Aile Toplantısı-Yunus Gökyıldız(RÖPORTAJ YAYINLANMIŞTIR)

Bundan sonra aile toplantısında röportajlarımızı daha akıcı hale getirmek istiyoruz. Bu yolda Uğur Güven ile elimizden geleni yapacağız. Bu röportajımızın konuğu bu forumda büyümüş, her zaman kendi farkını ortaya koymuş bir isim olan Yunus Gökyıldız.

Soruları cevaplarken kendisinin samimi olacağından hiç ama hiç şüphemiz yok. Soru alımı 28.12.2014'e kadar sürecektir.
 
İlginç bir toplumuz. Sınava son gün çalışırız, süreli işlerimizi son günü halleder, faturaları son gün yatırmayı tercih ederiz...


Galatasaray´la, özellikle Galatasaray´ın basketbol şubesiyle tanışma hikayesini anlatabilir mi?

Forumda büyüyen gençlerden biri olarak gsbasket´in hayatında değiştirdikleri, daha doğrusu olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Okuduğu son kitap, gittiği son konser, izlediği son oyun... Ve bunların Yunus Gökyıldız üzerinde bıraktığı izler...

Hayatında iz bırakanlar...

Eğitim hayatında gelecek olursak okuduğu Meslek Lisesi bölümü biraz ilginç. Bölümü kendi isteğiyle mi yoksa çoğu gencin düşüncelerine önem verdiği, vermek zorunda kaldığı ailesinin etkisiyle mi tercih etti? Bölüm tercihinin hayatına yansımaları, varsa ilginç anıları...
 
Taraftarlar arasında fikir ayrılığına sebep olan konuların Galatasaray'a zarar verdiğini düşünüyor mu? Kendisi bu tartışmalarda hangi konumda?
Konular :Oktay Mahmuti-Ergin Ataman
Fatih Terim-Ünal Aysal
 
Kendisinin yemek zevkini merak etmekteyim. Ne tür lezzetlerden hoşlanır? En sevdiği yemekler nelerdir? Bir de buraya mutlaka gidin çok iyi bir yer diyeceği bir yer var mı?
 
Ne zaman reyiz olacağını hissetti? Doğuştan bunu biliyor muydu?

Hakan taşıyan mı Oğuz Yılmaz mı?

Zeki kadın mı aptal kadın mı?

Aynı gün tüm takımlarımızın final maçı olsa hangi takımın maçını seyretmek ister?
 
Futbola dair bir anlamsızlık hissi taşıyor mu,taşıyorsa bu hissin başladığı tarihi merak ediyorum.
Tarih demişken,Galatasaray'a dair zihninde yer eden tarihleri kronolojik sırayla duyabilir miyiz?
21. yüzyılda metropolde yaşayan bir insan olarak taşıdığı yalnızlık hissinin ölçüsünü sorabilir miyim?
 
Yunus Gökyıldız'ın hayata bakış açısı nedir? Geleceğe dair planları ve öngörüleri nelerdir ?

Not: Soru alımı sona ermiştir. Röportaj en kısa sürede yayımlanacaktır.
 
Bu forumdaki en renkli insanlardan bir tanesi. Gec oldu soru sormak icin. Bir tane daha soru ekleyebilir miyiz? Hayatinda hic siir yazdi mi?
 
Galatasaray´la, özellikle Galatasaray´ın basketbol şubesiyle tanışma hikayesini anlatabilir mi?

Bizim sülalede herkes Trapattoni maalesef. Herkes futboldan anlar, velhasıl anneanemin köy yerinde eline radyoyu alıp Galatasaray maçlarını kaçırmaması, aynı psikopatlığın dayıma geçmesi Galatasaray’a gönül vermemin sebebi sanırım. İstanbul’a adımını atar atmaz ilk icraati Galatasaray tribünleri olan dayımdan bana kalan en güzel şey.

Basketbol şubesine gelecek olursak, küçük yaşta TRT ekranında denk geldiğim bir Galatasaray – Fenerbahçe maçı. Burak Sezgin, Şemsettin Baş, Arda Vekiloğlu’nun üçlükleri. Daha sonra ATV döneminde M.M’li, İsmet Badem’li yıllar. Her seyrettiğim maçta yenilen bir Galatasaray. Cafe crown’lı yıllar, Gsbasket pankartı; sonrası malum…

Forumda büyüyen gençlerden biri olarak gsbasket´in hayatında değiştirdikleri, daha doğrusu olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Gsbasket olmasaydı Bağcılar’da şu an türlü türlü işler yapıyor olabilirdim ya da mevzudan mevzuya koşup vurup, vuruluyor olabilirdim. Bu forum çok şey öğretti bana. Üye olduktan sonra bir şeyler yazayım dedim, Onur Yavuz çıktı karşıma. “Cümleye küçük harfle başlama, x, q, w yok” dedi. Derdi ne olabilirdi bu adamın? Tanımak istedim… Dünyanın en mükemmel insanı olabilir.

