2020 Tokyo Paralimpik Oyunlarında Türk Sporcular

Türk Sporcular 2020 Tokyo Paralimpik Oyunlarında Kaçı Altın olmak üzere Toplam Kaç Madalya Alır?

  • 6+ Altın, 20- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 4-5 Altın, 15- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 2-3 Altın, 10- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 1 Altın, 7+ Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 1 Altın, 7- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 0 Altın, 7+ Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 0 Altın, 7- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    4
  • Anket kapatılmış .
Paralimpik Oyunlarında bugünkü açılış töreninin bitmesinin ardından yarın itibariyle sporcularımız da boy göstermeye başlayacak. 23 ana branşın 13'ünde varız ve 44'ü kadın 87 sporcumuzla tarihimizin en yüksek katılımını sağladık. Tekerlekli Sandalye Erkek Basketbol takımımızın 12 kişilik kadrosunu hesaba katarsak kadın katılımının ne kadar yüksek olduğunu anlayabilir ve bunun ne kadar değerli olduğunu kavrayabiliriz sanırım. Rio'da 3'ü altın toplam 9 madalya almıştık ama bu oyunlarda Olimpik sporcularımızın toplam madalya sayısını yine geçerlerse şaşırmamak gerek. Ancak madalya konusunda kıyaslama yapmamamız lazım. Zira Paralimpik oyunlarında daha az dal olsa da farklı engel seviyeleri için ayrı kategoriler olması nedeniyle olimpiyatlara göre 1,5 kat fazla madalya dağıtılıyor. Hatta atletizm ve yüzmede dağıtılan toplam madalya sayısı neredeyse tüm oyunlarda dağıtılacak madalyaların 3'te 2'si kadar. Olimpiyatlarda da bu 2 ana branş en çok madalya dağıtan branşlardır ama toplama oranları 4'te 1'de kalır. Biz bu 2 madalya deposu ana branşta şimdiye kadar çok başarılı olamasak da bu oyunlarda özellikle yüzmede iddialı olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu oyunlara yeni eklenen tekwandoda 6 sporcuyla full takım katılıyoruz ve oldukça iddialıyız(Bize en yakın ülkelerin 3 sporcusu var. Olimpiyatlarda da bu kategoride liderdik ama sonuca pek yansıtamamıştık.) Rio'da harika sıralama atışları performansımızın ardından eleme müsabakalarında büyük hayal kırıklıkları yaşayan okçularımız da bu sefer daha tecrübeli ve üst üste madalya haberleri hiç uzakta değil. Daha önceki oyunlarda madalyalar kazandığımız Ağırlık Kaldırma(Halter), Atıcılık, Masa tenisi, Golbol gibi branşlarda yine iddialıyız.

Önemli olan katılmaktı sözünün en çok anlam bulduğu organizasyonda bulunmaları bile çok değerli bireysel olarak. Madalya kazanmaları elbette başta onlar için çok güzel olur ama bu oyunların amacının kazanmak değil yarışabilmek olduğunu aklımızın bir köşesinden çıkarmadan izlersek çok daha olumlu duyguları yaşarız. Sadece kendi sporcularımız için bu başlık ama tüm sporcuların milletinin öneminin azaldığı bu oyunlarda herkese en samimim şekilde başarılar dilemek gerek.

NOT: Yine de madalya anketimizde tahminlerimizi belirtmenin zararı olmaz.
 
Dün masa tenisine denk geldim bizim oyuncunun bir kolu ve bacakları yok, rakipte gördüğüm kadarıyla eksik bir uzuv falan yoktu. Sapasağlam insan gibiydi. Nasıl oluyor anlamadım.
 
Dün masa tenisine denk geldim bizim oyuncunun bir kolu ve bacakları yok, rakipte gördüğüm kadarıyla eksik bir uzuv falan yoktu. Sapasağlam insan gibiydi. Nasıl oluyor anlamadım.

