, bizim için de bu makbul. Bizim oyunumuz genellikle ikili oyunlara bağlı ve bunun bir çok varyasyonu var. Tabi ki bazı özel setlerimiz de var ama bizim özümüz ikili oyunlar üzerine kurulu.
Bu maçta istediğimiz hiçbir oyunu oynayamadık, zaten istediklerimizin olmadığı bir maçta sahada görülen şeylerin bir çoğu bizim istemediğimiz şekilde tezavül etti. Böyle oynanmış bir maçta, genellikle 6 oyuncuyla oynayan rakibe karşı oyunun ritminin düşmesine müsaade ettiğimiz, bu kadar teke tek ve yaratılmış pozisyonların değil de oyunun 5’e 5’ten çok onların istediği şekilde 1’e 1 ve 2’ye 2 oynanmış bir noktaya geldiği maçta istediklerimizi yapamamışız demektir. Dış atışlara kaldık çünkü içeriden pozisyon bulabilecek beceriyi gösteremedik, başarısız olduk o konuda bu da ekip başarısızlığı bir oyuncu ile alakası olan durum değil.

Bizim maç öncesi kurguladığımız stratejilerden biri oyunu yüksek ritimde oynayıp maçın ilerleyen bölümünde avantaja geçmekti fakat Beşiktaş kendi yakaladığı enerjiyi özellikle Hawkins’in önderliğinde sanki hiç yorulmayacakmış gibi oynayarak bizden daha başarılı oldular. Hücumda hiçbir zaman yüksek tempoya çıkamadık, yaptıkları müdafaa bizi iyice bozdu ve rakibi yoramadık. Basketbolda oyunun ritmini arttırmak için belirli yollar var, bunlardan bir tanesi açık saha oyununu arttırmak, bir tanesi de yarı saha oyununu rakibinden çok daha süratli hareket edip rakibinin seni kovalamasını sağlamak. Açık saha oyunu oynamak için basket yememek gerekiyor, biz ise üstüste basketler yiyip ritme çıkamadık, bunu yapamayınca psikolojik olarak da bozulup, hücumda da yarı sahada ritmi arttıramadık, dolayısıyla onların tüm oyuncuları diri kaldı.

Bir basketbol takımının her şeyi çok iyi yapması beklenemez. Savunmayı, açık saha basketbolunu, sete set hücumları, çift guard oynamayı ve bunun gibi bir çok oyunu aynı anda yapamaz. Çünkü basketbol bir uzmanlaşma oyunudur ve daha çok tekrar ettiği şeyi daha iyi yapma ihtimali her zaman yüksektir. Biz sahanın 3’de 1’lik bölümünde çok agresif olan, topu baskı altına alıp alan daraltmayı hedefleyen bir savunma anlayışı içinde olan takımız. Bu yoğun trafik içinde de başta oluşturduğun felsefeyi yolda değiştirmek mümkün değil, yani hadi pres yapalım diyip 2 gün ona çalışıp taktiği hazırlamak çok mümkün değil. Onun alt yapısını yazın kurgulamak gerekiyor, kendi oyuncuların ona uygun mu değil mi kontrol etmen gerekiyor, eğer oyuncu yapın da buna müsait değilse o baskı taktiğinden de vazgeçmen gerekir sonradan. Çok hazır olmadan bu baskıyı yaparsan ve tutarsa olumlu katkı verebilir elbette ama 10 maçtan sadece 2’sinde tutar bu durum. Bu maç için de rakibin tek oyun kurucusu olduğu için biz topu tam sahada ezmeyi planladık fakat bunu başarıyla uygulayamadık. Çok kötü bir maç oynadık ve kendimizden de memnun değiliz, bunu görmek için de çok iyi gözlemci olmaya da gerek yok. Maçtan da gereken dersleri çıkardık ama idmanda çalışmadığımız bir 5 ve idmanda çalışılmamış taktik düzeni Oktay Mahmuti basketboluna uygun bir şey değil. Bazı takımlarda bu mümkün olabilir, onlarda taktik esneklik olabilir ama o takımlar da başka şeyleri iyi yapamazlar. Biz genellikle ilkeli ve prensipli olan, aynı taktiği üstüste uygulayan takımların, taktik esnekliği fazla olan takımlardan sezon sonunda daha yukarıda kalacağına inanan felsefeye sahibiz, buna öyle bakmak lazım. Topu daha fazla ezmemiz, guarda baskı yapmamız gerektiği doğrudur bu konuda da çalışıyoruz, yakın zamanda da daha iyi yapacağız bunu ama mutlaka kurgulanmış presle olacak diye bir kaide yok.


Lakovic fikrine kesinlikle katılmıyorum, Sloven Milli Takımı’nda da Goran Dragic ile aynı anda sahadayken 1 numara olan daha ağırlık olarak Dragic’ti. Barcelona’da Rubio ve Sada ile beraber aynı anda sahadayken final fourda bile süre alırken pozisyonu 2 numaraydı. Beşiktaş maçında da guarda baskı yapmak istediğimizden baskıya daha uygun oyuncularımızı 1 numara değerlendirdik. Lakovic’in savunmasına gelince de Navarro’ya karşı çok iyi durdu mesela ve oldukça da gayret gösteriyor savunmada. Hep aynı şeylere geliyoruz ama 1 numarayı savunmak 2 numaradan daha kolaydır diye bir kalıp yok basketbolda, bu kalıplardan da kurtulmamız gerekiyor. Rakip savunmanın ona aldığı önleme gelince de yıllardır bu baskıyı yaşamış bir oyuncu Lakovic ve bu yüzden bizde forma giyiyor, karşı takım baskı yaptığında da Lakovic’e saha içinde doğru kurgulanmış pozisyonlar hazırlayarak onu hem yaratan hem de bitiren oyuncu olarak kullanmak isteriz. Ayrıca Lakovic 2 numarada oynasa bile 1 numarada oynayan oyuncuyu da savunabilir, her maç değişebilir bu durum ama bu maçta karşı takımda tek guard vardı, baskı yapmamız gerektiğinden onu orada değerlendirmedik savunmada.
 
Sanki son birkaç haftadır bizim takım özelindeki soruların cevaplarının içinde daha da çok genel bilgi de oluyor çok da iyi ve öğretici oluyor teşekkürler.
 
Biz genellikle ilkeli ve prensipli olan, aynı taktiği üstüste uygulayan takımların, taktik esnekliği fazla olan takımlardan sezon sonunda daha yukarıda kalacağına inanan felsefeye sahibiz, buna öyle bakmak lazım.

Birçok soru ve yaratılan sorun için joker cevap aslında çok önemli bir nokta
 

Üst