• Sitemiz şuan güncelleme aşamasındadır, karşılaşabileceğiniz teknik sorunlar için şimdiden özür dileriz.

Bugün...

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Fırat Uzun
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 0:09
Tüm forumun kurban bayramı mübarek olsun.
 
Kapitalist ulus devletten Kapitalist şehir devletine; yani küçülen Kapitalist devlet haritalarına geçiş yanlılarının tarihsel anlamda bozguna uğradığı gün. Zira 2020'nin son günlerinden itibaren bu geçişin hemen yarın yaşanacağı ön kabulüyle geldiler bugüne. Bürokratlar burjuvalara kıyasla ehven-i şer, yani kötünün iyisi sonucu çıktı Amerikanlaşan başkanlık seçimlerinden. Nükleer silahlar bu nicelikle üretilmişken, maddeler üzerinden çağın gerileyeceği bir Dünya'da hegemonik olmak; sanayi toplumunun dinamiklerinde burjuvalar adına söz konusu olamaz. Sonucunda, çıkarları doğrultusunda bürokratlara güç devrettiler.
 
Tüm Galatasaraylılara sağlıklı ve mutlu yıllar dilerim. 🎆
 
Bugün değil ama geçen gün Quiz Night adlı bir etkinliğe katıldık Utku ile. Behzat Ç.'ye yönelik eğlenceli bir yarışmaydı.

Yarışmada grup adını Gsbasket olarak tercih ettik, organizatörün bayağı ilgisini çekti. 20 sene önce forum aracılığı ile tanışmamız, hâlâ görüşüyor olmamız...

Hayatın akışında burayı ihmal etsem de bendeki yeri çok farklı. Bir çok değerli insanı tanıdım bu forum sayesinde. Nice güzel anılar biriktirdim, biriktirmeye de devam edeceğim. Benim gibi vefasızlara rağmen bu forumun ayakta durması için emek harcayanlara yürekten teşekkür ederim...
 

Ekli dosyalar

Bugün bu ülkede milletin kaderine darbe yapıldı. Bir daha seçim olmayacak galiba!
 
2023 Mayıs seçiminde boşuna denmedi yine iktidar değişmezse bu son seçimimiz olur diye. O vakit iktidarın saf yandaşları her seçim benzer şeyler söylüyorsunuz diyordu ama bugün gelinen nokta neden son seçim dendiğinin ispatıdır. Seçmek istediğimizi aday bile yaptırmayacaklar ve hatta tepki oylarıyla başka bir muhalif aday seçilir karşısına kim çıkarsa o kazanır gibi görünürse bugün hukuku askıya aldıkları gibi hukuku ve demokrasiyi değil askıya depoya kaldırırlar.

Mesele bir kişinin iktidarından fazlası çünkü çok sık bahsettiği dava uğruna yapıyor bunu. Adı batasıca dava ise Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devletinin bu yapısına 100 yılı aşkın yaptıkları saldırıları nihayete ulaştırmaktır. Cumhuriyete yapılan bu darbe girişimi işin son noktasıdır artık. 2 yıl önce seçimle göndermek için son şansımızdı değerlendiremedik bugün ise sesimizi yükseltmek için son şansımız ve bunu da değerlendiremezsek vay halimize! Ne yazıkki gazımızın kaçacağı ümidiyle 4 gün de eylem yasağı getirdiler. Eğer diledikleri düşündükleri olursa yazıkalr olsun Atatürk gençliğine! Ancak geçmişteki tecrübelerden gördüğüm gezi iktidarı ne kadar korkuttuysa gezi sonrası yaşananlar da muhalif vatandaşı korkutmuş. Herşeye alışıyorlar ve buna da alışacaklar gibi hissediyorum.

Şu anda tek geçerli akçe onurlu şekilde ayakta kalmaktır .

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!
 
İngiltere'nin başına Nigel Farage ya da küçük bir ihtimalle Liz Truss gelene dek, İngilterelilikten WASP İngilizliğe geçiş yaşanana dek; İngiltere'nin kadroları Dünya'nın her yerinde kaybetmeye mahkum 2025-2029 aralığında.