Eksik görmediğin uzuvları felçlidir muhtemelen. Sadece masa tenisinde değil yüzme ve atletizm gibi branşlarda da engel derecesine göre kategoriler var. Mesela masa tenisinde 11 kategori var. Engel derecesi en çok olan class 1, en az olan class 11 olarak nitelendiriliyor. İlk sınıflar tekerlekli sandalye seviyesinde. Sonrakilerin kolu olmuyor ya da topallama gibi durumları oluyor. Oyun tek elle oynandığı için tek kolunun olmaması da diğer elini tam kullanabiliyorsa ekstra bir engel olarak görülmüyor bildiğim kadarıyla. Sen bacakları yok dediğine göre tekerlekli sandalyededir her iki sporcu da. Maçlarını izledim genelde ama uzuvlarına dikkat etmedim. Ancak tekerlekli sandalyede oynayabiliyorsa bacağı olup olmamasının hiçbir önemi yok ki. Kullanamıyor demektir o bacakları. Ancak sınıflar herkese spor yapma imkanını sağlaması için engel derecesine göre belirlenir çok büyük oyuna etki yapan engelleri olmasa da. Tamamen felç olan bacaklarla ampute olanların hiçbir farkı olmaz. Örneğin tekerlekli sandalye basketbolunda da içlerinde normal hayatında topallayarak yürüyebilen hatta dikkatli bakılmasa engeli görülmeyecek ama koşan basketbolu oynarken engeli ona dezavantaj sağlayacak kadar belli olan sporcular var. Bunlar da tekerlekli sandalyede oynuyorlar ama 1'den 5'e puanlar var. Saha içinde toplam 14 puanı geçemiyorsun. Böylelikle daha yüksek engel seviyesinde oyuncular da sahada yer alabiliyor. Futbolda 8+3 yüzünden sürekli matematik yapıyoruz diye yakınan teknik adamlar tekerlekli sandalye basketbol koçu iyi ki olmamış :D
 
Saat 14.40'da Masa Tenisi Erkekler Class 4'te 2 sporcumuz aynı anda çeyrek final maçlarına çıkacak. 1 no.lu seribaşı Abdullah ÖZTÜRK ve 4 no.lu seribaşı Nesim TURAN'ın finale kadar birbirleriyle eşleşmeyecek şekilde yolları var. 1'i altın 2 kürsü bekleyebiliriz bu kategoride. Ayrıca Class 5'te de dünya 6 no.su Ali ÖZTÜRK dün alman BAUS'a(no:4) yenilerek grubu 2. bitirmişti ama yan grubun lideri dünya 2 numarasını grupta yenen Sırp PALIKUCA'yı(no:5) 3-1 yenerek yarı finale kaldı. Yarı finalde rakibinin Dünya 1 numarası Çinli Ningning CAO olduğunu ve çeyrek finalde dünya 2 numarası Tayvanlı CHENG dahil 3 maçında da set vermediğini düşünürsek pek şansı yok ama en azından kürsüye çıkma şansı yüksek.

Sabah saatlerinde Görme Engelli Judo Erkekler 60 kg'da Recepi ÇİFTÇİ ve ve Ağırlık Kaldırmada 55 kg Kadınlarda Besra Duman ile 2 bronz geldi. Okçulukta da sıralama atışları bitti ve W1 kategorisi Erkeklerde Nihat TÜRKMENOĞLU 661 puanla paralimpik rekoru kırarak ilk sırayı aldı ama önceki rekorun da Rio'da Ömer AŞIK'ın 648 puanlık atışları olduğunu ve ilk maçı olan çeyrek finalde elendiğini hatırlatmak gerek. Nihat da doğrudan çeyrek finale yükseldi. Bahattin HEKİMOĞLU ise 5.sırayı aldı ve son sırada yani 12.sırada yer alan Rus LEONOV ile 2.turda eşleşti. Rio'da ayrıca Naci YENİER de sıralamada 4.olmuş ama 2.turu geçtikten sonra çeyrek finalde elenmişti. Sadece 5 yıl içinde sıralamada ilk 4 yapan bu sporculara ne oldu merak ettim doğrusu. Onların olmamasına rağmen yine 1. ve 5. çıkarabilmişiz sıralamada. Umarım bu sefer Mete GAZOZ(sıralamada 10. olmuştu) misali işin sıralamada bitmediğini gösterirler. Daha rahat olacaklarını umuyorum.
 
