Hafta boyunca Berlin'de gerçekleşen şampiyonasında tarihimizin en iyi performansını sergileyerek ilk altın madalyamıza kavuştuk. 90 yılı aşkın şampiyona tarihinde bunun ilk olması bazılarını şaşırtabilir ne de olsa ata sporu değil mi 
Koskoca savaş sanatlarının en bilinenlerinden birini de kendimize monteederek algı oluşturmada üstümüze yok. Türk okçuluğu bir markadır evet ama tarihi okçuluğumuzla recurve denen klasik yay kategorisinin bir alakası yok. Makaralı yayın ise hiçbir alakası yok. Sadece adı okçuluk. Tıpkı grekoromen ile serbest stil güreşin yağşı güreşimiz ya da karakucakla bir ilgisi olmaması sadece adının güreş olması ve bu nedenle ata sporumuz deyip sahiplenilmesinin uluslararası çapta komik görünmesi gibi. Bir sporun tüm kurallarını oluşturur ve dünyaya yayarsın odur senin milli sporun. Her neyse konumuza dönersek Mete Gazoz'un dünkü başarısı çok önemliydi. Okçuluk güreş gibi favorinin net kazanacağı bir spor değil. Sürprizlere çok açık bir spor ve günlük performanslarve eşleşmeler çok belirleyici oluyor. O yüzden son şampiyonada yarı final yapsa da kürsü dışında kaldı. Son şampiyonada Samet AK'ın da çeyrek final başarısı umut vermişti ama devamı gelmedi maalesef. Bu şampiyonlukta ilginç bir tesadüf de oldu. Mete GAZOZ olimpiyat oyunlarında da sıralama turu atışlarını 10.sırada bitirmişti bu şampiyonada da 10.sırada yer aldı. Yani kariyerinin en büyük 2 başarısında benzer bir başlangıç yapmış oldu. 10 sayısı uğurlu geldi diyebiliriz. Sıralama turlarını açarsak çok öenmli bir tur aslında. 72 atış sonunda en yüksektenen aşağıya sıralama oluşturuluyor ve buna göre eşleşme ağacı oluşuyor. Yolun kolay olsun istiyorsan en azından ilk 5te olmak istersin. Ayrıca karışık takım da en iyi dereceyi yapan sporcular üzerinden yapılıyor.
Erkekler takım kategorisinde ise kazanılan 2.lik büyük başarı olmasından da öte çok kritik bir başarı. Sıralama turlarında 7.olup ilk turu bay geçme hakkı elde ettikten sonra İspanya'yı 4-0 öne geçtiğimiz karşılaşmada 4-4 ile yakalansak da herkesin birer atış yaptığı shootout turunda 29-28 ile geçmeyi başarıp çeyrek finale yükseldik. Çeyrek ve yarı finaldeyse sırasıyla sıralama turlarını 2.sırada bitiren Hollanda ile Japonya'yı 4-0 geriden gelip 5-4 yenmeyi başararak finale yükseldik. Yani finale kadar oynadığımız 3 turu da shoot-out turuyla kaznamayı başardık. Final herşeyden önce kota anlamına geliyordu ama başka hiçbir ülkenin lüksü olmayan 3 tane üst seviye isimle mücadele eden Güney Kore'ye karşı da yakın geçen setler sonrası 6-2 ile iyi mücadele verdik. Takım halinde kota almak çok önemli çünkü aynı zamanda bireyselde de hak kazanıyorsun (Gerçi yayın öncesi detaylı çalışmak nedir bilmeyen TRT spikeri bütün şampiyonayı takımlarda kota aldık ama bireysel de Mete'nin kota alması için ilk 3'e girmesi gerek dedi ama koca bir yanlıştı. 12 takım kota alacak ve bu 36 okçu demek. Bireyselde de 64 okçu yer alacak ve bireysel olarak sadece 28 kota alınabildiği anlamında geliyor. Bu nedenle çok önemliydi nitekim yine Almanya'daki- bu sefer Essen- kita elemesinde 1, Antalya'daki son Dünya elemesinde ise 3 takım hak kazanacak. Son olarak da Dünya sıralamsında henüz kota alamayan en iyi 2 takım daha kota alacak ama bu biraz riskli. Dolayısıyla elimize fırsat gelmişken değerlendirmek önemliydi. Ayrıca kotalar ülke olarak alındığı için burada yetersiz gözüken isimler değiştiriledebilir. Samet AK'ın durumu nedir bilmiyoruma am onun eklenmesi lazım.) Şimdi elde ettiğimiz bu 3 kotayla olimpiyat tecrübesi edinecek 2 okçumuz daha olacak.
