Arda Ezer
ARdaQue
Puanları
7
Çözümler
0
- Katılım
- 4 Eyl 2004
- Mesajlar
- 3,277
- Tepkime puanı
- 28
- Yaş
- 48
- Konum
- Erenkoy
- Web sitesi
- www.gsbasket.org
Bugün Kadıköy Caferağa Spor Salonu' nda Ülker-Galatasaray Genç Erkek Basketbol karşılaşmasını izleme fırsatı buldum. Maç öncesi Yalçın Abinin elinden meşhur sosisli sandwichlerimi yedikten sonra tribündeki yerimi alıp birşeyler karalarken devre arasına doğru Önder Bey' de bana katıldı ve birlikte sıcağı sıcağına yorumlarla maç sonuna kadar tribünde kaldık.
Bu ufak anektod sonrasında maça gelirsek.... Öncelikle ben bugün bir Genç Erkek maçı izlediğimize inanamadım. Ne Galatasaray ne de Ülker Genç Erkek Takımları iyi değiller. Bu takımlarda yer alan oyuncular birkaç sene sonunda A Takımı zorlayacak isimler ama bırakın A Takımı zorlamayı, kaçta kaçı gerçekten oyuncu olabilir diye kendimize sormamız lazım. Zaman zaman göze çarpan isimler yok değil ama genel anlamda "işte bu" diyebileceğim kimseyi göremedim bugün. Galatasaray' da 6 numaralı oyun kurucu guard İsmet HACIOĞLU zaten hepimizin yakından tanıdığı ve A Takım kadrosunda yer alan bir oyuncu. Zaten sahada en fazla göze çarpan oyuncu da kendisiydi. Ama pek tabi ki İsmet HACIOĞLU' nun da gerçekten oyuncu olması için tabiri caizse kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor.
Ismet HACIOĞLU zaten tanıdığımız bildiğimiz bir oyuncuydu (ki seneler önce yıldız takımdayken yine Caferağa' da kendisini izlemiş ve yetenekli bir oyuncu olduğunu görmüştük.) ; gelelim takımın genel durumuna ve diğer oyunculara....
Öncelikle benim şahsen çözemediğim bir konu var ki; altyapı takımlarına hangi akla hizmet yabancı bir teknik sorumlu getirilir? Küçük yaşta her şekilde eğitilmesi gereken, baba-oğul ya da ağabey-kardeş ilişkisine kesinlikle gereksinim olan bir ortamda takımı yabancı bir teknik adama teslim etmek ... Kimse kusura bakmasın ama bana çok ters geldi. Kendileriyle aynı dili konuşmayan bir ağabey ya da bir babanın oyunculara nasıl faydası olacak ben anlayamıyorum. Anlayan varsa beri gelsin ...
Takımın genel olarak kapasitesi çok sınırlı. Kapasitesi sınırlı bir takıma taktiksel katkı yapmak da bir hayli zor. Hücum tamamen İsmet HACIOĞLU' nun omuzlarında. O da zaten bir süper yıldız değil. Karşı takımda kendi ayarında bir guard olmamasına karşın çok fazla basit hatalar yaptı. Galatasaray Genç Erkek Takımı' nda 13 numaralı oyuncuyu sahada görüp de şaşırmayan bir izleyici düşünemiyorum. Bu oyuncu kimin oğludur, kimin yeğenidir ya da kimin akrabasıdır bilen varsa lütfen söylesin. Bu fizikte bir insanın basketbol oynaması basketbol sporuna ihanettir. Tribünden görüldüğü kadarıyla 1.90 cm civarında bir boya sahip ve pek tabiki tartıp ölçmedik ama tahminen 130-140 kg. ağırlığında olmalı diye düşünüyorum. Sahada koşamayan, yürümekte bile zorluk çeken bir insanın Galatasaray Genç Erkek Takımında hatırı sayılır süreler alması üzücü.
Takımda 6 numara İsmet ile beraber oynamaya çabalayan ve az-çok bir cevhere sahip tek oyuncu 14 numaralı formayı giyiyor. 3 numaralı forvet mevkiinde fena işler yapmadı, en azından tribündeki insanların basketbol izlemesine yardımcı oldu. Yumuşak bir bileğe sahip ve kendine de güveniyor. Savaşmayı seven bir oyuncu gibi görünmesine rağmen pota altı mücadelelerine pek girmeyi sevmiyor. Kendini biraz daha pota altı savaşına vermeli diye düşünüyorum. Çalışmalarını aksatmaması durumunda ileride iyi oyuncu olabilir. Bunun sinyallerini veriyor.