Türkiye'deki bu İngiltere'ye tabi muhalif olma hali, siyaset sosyolojisi Mayıs 2023'te Altılı Masa adlı Akp'nin geçmişteki en geri kadroları tarafından yönetilen rezillliğin yan yatıp çamura batmasıyla hükmünü bütünüyle yitirmişti. Zira, Dünya'da siyasi seçimler tarihinin en ağır yenilgisiydi. Bu bölüm zaten birkaç cümleden fazlasına değer bir içerik değil. Karından konuşmanın da hiçbir esprisi yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin 1973-2012 aralığındaki iradi dağılma sürecinin geri kadrolarına kurtarıcı muamelesi yapan insanlar; ateş olsa cürmü kadar yer yakar.

Esas problem, Dünya'da 1946-2020 aralığının tortuları da dahil olmak üzere bütünüyle son bulduğu; Amerika Birleşik Devletleri'nin Dünya'nın son 52 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nden sonra 2 numaralı devlet biziz diyerek muntazam bir başarıyla deri değiştirdiği günlerde, Türkiye-İngiltere ilişkileri. Türkiye Cumhuriyeti, İngiltere'nin yönetiminde İngilterelileri değil de İngilizleri görüyor halisünatif bir yaklaşımla. Bu İngilizlere dair, David Cameron dışında zikredilebilen tek bir isim dahi yok. David Cameron'la iş yapıyoruz demek de, Türkiye'de bugün Tansu Çiller'le iş yapıyoruz demeye yakın bir bağlayıcılık keza ciddiyet barındırıyor.

Dünya'da tarih yazılan değil de, politika üzerinden tarih yapılan zamanlar. Siyasi manyeller sadece zaman kazandırabilir. Aman diyorum.
 
Çocukluğumuzun en güzel seslerinden, “Haaaaagiiiiiiiiiii” ve “Jardeeelllll” demesiyle bize futbolu ve şampiyonlar ligini sevdiren efsane spor spikeri Sabri Ugan kansere yakalanmış ve kemoterapi alıyormuş. Kendisine acil şifalar diliyorum. Umarım bir an önce sağlığına kavuşur.

 
Açıkçası son zamanlarda yaşanan olayları düşünüyorum ve rabbim memlekete esenlik ferahlık versin demekten başka bir şey gelmiyor içimden. Yeni açılım, zeytinliklerin enerji ve madencilik torba yasası içerisinde eritilmesi derken bugün de Fatih Altaylı trajikomik şekilde tutuklanmış. İfade özgürlüğünü filan geçtim ama söylediğimiz bir şey anlaşılmayacağı veya yanlış anlaşılacağı için problem yaşayabileceğimiz bir evredeyiz.
 
Sabri Ugan'ın ardından Ümit Aktan'ı kaybetmişiz. Allah rahmet eylesin. Güzel günlerden kalan kaliteli biriydi. Tüm maykıllar seninle olsun Ümit Abi :)
 
Sabri Ugan'ın ardından Ümit Aktan'ı kaybetmişiz. Allah rahmet eylesin. Güzel günlerden kalan kaliteli biriydi. Tüm maykıllar seninle olsun Ümit Abi :)
Çok üzüldüm. Çok severdim. Mekanı cennet olsun inşallah
 
Mayıs'ın sonunda Euroleague'i kazanan kulübün o günlerdeki başkanı, Eylül'ün sonunda başkanlık seçimini kaybetti.

Avrupa basketbolu 2016 yazından bu yana can çekişiyor. İlgimizi çeken figürlere, yüzlere; hatta 2024 Panathinaikos gibi kült bir takıma tanıklık etsek de tablo somut. Amerikan Cumhuriyetçiler, NBA'le olmasa dahi; NCAA ile Euroleague arasında sistematik bir ilişki kurarak kurtarabilir Avrupa basketbolunu. Pelerinlerine muhtaç bir hal var.

LNG zorunluluğunun, kültürel alandaki geri ödemesi olur hem.
 