Kadınlarda ise durumumuz pek iç açıcı değil ve bu da negatif anlamda çok kritik olacak. Yasemin Angöz'ün ne durumda olduğundan emin değilim ama bu şampiyonada yoktu. Geri kalan 3 isimden de son 32'ye kalan olmadı. Yukarıda takımlar açısından kota alınımından bahsetmiştim. Hemen hemen aynı ama bireysel olarak vize almak için önümüzde 3 avrupa kotası, 4 dünya kotası ve kalan isimlerden ülke seçilecek. Ancak geriye doğru kota almak da söz konusu. Nasıl diyeceksiniz biraz karışık ama şöyle anlatırsak; takımlarda henüz kota almasa da kesin olarak alacak 8 takım yani 24 sporcu daha var. Bu sporcuların daha önce bireysel oalrak aldığı kotalar düşecek ve yerlerine altındaki isimler belirlenecek. Nitekim sırf bu nedenle çeyrek finalde elenen isimleri çeyrek finalde aldıklaır puanlara göre de sıraladılar ki geri dönüp baktıklarında sıralamaya göre alabilsinler. Keza şampiyona içinde de 5.ye 6.ya bakmak gerekebilirdi ama gerek kalmadı. Bu açıdan da umutlanacak sıralamalarda bitiremedik ama gelecek kota turnuvaları için mümkün olduğunca tur geçmek çok önemli.
Kadınlardan bir beklentim yok olimpiyata katılsak da ama kritik olan nokta şu ki, karışık çiftte yarışamamış oluruz bizden kimse katılamazsa. Son olimpiyatlarda Mete GAZOZ-Yasemin ANAGÖZ ikilisinin kılpayı 4. olduğunu unutmayalım. Mete GAZOZ'un taşıdığı bir milli takım en az 1'i altın 3 madalyayla kapatabilir olimpiyatları. Bu yüzden ne yapıp edip kadınlarda kota almaya çalışmamız lazım. Son 2 kota için geçen "Universality Places" ifadesi çok muallak. Umarım en kötü masa başında alabiliriz o kotayı.
Koskoca savaş sanatlarının en bilinenlerinden birini de kendimize monteederek algı oluşturmada üstümüze yok. Türk okçuluğu bir markadır evet ama tarihi okçuluğumuzla recurve denen klasik yay kategorisinin bir alakası yok. Makaralı yayın ise hiçbir alakası yok. Sadece adı okçuluk. Tıpkı grekoromen ile serbest stil güreşin yağşı güreşimiz ya da karakucakla bir ilgisi olmaması sadece adının güreş olması ve bu nedenle ata sporumuz deyip sahiplenilmesinin uluslararası çapta komik görünmesi gibi. Bir sporun tüm kurallarını oluşturur ve dünyaya yayarsın odur senin milli sporun. Her neyse konumuza dönersek Mete Gazoz'un dünkü başarısı çok önemliydi. Okçuluk güreş gibi favorinin net kazanacağı bir spor değil. Sürprizlere çok açık bir spor ve günlük performanslarve eşleşmeler çok belirleyici oluyor. O yüzden son şampiyonada yarı final yapsa da kürsü dışında kaldı. Son şampiyonada Samet AK'ın da çeyrek final başarısı umut vermişti ama devamı gelmedi maalesef. Bu şampiyonlukta ilginç bir tesadüf de oldu. Mete GAZOZ olimpiyat oyunlarında da sıralama turu atışlarını 10.sırada bitirmişti bu şampiyonada da 10.sırada yer aldı. Yani kariyerinin en büyük 2 başarısında benzer bir başlangıç yapmış oldu. 10 sayısı uğurlu geldi diyebiliriz. Sıralama turlarını açarsak çok öenmli bir tur aslında. 