5 numaralı Berk ÜNER' in durumu zaten herkesce malum. Kapasite bakımından bu takımda yer alması zor ama zaten takımın geneli bu kapasitenin altında olunca çok da fazla sırıttığını söylemek zor. 12 numaralı oyuncumuz pas vermesini bir türlü öğrenememiş göründü. İdmanlarda pas konusunda çalışmalar yapması şart. 15 numaramız için fazla yazılacak yorum yok. Boyunun uzun olması sonucunda takımda yer bulabilen tipik altyapı facialarından biri. Biz genç takım zamanlarımızda böyle oyunculara Ekol derdik
Takımın yedek guardlarından 7 numaralı oyuncuya gelirsek; sıfır fundamentale sahip bir oyun kurucu modeli deyip kendisiyle ilgili yorumu kesmek istiyorum. 9 numaralı formayı giyen off-guard pozisyonundaki oyuncumuz ise ben de kesin bir kanı bırakmadı. Karşılaşmanın genelinde çok basit hatalar yaptı yapmasına ama zaman zaman da bu tarz hatalar yapan bir oyuncudan beklenmeyecek kadar kaliteli bir oyun sergiledi. Belki de kendisini ileriki karşılaşmalarda daha dikkatli gözlemlemek gerekiyor.
Sonuç olarak pek tabi ki tek maç sonunda yorumda bulunmak çok sağlıklı bir olay olmasa da yorumladığımız oyuncular altyapıda boy gösteren isimler ve altyapılarda kişisel bazda iyi ve skorer oyundan öte yetenek ve kumaş hemen göze çarpar. Oyuncu iyi gününde olmasa bile yeteneği ve kumaşı bellidir. Ki zaten altyapıların da amacı budur. Yetenekli ve iyi bir kumaşa sahip oyuncuların eğitilmesi, tecrübe kazanması altyapı takımlarının amacıdır. Bu amaç doğrultusunda yorumlamaya çalıştığım Genç Erkek Takımımızı çok daha iyi görmek hepimizin dileğidir. Altyapısı sağlam olmayan takımların üst yapısı da sağlam olamaz.
Genç Erkek Takımı ile ilgilenen Erbil ALTANLAR ile Sertan ÇAKIRER' e de bu zor görevlerin de başarılar diliyorum. Yalnız Sertan Bey, yeni gelen yabancı teknik sorumlu dolayısıyla durumu biraz içerlemiş gibi göründü. Kendisine tamamen hak verdiğimi söylemeliyim .
Sürçü lisan ettiysek affola. Sevgiler saygılar
Arda EZER
07.11.2005
Bu ufak anektod sonrasında maça gelirsek.... Öncelikle ben bugün bir Genç Erkek maçı izlediğimize inanamadım. Ne Galatasaray ne de Ülker Genç Erkek Takımları iyi değiller. Bu takımlarda yer alan oyuncular birkaç sene sonunda A Takımı zorlayacak isimler ama bırakın A Takımı zorlamayı, kaçta kaçı gerçekten oyuncu olabilir diye kendimize sormamız lazım. Zaman zaman göze çarpan isimler yok değil ama genel anlamda "işte bu" diyebileceğim kimseyi göremedim bugün. Galatasaray' da 6 numaralı oyun kurucu guard İsmet HACIOĞLU zaten hepimizin yakından tanıdığı ve A Takım kadrosunda yer alan bir oyuncu. Zaten sahada en fazla göze çarpan oyuncu da kendisiydi. Ama pek tabi ki İsmet HACIOĞLU' nun da gerçekten oyuncu olması için tabiri caizse kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor.
Ismet HACIOĞLU zaten tanıdığımız bildiğimiz bir oyuncuydu (ki seneler önce yıldız takımdayken yine Caferağa' da kendisini izlemiş ve yetenekli bir oyuncu olduğunu görmüştük.) ; gelelim takımın genel durumuna ve diğer oyunculara....
Öncelikle benim şahsen çözemediğim bir konu var ki; altyapı takımlarına hangi akla hizmet yabancı bir teknik sorumlu getirilir? Küçük yaşta her şekilde eğitilmesi gereken, baba-oğul ya da ağabey-kardeş ilişkisine kesinlikle gereksinim olan bir ortamda takımı yabancı bir teknik adama teslim etmek ... Kimse kusura bakmasın ama bana çok ters geldi. Kendileriyle aynı dili konuşmayan bir ağabey ya da bir babanın oyunculara nasıl faydası olacak ben anlayamıyorum. Anlayan varsa beri gelsin ...