Makaralı Yay Karışık Milli Takımımız kadın ve erkek sıralama turlarında en iyi dereceleri yapan 1'er sporcumuzun toplam puanına göre karışık takım sıralamasında 3.olmuştu. Bu sıralama atışları sonrası Öznur CÜCE ve Bülent KORKMAZ ikilisi olarak şekillenen takımımız 11 takım olduğu için doğrudan çeyrek finale yükselmeye hak akzanırken rakibi Tayland'ı yenen sıralamayı 6.bitiren Hindistan olmuştu ve onları 153-151 (Max puan 16 atış üzerinden 160 puan) yenerek sıralamayı 2. bitiren ve İtalya'yı 153-153 biten maçta Shot-off'ta 9'a karşılık 10 atarak geçen Rsuya ile yarı finalde eşleşti. Yarı finalde ise harika bir performans geldi ve tüm setlerde alınan 39'ar puanla toplamda 156 puana ulaşarak 156-155 Rusya'yı yendik. Üstelik Rio'da 155 puanlık puanlık performansıyla Çin'e ait olan Paralimpik rekorunu da 156 puanla kırdık. Düşünün Paralimik rekorunu egale ediyorsunuz ama rakibiniz rekoru kırıp sizi yeniyor. Büyük bir kapışma olmuş ama biz ayrıca 5 kere x işareti olan yerin çevresine atıldığında yani hedefin tam ortasına atıldığında x diye tarif edilen yere attık. Rusya ise sadece 1 kere bunu başardı. Şimdi birazdan bir önceki paralimpik rekorunun sahibi Çin'e karşı finale çıkıyoruz. Ama çeyrek finalde 154, yarı finalde ise 150 puan alabildiler. Yarı final performansı devam ederse şampiyonluk neden olmasın. Maalesef okçuluk da sanırım uluslararası yayın olmadığı için yayınlanamıyor bu müsabakalar ama skorbord üzerinden de olsa bu heyecanı takip edin derim.
 
Finalin ilk setine makaralı yay için çok kötü bir puan olan 4 tane 9 ile 36 puan yaparak 3 paun geride başlamıştık ama hemen ardından aynı tarifeyi Çin de uygulayınca eşitledik skoru. Kalan setler yakın geçse de hiç öne geçemedik ve 152 puan ile tamamldık. Çin'in kalan 2 atışı öncesi 133 puanı vardı ve son atış serilerinin frekansına bakınca 19 puan alarak shot-off'a kalması içten bile değildi ama 10-10 attılar ve altın madalyayı kaptılar. Biz yine x'e atma konusunda çok iyiydik ve 4 kere bunu başardık, rakibimiz Çin 1'de kalmışken. Ama maalesef hedefi tam ortadan vurmaya ekstra puan yok. Sadece istatistiğini tutuyorlar. Beraberlik durumunda bile ekstra bir getirisi yok. Yine de bu gümüş resmileşen bronz dışı ilk madalyamız olması yönünden sevindirici.

Trt ise sürekli Okçuluk Karma takımımız diye bu haberler verdi. Ama hangi karma takım? Dün çeyrek finalde Güney Kore'ye yenilen karma takım neyin karmasıydı o zaman? Ben açıklayayım; yukarıda da bahsettiğim gibi bu karma veya karışık takım makaralı yay takımımız. Dünkü ise W1 kategorisiydi. 4 Eylül'de de klasik ya da olimpik yay diye tabir edilen karma milli takımımız(aynı zamanda engel derecesine göre W2 kategorisi) yarışacak.

