2001'den beri bu takımın bütün turnuvalarını izlemiş biri olarak en coştuğum ve en üzüldüğüm turnuva 2025 Eurobasket oldu. Senelerdir karanlıkta kalan hatta Olimpiyat elemelerinin elemesinden elendiğimiz günlerden Avrupa Şampiyonası finalinde kaybettiğimize üzüldüğümüz günlere geldik. Tabi ki bunda en büyük faktör Alperen gibi her şeyi yapabilen, takımın o anda neye ihtiyacı varsa cevap verebilen bir süperstara sahibiz. Ergin Ataman'ın takımdaki rolleri çok iyi dağıtmasıyla ve diğer oyuncuların rollerine adapte olmasıyla çok iyi oynayan, çok iyi hücum eden, fiziksel oyundan kaçmayan bir takım olduk.
Almanya, son 3 senedir hemen hemen aynı kadro ve sistemle oynayan, rolleri bizim takıma göre daha oturmuş bir takıma sahipler. Son Dünya Kupası şampiyonu. Bu sayede de son dakikalarda sakin kalabildiler. Wagner'in pota altına girişleri, Schröder'in o maçın son anlarında hep bir şekilde sorumluluk alması, Obst'un perde çıkışı şutları vb gibi bir çok anları senelerdir oynuyorlar. Bonga biraz ekstra oynadı ama bu tip genel çarkların iyi işlediği takımlarda böyle katkılar alabiliyorsunuz ki bizde turnuva boyunca Kenan'dan, Ercan'dan böyle katkılar aldık.
Maç ise elimizdeydi. O yüzden bu kadar çok üzülüyoruz. Hata sayabilecek bir kaç tercih elbet buluruz ama uzun zamandır bir arada oynayan, toplam yeteneği bizden fazla olan bir takımı az daha yenecektik. İşe bence buradan bakılması lazım.
2001'den beri en coştuğum turnuva demiştim. 2001 kadrosu, belki de şu kadrodan daha sükseli genel toplamda da daha kaliteli bir kadro olabilir. Fakat ne o kadro, daha sonraki turnuvalarda bir takım olabildi ne de biz o kadrodaki oyunculardan verim alamadık. Fakat artık Alperen gibi bir merkez çekirdeğe sahibiz. Böyle bir oyuncunun varlığı sizi FIBA turnuvalarında kafadan ikinci turdan hatta çeyrek finalden başlatabilir sizi. Doncic-Slovenya örneğinde bunu görebiliyoruz.
Burada Alperen dışındaki oyunculara da çok büyük iş düşüyor. Alperen 23 yaşında ve eğer bir sıkıntı yaşamazsak on sene belki daha fazla bu takımın bir numaralı taşıyıcısı olacak. Diğer oyuncularda Alperen ile oynamanın konforunu ve bunun getirilerini gördüler. Örneğin, Furkan Korkmaz. Son iki Sixers senesi, geçen sene Monaco, Bahçeşehir derken üç senedir neredeyse boş geçirilmiş sezonlar. Onuralp, Fenerbahçe'de oynayacak ne kadar süre sorumluluk alacak muamma. Aynı şey Şehmus-Efes için de geçerli. Sezon içindeki elemeleri, 2027 Dünya Kupası ve 2028 Olimpiyatlar'ı da düşünecek olursak artık bu kadroya aday her Türk oyuncu para ve konfor ikilisinden uzaklaşmalılar. Gerekirse daha az para kazanabilecekleri fakat sorumluluğun kendilerinde olacağı takımlara gitmeliler. Gerekirse BCL takımlarında yer almalılar. Hem sonrasında ki kulüp kariyerleri için de bu çok daha olumlu olacak hem kendileri adına hem de Türkiye basketbol takımı için.