Son düzenleme:
Yarı yarıya derbiyi nasıl da özlemişiz. Zevkten öldük Sinan Erdem'de. :)

Fenerbahçe tribünü maça yaklaşık 1.5 saat kala salona nizami şekilde yerleşerek etkin bir görüntü oluşturdu. Fakat hayli keyifli şekilde, salon çevresinde maça dair ön hazırlığın hakkını dibine kadar vererek parçalı şekilde içeri giren Beşiktaş tribününe karşı bir o kadar hantal kaldı. Salonda geçen uzun zaman dilimi, tribün içerisinde de çok sayıda kavga çıkmasına sebebiyet verdi Fenerbahçelilerde. 40-16'lık başlangıç oldukça toparlayıcı bir etki yarattı tabi. Tribünün salona bu kadar erken girmesi son bölümde gelen, Marmaray'da Beşiktaşlı yoğunlukla birlikte salona yürümek zorunda kalan münferit taraftarları adına da açmaz yaratabilirdi. Tabi bu 2000-2020 aralığındaki yarı yarıya derbilerin yaklaşımı. 2020'lerin dinamikleri hayli farklı ve polisin de ihtimamıyla sorunsuz atlatıldı görüm dahilinde.

Sahada Fenerbahçe Beko'nun, tribünde ise özellikle son periyotta salonu yıkan beste üzerinden Beşiktaşlıların kazandığı bir akşam oldu. Yoğun ses, torpiller, kavgalar, emin olamamakla birlikte biber gazı, 2020'lerin iz düşümüyle salonda yer alan muhtelif sosyolojik profiller ve taraftarlık üzerinden ilgi çekici reaksiyonları derken; bu akşamın tatmini çok uzun süre götürür. :)

Bilhassa 2010'larda hayli olağan hazlardı bizler adına yarı yarıya derbiye odaklı yaşanan günler. 2020'lerde Dünya'da bir gelecek inşa ediliyorken, geçmişin böyle derinlikli tatlarına fazlasıyla ihtiyacımız var.
 
Son düzenleme:
Yarı yarıya derbiyi nasıl da özlemişiz. Zevkten öldük Sinan Erdem'de. :)

Fenerbahçe tribünü maça yaklaşık 1.5 saat kala salona nizami şekilde yerleşerek etkin bir görüntü oluşturdu. Fakat hayli keyifli şekilde, salon çevresinde maça dair ön hazırlığın hakkını dibine kadar vererek parçalı şekilde içeri giren Beşiktaş tribününe karşı bir o kadar hantal kaldı. Salonda geçen uzun zaman dilimi, tribün içerisinde de çok sayıda kavga çıkmasına sebebiyet verdi Fenerbahçelilerde. 40-16'lık başlangıç oldukça toparlayıcı bir etki yarattı tabi. Tribünün salona bu kadar erken girmesi son bölümde gelen, Marmaray'da Beşiktaşlı yoğunlukla birlikte salona yürümek zorunda kalan münferit taraftarları adına da açmaz yaratabilirdi. Tabi bu 2000-2020 aralığındaki yarı yarıya derbilerin yaklaşımı. 2020'lerin dinamikleri hayli farklı ve polisin de ihtimamıyla sorunsuz atlatıldı görüm dahilinde.

Sahada Fenerbahçe Beko'nun, tribünde ise özellikle son periyotta salonu yıkan beste üzerinden Beşiktaşlıların kazandığı bir akşam oldu. Yoğun ses, torpiller, kavgalar, emin olamamakla birlikte biber gazı, 2020'lerin iz düşümüyle salonda yer alan muhtelif sosyolojik profiller ve taraftarlık üzerinden ilgi çekici reaksiyonları derken; bu akşamın tatmini çok uzun süre götürür. :)

Bilhassa 2010'larda hayli olağan hazlardı bizler adına yarı yarıya derbiye odaklı yaşanan günler. 2020'lerde Dünya'da bir gelecek inşa ediliyorken, geçmişin böyle derinlikli tatlarına fazlasıyla ihtiyacımız var.
Zagrepte aldıkları yenilgi bu zaferin önüne geçen bir gelişme oldu. todesco için belki erken ama Sadettin saran, sanırım fazla ısrarcı olmayıp aykutu yada ismaili takımın başına getirir. bu bizim değil onların sorunu tasarrufu tabiki.
 