Trt spiker bazında genel olarak kötü ama olimpiyatlarda tekwandoyu ve karateyi(yanlış hatırlamıyorsam karateyi de anlattı) anlatan burada da maalesef judo ile ödüllendirilmiş(!) Adam yalnızca spordan veya spikerilikten anlamıyor değil aynı zamanda zır cahil! Bugün Rus bir erkek judocunun adı için tekrar tekrar baktım adı anadolu diyor. Herhalde ailesinde bir türk ya da Türkiye'de yaşamış biri var dedi. Ben de merak ettim adamın adına baktım. İsmi Anatolii imiş. Yani Rusya'da çok yaygın olan bir isim. Anatoliy, Anatoly veya Anatolii şeklinde latin alfabesinde yazılıyor. Bu isim genel olarak eski Sovyet ülkelerinde de var. Sen gelmiş bir şey bildiğini sanarak acaba Türkiye ile ilişkisi ne diyorsun. Yahu kardeşim Türkiye ile ilişkisi olsa adını anadolu mu koyar onca isim dururken. Bilmemesine de değil bir cahil özelliğini yine göstererek ahkam kesmesine sinirlendim. Sürekli saçma sapan sorular da soruyor yanındaki yorumcuya. Biri buna bilmediğin konuda sor utanma demiş küçükken herhalde ama bu biraz abartmış olayı. Bilmediğin konuları yayın öncesi günlerce çalışman lazım. Eurospor'tta böyle bir aksilik olmuyor mesela ama onlar da nedense olimpiyata para yığmışken nasıl bir spor kanalıysa artık paralimpik yayınlamıyorlar. Kendisi ayrıca antrenör kimliği olduğunu söyledi. Sanırım karate ya da boks gibi bir branşta antrenör. kendisi. Herhalde trt'de bakmışlar bu dövüş sporu antrenörü, tüm dövüş sporlarından da anlar spikerlik de ne ki zaten onu da yapar demişler. Trt'de işler böyle yürüyor zaten iyice anladık. Bir de türk sporcular söz konusu olunca öyle bir hamasi anlatım tarzı var ki evlere şenlik. Türk kalmayınca Azerilere de sıçradı bu izleyeni irite eden abartılı anlatım tarzı.
 
Goalball diye bir oyun var. Belki yeni çıktı belki de ben ilk kez gördüm. Çok ilginç ve keyifli bir oyun gibiydi. Fakat mantığını anlamadım; gözleri kapatılan oyuncular görme engelliler mi ?
Bu arada yüzmede bronz madalya geldi.
 
Goalball diye bir oyun var. Belki yeni çıktı belki de ben ilk kez gördüm. Çok ilginç ve keyifli bir oyun gibiydi. Fakat mantığını anlamadım; gözleri kapatılan oyuncular görme engelliler mi ?
Bu arada yüzmede bronz madalya geldi.

Bende tam bilmiyorum ama daha once de gormustum bu oyunu. Sanirim gorme engelliler oynuyor. Yerden sektirerek karsi kaleye gol atmaya calisiyorlar.

Abd ye 4-3 yenilmemize ragmen, grup lideri olarak gruptan cikmisiz. Diger grubun 4. sü ile oynayacagiz.
 
Goalball ya da artık Golbol dememiz gereken spor sanırım 2.Dünya savaşı gazilerinin ortaya çıkardığı bir spor. Uzun bir geçmişi var Paralimpik Oyunlarında. 1976 Paralimik Oyunlarından beri her oyunlarda var. Bizim için yeni bir spor ama başarılarımız hemen gelmeye başladı. İlk kez 2012'de sadece erkeklerde katılmıştık ama ilk seferinde bronz madalya kazanmayı başarmıştık. 2016'da ise kadın takımımız da ilk kez katıldı hem de altın madalyayla debut yaptı. Erkeklerde çeyrek finalde elenmiştik bu sefer.

Tokyo'da yine özellikle kadınlarda iddialıyız. ABD maçını izledim. Rakibe karşı sıklet farkı hissettirdik ama öndeyken yapılmayacak hatalar yapıp 2 kez penaltı yaptırarak maçı verdik. 5 farklı yenilmediğimiz sürece 1.lik gitmediği için de belki çok kasmadık. Rakip çeyrek finalde az daha son Dünya Şampiyonasında finalde yenildiğimiz Rusya olacaktı ama neyse ki Kanada, Çin'i yenemedi ve Rusya'yı geçip 3.olamayarak 5.olup elendi(Kanada kazansaydı çok ilginç bir şey olacak ve 5 takım da 2 galibiyet ve averajla eşleşecekti.. Rusya 3, Avustralya 4 oldu. Avustralya tercih edilebilecek bir takım özellikle de Rusya'ya ama son 2 maçını kazanarak son anda gruptan çıktılar ve ritim buldular. Erkeklerde ise Kadınlarda bizim çapraz grupta son maçta olmayan gariplik oldu ve 5 takım da 2'şer galibiyetle sıralandı. Biz de az farklı yenilip az farkla kazandığımız, savunmamızla ön plana çıkmamızın avantajıyla grup 3.sü olduk. Ama çaprazdan son 2 Dünya Şampiyonasının şampiyonu Brezilya ile eşleştik. Gerçi takımlar birbirine çok denk ve bu yüzden her şey olabilir.

