Sizinle aşırı düzeyde ters düşüncelere sahibim fakat dediğinize katılıyorum. 2010-12 arası heyecanı o kadar çok özledim ki. Cuma öğlen saatinde oynanan Olin maçında bile salonun yarısından fazlası dolu olurdu. Takım her maç bitiminden 10 dakika sonra döner taraftarla bütünleşir sarılır resim çekinirdi ne bileyim. Oyuncular erişilebilir insanlardı. Aile gibiydik. Oktay hoca her seferinde aile vurgusu yapar, aile içinde teşekkür olmaz derdi. Sene içinde param ödenmiyor diyip kaçan da olurdu ama yine de mutluyduk. Her maça hevesle bakıyorduk. Bu hevesi epeydir yaşayamıyoruz. 2019-20 sezonunda pandemi patlamasa ve o kadar çok sakatımız olmasa belki 2010-11 sezonunun havasını yaşardık yeniden. Veya bu yıl, o kadar galibiyet serisinin arkasına Efes-Tofaş fikstürü arasında o kadar dayak yemesek ve hedef maç kazanabilen bir takım olsak yeniden o havayı yaşayabilirdik. Ama olmadı. Hoca pasif, takım erişilebilir değil, Aile havası yok. Sanki bir kere o samimiyeti yaşadık ve gitti. Çok üzücü doğrusu. Bir daha o havayı soluyamayacak olmayı kabullenmek en doğrusu galiba.