72 atış sonunda en yüksektenen aşağıya sıralama oluşturuluyor ve buna göre eşleşme ağacı oluşuyor. Yolun kolay olsun istiyorsan en azından ilk 5te olmak istersin. Ayrıca karışık takım da en iyi dereceyi yapan sporcular üzerinden yapılıyor.Erkekler takım kategorisinde ise kazanılan 2.lik büyük başarı olmasından da öte çok kritik bir başarı. Sıralama turlarında 7.olup ilk turu bay geçme hakkı elde ettikten sonra İspanya'yı 4-0 öne geçtiğimiz karşılaşmada 4-4 ile yakalansak da herkesin birer atış yaptığı shootout turunda 29-28 ile geçmeyi başarıp çeyrek finale yükseldik. Çeyrek ve yarı finaldeyse sırasıyla sıralama turlarını 2.sırada bitiren Hollanda ile Japonya'yı 4-0 geriden gelip 5-4 yenmeyi başararak finale yükseldik. Yani finale kadar oynadığımız 3 turu da shoot-out turuyla kaznamayı başardık. Final herşeyden önce kota anlamına geliyordu ama başka hiçbir ülkenin lüksü olmayan 3 tane üst seviye isimle mücadele eden Güney Kore'ye karşı da yakın geçen setler sonrası 6-2 ile iyi mücadele verdik. Takım halinde kota almak çok önemli çünkü aynı zamanda bireyselde de hak kazanıyorsun (Gerçi yayın öncesi detaylı çalışmak nedir bilmeyen TRT spikeri bütün şampiyonayı takımlarda kota aldık ama bireysel de Mete'nin kota alması için ilk 3'e girmesi gerek dedi ama koca bir yanlıştı. 12 takım kota alacak ve bu 36 okçu demek. Bireyselde de 64 okçu yer alacak ve bireysel olarak sadece 28 kota alınabildiği anlamında geliyor. Bu nedenle çok önemliydi nitekim yine Almanya'daki- bu sefer Essen- kita elemesinde 1, Antalya'daki son Dünya elemesinde ise 3 takım hak kazanacak. Son olarak da Dünya sıralamsında henüz kota alamayan en iyi 2 takım daha kota alacak ama bu biraz riskli. Dolayısıyla elimize fırsat gelmişken değerlendirmek önemliydi. Ayrıca kotalar ülke olarak alındığı için burada yetersiz gözüken isimler değiştiriledebilir. Samet AK'ın durumu nedir bilmiyoruma am onun eklenmesi lazım.) Şimdi elde ettiğimiz bu 3 kotayla olimpiyat tecrübesi edinecek 2 okçumuz daha olacak.
Kadınlarda ise durumumuz pek iç açıcı değil ve bu da negatif anlamda çok kritik olacak. Yasemin Angöz'ün ne durumda olduğundan emin değilim ama bu şampiyonada yoktu. Geri kalan 3 isimden de son 32'ye kalan olmadı. Yukarıda takımlar açısından kota alınımından bahsetmiştim. Hemen hemen aynı ama bireysel olarak vize almak için önümüzde 3 avrupa kotası, 4 dünya kotası ve kalan isimlerden ülke seçilecek. Ancak geriye doğru kota almak da söz konusu. Nasıl diyeceksiniz biraz karışık ama şöyle anlatırsak; takımlarda henüz kota almasa da kesin olarak alacak 8 takım yani 24 sporcu daha var. Bu sporcuların daha önce bireysel oalrak aldığı kotalar düşecek ve yerlerine altındaki isimler belirlenecek. Nitekim sırf bu nedenle çeyrek finalde elenen isimleri çeyrek finalde aldıklaır puanlara göre de sıraladılar ki geri dönüp baktıklarında sıralamaya göre alabilsinler. Keza şampiyona içinde de 5.ye 6.ya bakmak gerekebilirdi ama gerek kalmadı. Bu açıdan da umutlanacak sıralamalarda bitiremedik ama gelecek kota turnuvaları için mümkün olduğunca tur geçmek çok önemli.
Kadınlardan bir beklentim yok olimpiyata katılsak da ama kritik olan nokta şu ki, karışık çiftte yarışamamış oluruz bizden kimse katılamazsa. Son olimpiyatlarda Mete GAZOZ-Yasemin ANAGÖZ ikilisinin kılpayı 4. olduğunu unutmayalım. Mete GAZOZ'un taşıdığı bir milli takım en az 1'i altın 3 madalyayla kapatabilir olimpiyatları. Bu yüzden ne yapıp edip kadınlarda kota almaya çalışmamız lazım. Son 2 kota için geçen "Universality Places" ifadesi çok muallak. Umarım en kötü masa başında alabiliriz o kotayı.