Golbol son 2 oyunlarda rejisi yapılmayan bir oyundu maalesef. O yüzden takımımızın altın madalyası gereken ilgiyi görmedi. Başarının yanında izleyebilmek de önemli bir spor kültürü oluşturmak için. Neyse ki bu oyunlarda var ve ben de ilk kez baştan sona izlemeye başladım. Beklediğim gibi zevkli bir spor ama bazen tek düze gelebiliyor. Yapılan şey hep aynı ve gole yakın olmayan çok fazla şut atılıyor. Çok fazla ıska var bir bakıma. Ama heyecan maç sonuna kadar devam ediyor yakın geçen maçlarda.

Goalball diye bir oyun var. Belki yeni çıktı belki de ben ilk kez gördüm. Çok ilginç ve keyifli bir oyun gibiydi. Fakat mantığını anlamadım; gözleri kapatılan oyuncular görme engelliler mi ?
Bu arada yüzmede bronz madalya geldi.

Evet, hepsi görme engelli ama hepsi tam görmeyen değil. Bazıları az da olsa görüyor. O yüzden herkes istisnasız gözleri kapalı oynuyor.
 
Saat 11.45'te Golbol Kadın Milli Takımımız Rio'dan sonra üst üste 2. altın madalyamızı kazanmak i.in ABD'yle karşılaşacak. Grupta yenilmiştik ama o maçı izledim ve oyun olarak kesinlikle daha iyi olduğumuzu hissettirdik. Bize 5 farklı yenilmedikten sonra grup liderliği için mağlubiyet bile yetiyordu. ABD ise 2.liği garantilemek istiyordu. Maçı koparabileceğimiz 2.devre başındaki penaltıyı kaçırdıktan hemen sonra penaltıdan gol yiyince moral olarak ABD maçın içine girdi. 2 penaltı ve 1 basit hatayla verdik maçı. Ama dün ABD uzun süre 2-0 gerideyken son 3,5 dakikada skoru 2-1'e getirdi ve 1 dakikaya doğru skoru eşitledi. Golbol'de 3'er dakikalık 2 uzatmada altın gol çıkmazsa penaltılara gidiliyor. 6 penaltının ardından 3-2 ile ABD finale çıktı. Açıkçası kaybetmek üzereyken maçı çevirip kazanmaları final için bize dezavantaj olarak yansıyabilir. Ayrıca Brezilya zaten daha iyi bir tercih olurdu. Ama onlara keybetsek seviye olarak favorilerden biri değilken altın almaları çok üzücü olurdu. ABD mağlubiyeti daha sindirilebilir olur bu kadar final keybettiğimiz ya da altın hedefleyen sporcularımızın bunun dışında kaldığı paralimpik oyunlar olmasına rağmen

Bu arada paralimpik oyunlar sayfasından birçok branş canlı izlenebiliyor. Olimpik sayfadan da skorları daha rahat bulabiliyorsunuz ama canlı izlemek için paralimpik sayfasını tavsiye ederim.