NATO tarafından bombalanıp da NATO'ya üye olan tarihteki tek ülke Karadağ. Rusya-Ukrayna savaşının ardından, toplumsal antropolojiyle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir biçimde; kendilerini küçük Ukrayna olarak konumladılar. Sonucunda, Sosyalist Yugoslavya'nın 1974 Anayasası'yla iradi dağılma ve Kapitalist üretim ilişkilerine geçiş kararının ardından halının altında ne biriktiyse; Rusya-Ukrayna savaşıyla yaşanan son 4 yılda fırtına gibi dışavurdu. Dün gece yaşanan, taciz ve yaralama temelli ilk olay evet geçmişte milyonda bir meydana geliyordu. Son 4 yıldaysa, ülkenin gündelik yaşayışının normali halini aldı. Türklere ya da yabancılık unsuruna gerek duyulmuyor bu oluşların gerçekleşmesi adına. Antropoloji demişken, Karadağ'ın biz küçük Ukrayna'yız demesi ne kadar tutarlıysa; bir Azerbaycan Türk'ünün sokakta bir kadını taciz etmesi de o kadar tutarlı. Hikaye ilk andan zeminsiz. Olaydaki 2 Türkiye Türk'ü içinse aynı şeyi söyleyemeyecek, aynı öngörüde bulunamayacağım üzülerek.

Türkiye 1952 yılında, Dünya'nın öbür ucunda yaşanan Kore Savaşı üzerinden NATO'ya üye oldu. Yani, vatandaşlarının bugün sokağa çıkamadığı Karadağ'ın büyük abisi olması gerekiyor. Öyle algılanmadığı ise son derece açık. NATO'ya üyelikten takriben 30 yıl önce, ülkedeki en temel açmaz hayatta kalan erkek eksikliğiydi. Türkiye'nin, Kore'de 3000 askeri öldü. Batı Bloku'nda Kapitalist üretim ilişkileriyle kurulan hayat Allah yoluna olmaktan o kadar uzaktı ki, şehit olup olmadıkları tartışması o gün bugündür sürüyor. İş, en nihayetinde Kore'li küçük bir kız üzerinden yaşanan duygu sömürüsüne gelip çatıyor.

NATO'ya üyelik süreci dahilinde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tek ilerlemeci eğitim kurumu olan Köy Enstitüleri kapatıldı. NATO'ya üyelik için verilen temel taviz buydu. Sonucunda, bir Azerbaycan Türk'üne kefil olmak benim için ne kadar mümkünse; ben ve gelen ilk reaksiyonlardan yola çıkarak ortalama insan için, Türkiye Türk'üne kefil olmaksa aynı ölçüde güç. Keza Karadağ'daki Türklerin, bugüne kadar diasporaya evrilememesinin temel sebebi de burada yatıyor. Musibet yaşanmadıkça, nasihat doğal olarak bir kulaktan girip diğerinden çıkıyordu politik tarih sebebiyle.

Bugün itibariyle, Amerikanların iktidarının ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin Amerika Birleşik Devletleri'yle kuruyor olduğu bürokratik ve istihbari ilişki hayli yapıcı. Türkiye Cumhuriyeti'nin, çeyrek asırdır Rusların iktidarda olduğu Rusya Federasyonu'yla kurduğu ilişki de yapıcı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tek gerçek beka sorunu ise, İngiliz olamayan İngiltereliler tarafından yönetilen İngiltere'yle kurduğu; bitmek bilmeyen diplomatik ve istihbari ilişki. Amerika Birleşik Devletleri'nin başında Amerikanlar değil de, Amerikalılar varken bu ilişki sıfırlanmış; bir yerde donmuştu. İngiltere'yle ise hem akış sürüyor, hem de eli verip kolu kurtaramama noktasına geldiği görüsünü yaratıyor bende Karadağ'da yaşananlar üzerinden. Zira Rusya-Ukrayna savaşı, özünde kalıcı bir Rusya-İngiltere savaşı. İngiliz Nigel Farage İngiltere'nin başına geçmediği sürece de, nükleer savaş riski 1964'ten bu yana ilk kez bu kadar kuvvetli Dünya'nın son 4 yılında.

Yunanlar, Kürtler, Ermeniler bu coğrafyanın insanları. Çatışma da çıksa, kan da dökülse hikayenin sonunda bir ortak yaşam yaratılır toplumsal antropoloji üzerinden. Beka sorununu doğru yerde aramakta, dengeyi ise doğru okuma üzerinden doğru aktörlerle kurmakta yaşamsal bir fayda var. Bundan 2000 yıl sonra, insan 21. yüzyılda sınırlı da olsa uzay aracı mı kullanıyordu sorusu hayretle sorulabilir; nükleer yok oluşun ardından ortaya çıkabilecek yeni insan tarafından.
 
Geri
Üst