Takımın genel olarak kapasitesi çok sınırlı. Kapasitesi sınırlı bir takıma taktiksel katkı yapmak da bir hayli zor. Hücum tamamen İsmet HACIOĞLU' nun omuzlarında. O da zaten bir süper yıldız değil. Karşı takımda kendi ayarında bir guard olmamasına karşın çok fazla basit hatalar yaptı. Galatasaray Genç Erkek Takımı' nda 13 numaralı oyuncuyu sahada görüp de şaşırmayan bir izleyici düşünemiyorum. Bu oyuncu kimin oğludur, kimin yeğenidir ya da kimin akrabasıdır bilen varsa lütfen söylesin. Bu fizikte bir insanın basketbol oynaması basketbol sporuna ihanettir. Tribünden görüldüğü kadarıyla 1.90 cm civarında bir boya sahip ve pek tabiki tartıp ölçmedik ama tahminen 130-140 kg. ağırlığında olmalı diye düşünüyorum. Sahada koşamayan, yürümekte bile zorluk çeken bir insanın Galatasaray Genç Erkek Takımında hatırı sayılır süreler alması üzücü.
Takımda 6 numara İsmet ile beraber oynamaya çabalayan ve az-çok bir cevhere sahip tek oyuncu 14 numaralı formayı giyiyor. 3 numaralı forvet mevkiinde fena işler yapmadı, en azından tribündeki insanların basketbol izlemesine yardımcı oldu. Yumuşak bir bileğe sahip ve kendine de güveniyor. Savaşmayı seven bir oyuncu gibi görünmesine rağmen pota altı mücadelelerine pek girmeyi sevmiyor. Kendini biraz daha pota altı savaşına vermeli diye düşünüyorum. Çalışmalarını aksatmaması durumunda ileride iyi oyuncu olabilir. Bunun sinyallerini veriyor.
5 numaralı Berk ÜNER' in durumu zaten herkesce malum. Kapasite bakımından bu takımda yer alması zor ama zaten takımın geneli bu kapasitenin altında olunca çok da fazla sırıttığını söylemek zor. 12 numaralı oyuncumuz pas vermesini bir türlü öğrenememiş göründü. İdmanlarda pas konusunda çalışmalar yapması şart. 15 numaramız için fazla yazılacak yorum yok. Boyunun uzun olması sonucunda takımda yer bulabilen tipik altyapı facialarından biri. Biz genç takım zamanlarımızda böyle oyunculara Ekol derdik

Takımın yedek guardlarından 7 numaralı oyuncuya gelirsek; sıfır fundamentale sahip bir oyun kurucu modeli deyip kendisiyle ilgili yorumu kesmek istiyorum. 9 numaralı formayı giyen off-guard pozisyonundaki oyuncumuz ise ben de kesin bir kanı bırakmadı. Karşılaşmanın genelinde çok basit hatalar yaptı yapmasına ama zaman zaman da bu tarz hatalar yapan bir oyuncudan beklenmeyecek kadar kaliteli bir oyun sergiledi. Belki de kendisini ileriki karşılaşmalarda daha dikkatli gözlemlemek gerekiyor.
Sonuç olarak pek tabi ki tek maç sonunda yorumda bulunmak çok sağlıklı bir olay olmasa da yorumladığımız oyuncular altyapıda boy gösteren isimler ve altyapılarda kişisel bazda iyi ve skorer oyundan öte yetenek ve kumaş hemen göze çarpar. Oyuncu iyi gününde olmasa bile yeteneği ve kumaşı bellidir. Ki zaten altyapıların da amacı budur. Yetenekli ve iyi bir kumaşa sahip oyuncuların eğitilmesi, tecrübe kazanması altyapı takımlarının amacıdır. Bu amaç doğrultusunda yorumlamaya çalıştığım Genç Erkek Takımımızı çok daha iyi görmek hepimizin dileğidir. Altyapısı sağlam olmayan takımların üst yapısı da sağlam olamaz.
Genç Erkek Takımı ile ilgilenen Erbil ALTANLAR ile Sertan ÇAKIRER' e de bu zor görevlerin de başarılar diliyorum. Yalnız Sertan Bey, yeni gelen yabancı teknik sorumlu dolayısıyla durumu biraz içerlemiş gibi göründü. Kendisine tamamen hak verdiğimi söylemeliyim .
Sürçü lisan ettiysek affola. Sevgiler saygılar
Arda EZER
07.11.2005