 
Paralimpiklerin derli toplu branş branş analizini yapacağım ama şimdilik kendi adımıza bir özet geçeyim en azından. Öncelikle bu başlıkta açmış olduğum "Türk Sporcular 2020 Tokyo Paralimpik Oyunlarında Kaçı Altın olmak üzere Toplam Kaç Madalya Alır?" anketine biraz kısıtlı süre vermemin de etkisiyle az katılım olsa da 2 kişi (Çiğdem BAĞCI ve Mehmet Furkan ŞENBABAOĞLU) "2-3 altın ve 10+ toplam madalya" diyerek doğru tahminde bulundu. 2 altın, 4 gümüş ve 9 bronz madalya ile tamamladık. Altınların 2'si de Rio'da altın madalya alan sporcumuz ve takımımızdı (Golbol Kadın Milli Takımı ve Masa Tenisi Erkekler C4 Kategorisinde Abdullah ÖZTÜRK). Rio'da zaten 3 altın madalya almıştık ve diğeri de öncesinde 2012'de de altın madalya alarak üst üste 2. altın madalyasını alan Ağırlık kaldırma sporcumuz Nazmiye MURATLI idi(2012'de 40kg ve 2016'da kategori 1kg arttırılınca 41kg'da Paralimpik ve Dünya Rekorlarını kırarak). Ancak Nazmiye MURATLI kilo arttırarak 45kg'da geldiği Tokyo'da sakatlığı nedeniyle yarışamadı. Maalesef şampiyon sporcu yetiştirmede zorlanmaya devam ettik. Zirveye oynayan hatta bazı branşlarda hemen her kategoride iddialı olan ama şampiyonluklardan da uzak bir seyir izliyoruz. Son olimpiyatlar ve paralimpik oyunları en büyük problemimizin ne olduğunu açık bir şekilde gösterdi ama biz işin başarılı olan kısmını göstermeye çalışmaya devam ediyoruz. Açıkcası elbette çok sayıda branşta iddialı olmak ve hatta daha önce adımızın geçmediği dallarda isim yapmaya başlamamız önemli ve çok değerlidir. Ancak bunu yaparken toptancı zihniyetle madalya alsak yeterli kafalarıyla idol ve şampiyon sporcu yetiştirme de geride kalırsak adımları en baştan yanlış atıyoruz demektir. Başarılardan çok nerede hata yapıyoruz sorusunu sormalı ve en başta da siyasi olarak da kullanılan pohpohlama işinden vazgeçmeliyiz. İşin kötü tarafı bu oyunlarda şampiyon olabilecek sporcularımızın sayısı o kadar fazlaydı ki onlara madalyanın rengini önemsizleştirerek madalyaya razı bir mental yapıyla oyunlara göndererek en büyük kötülüğü yaptık. Birçoğu Dünya şampiyonu ya da 2.si olan sporcular kürsüye çıkmayı yeterli buldu.

Bu oyunlarda olumlu bakacağımız en büyük olay çok net Golbol Kadın Milli Takımımızdır. Üstüste 2.kez şampiyon olmaları bir yana Sevda ALTUNOLUK gibi yaptığı sporun süper yıldızı olmayı başaran bir sporcu çıkarmamız muazzam iş. Takım sporlarında kendi branşının en iyisi olabilme başarısını gösterebilen olimpik ve paralimpik sporlar içinde başka bir türk sporcu yok. Sadece istaitistiksel olarak bile baksak takımımızın yarı final ve finalde attığı 17 golün tamamını atan ve toplamda 7 maç sonunda sadece 5'i penaltıdan 46 golle açık ara gol kraliçesi olan(En yakın takipçisi Japon HAGIWARA 9'u penaltıdan 25 gol attı) Sevda ALTUNOLUK'la gurur duymamak elde değil.

Yazıyı burada sonlandırmam gerekiyor ama henüz özetin sadece girişini yaptığım için devamı gelecek elbette.
 
Son düzenleme:
Bireysel anlamda en büyük başarı konusunda ise takımlarda olduğu gibi isim değişmedi. Engel derecesine göre 11 sınıfa ayrılan masa tenisinde en çok engeli olan 1 en az engeli olan 11 olacak şekilde sıralama yapılır ve ilk 5 sınıf tekerlekli sandalye sporcularını kapsar. İşte Abdullah ÖZTÜRK de C4 kategorisinde mücadele ettiği oyunlarda üst üste 2.olimpiyatta da altın madalyayı kimselere bırakmadı. Grubunda tek set verip rahatça grup lideri olarak doğrudan çeyrek finalist olduktan sonra İspanyol SAYAGO'yu rahat şekilde 3-1 yenip 2016'da olduğu gibi yine yarı finalde Fransız Maxime THOMAS İle eşleşti. 2016'da oldukça yakın geçen maçta 2-1'den gelip 3-2 kazanmıştı ve bu maçta da her ne kadar 3-1 kazanmış gibi gözükse de oldukça zorlandı. 2.seti verdikten sonra 3.sette sıkıntı yaşasa da aldı ve son seti de 11-8 alıp finalist oldu. Finaldeki rakibi ise yarı finalde bir başka temsilcimiz Nesim Turan'ı ilk setini kaybettiği maçta 3-1 yenen Kim-YOUNG-GUN oldu. Açıkçası maç bir Abdullah'a bir Young-Gun'a gidip geldi. İlk seti Abdullah kaybetti ama sonraki 2 seti alarak avantajı ele geçirse de sonucu tayin eden 4.sette set sayılarını karşıladı ama sonuçta maçı almasına neden olacak 12-10'luk set skorunu kendi lehine elde ederek şampiyonluğa ulaştı. Keşke kardeşinin yarıştığı ve bronz aldığı C5 ile beraber tasnif edilen C4-C5 sınıf takımlar kategorisinde de altın madalyanın en büyük adayıyken bu üçlüden en azından madalya gelebilseydi ama ilk maçımız olan çeyrek finalde elendik.

Okçulukta ise nihayet sıralama performansımızı maç performansına taşıyabildik ama yine altın gelmedi. Erkekler klasik yay w1 kategorisinde ve makaralı yay karışık takımda finale çıktık ama gümüşte kaldık. Erkekler w1 kategorisinde bir de bronz aldık ama kürsünün en üst basamağını Çekya'dan DRAHONINSKY işgal etti. Makaralı yay karışık takımda yarı finalde paralimpik rekorunu kırarark elde ettiğimiz final ve ardından yetindiğimiz gümüş madalya başarısını maalesef bireysele yansıtamadık. Üstelik Öznur YÜCE bireyselde sıralama atışlarında 24 sporcu arasında 3.olmuştu ama henüz ilk maçı olan son 16 turunda Şilili rakibi sıralama atışlarının 14.sü Zuniga'ya 142-140'lık sonuçla elendi. Zuniga'nın daha sonra finale kadar çıkıp gümüş aldığını düşünürsek Öznur'un sıralama atışlarında iyi olmasına rağmen şanssız bir eşleşmeye kurban gittiğini söyleyebiliriz. Genel olarak 2016'daki başarısızlık sonrası çok daha iyi bir paralimpik oyunları geçirdiğimizi söyleyebiliriz Okçulukta. Sadece potansiyelimiz Nihat TÜRKMENOĞLU'nun madalyasının renginin sarıya dönmesini ve Öznur CÜCE'nin takımlarda aldığı gümüşten sonra bireyselde de bir madalya alması gerekirdi.

Tekwandoda tıpkı olimpiyatlarda olduğu gibi yine büyük hayal kırıklığı yaşadık ama tabi bu hayal kırıklıkları başarı gibi sunuldu. 1 gümüş ve 1 bronz madalyayla kapadık oyunları ama çok daha fazlası başarılmalıydı. Dünya sıralamasının ilk 3'ünde 5 sporcumuz vardı sıkletlerinde. 3'ü 2 numara ve 2'si 3 numaraydı. 6 sıkletin 6'sında da kota almıştık. En az 1 altın çıkarıp madalya sayısı 4'ün aşağısına düşmemeliydi. Ama karşılaşmaları sonrası kazananlar dahil sporcuların görüşlerinde okuduklarım buraya mental olarak hazır olmadıkları yönündeydi. 61kg'da bronz alan Mahmut BOZTEKE bile ilk maçını 2 numaralı seribaşı olmasına rağmen kaybedip altın yolunun kapanmasını buna bağladı. Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında çok daha küçük salonlarda karşılaşmalara çıktıkları için seyirci olmasa da stres yaşamış. Seribaşı olması hasebiyle ilk turu bay geçtiğinden ilk turda maç yapan Rus rakibinin atmosfere kendisinden daha alışık olmasının avantajını yaşadığını söyledi. Zaten ardından çıktığı maçlarda 1 no.lu seribaşı Moğol rakibi dahil herkesi geçerek bronz madalya kazanarak en azından mazeretini tutarlı hale getirdi. Gümüş madalyamızı ise 49kg Kadınlarda Meryem ÇAVDAR ile elde ettik. Kendisi de 2 no.lu seribaşıydı ama diğer taraftan 1 numara elenmiş ve 4 no.lu seribaşı Perulu Leonor ESPINOZA finale kalmıştı. Ancak finali 34-21 kaybetti ve gümüş madalya ile yetindik.
 
Son düzenleme:

Üst