Yazmaya devam, 13 yaşımdayım? Ne günah işlemiştim ki Burak Barut’a düşmüştüm? Bu adam niye her şeye muhalefet, neden sivri dil? Bir selam verdim… Saygıyı öğretti.

Tugay Aktepe’ye, Selçuk Kahveci’ye, Kaan Can Garip’e rastladım. İyi ki gsbasket dedim.

Benim için tribün vaktinin geldiğini anladığımda öz abim dediğim Şamil Turançiftçi ile bir kere yan yana gelmek yetti, kopamadım.

Aras Kafkaslı’nın güler yüzünü hep aradım, arıyorum.

Tanju Çiçek’in kızmalarını bile sevdik ki kızarsa yüzde 99 haklıdır, şaşmaz. Bu arada herkesin huzurunda rahat bir üniversite ortamı geçirmemi sağlayan Tanju Abi’me teşekkür ederim.

Kerem Seçer, Önder Abi…

Okan’ı, Anıl’ı, Volkan’ı, Yiğit’i, Erdem’i, Uncu’yu, Furkan’ı, Alp’i tanıdım, çok sevdim.

Her dara sıkıntıya düştüğümde yanımda bu adamları gördüm. Öğütler, onu öyle yaparsan bu yapmazsan şu olurlar. O yola girersen bunları görürsünler. Öğrettiler, öğretmeye devam ediyorlar…
Allah onlardan binlerce kez razı olsun…

Futbola dair bir anlamsızlık hissi taşıyor mu,taşıyorsa bu hissin başladığı tarihi merak ediyorum. Tarih demişken,Galatasaray'a dair zihninde yer eden tarihleri kronolojik sırayla duyabilir miyiz?

Türkiye ligleri tamamen anlamsız. Galatasaray nezdinde bakacak olursak son Fatih Terim dönemi ve gidişinden sonra iyice bir soğuma ve bıkmışlık. Sanırım Galatasaray olmasaydı futbol oyunu pek umrumda olmazdı.

Çok var ama sanırım başlıcaları; UEFA Kupası ve Süper Kupa dışında 2006’da gelen şampiyonluk, Ali Sami Yen’in yıkılışı.
Basketbolda ise play-out oynanan dönemler, kadınlar Eurocup zaferi, yıllar sonra gelen erkekler lig şampiyonluğu, kadınlarda ligi ve Eurolig kupasını almamız.

Taraftarlar arasında fikir ayrılığına sebep olan konuların Galatasaray'a zarar verdiğini düşünüyor mu? Kendisi bu tartışmalarda hangi konumda?
Konular :Oktay Mahmuti-Ergin Ataman
Fatih Terim-Ünal Aysal

Evet vermeye de devam ediyor. Çok detaya inmeyeceğim, konuşmaktan, okumaktan sıkıldım diyebilirim.

Oktay Mahmuti yerdeki bayrağı kaldırıp, zirveye yürümüştür, canım hocamdır. Ergin Ataman’ın, Galatasaraylılığına inanıyorum, winner hocam benim. Ayrıca Galatasaray koçudur, ötesi var mı?

Fatih Terim babamızdı, anamızı aldattı, sevmiyor, nefret ediyorum. Ünal Aysal’a bunu görmemizi sağladığı için tapıyorum. Ne güzel hiçbir kulüp ile aramız iyi değildi, herkes nefret ediyordu. Yahu 80 yaşında baba olan bir potansiyelin kıymetini bilemedik, sevilmez mi büyük başkan? Geri dön başkan, bizi moruğa, şebeğe düşürme.


Aynı gün tüm takımlarımızın final maçı olsa hangi takımın maçını seyretmek ister?

En çok hangi branşın ihtiyacı varsa orada olmak isterim.

Eğitim hayatına gelecek olursak okuduğu Meslek Lisesi bölümü biraz ilginç. Bölümü kendi isteğiyle mi yoksa çoğu gencin düşüncelerine önem verdiği, vermek zorunda kaldığı ailesinin etkisiyle mi tercih etti? Bölüm tercihinin hayatına yansımaları, varsa ilginç anıları...

Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı, dil bilmiyorsan sekreterlik. :)

Bölümü tamamen kendi isteğim ile seçtim. Bir kağıt verdiler seç dediler. Muhasebeden, pazarlamadan daha güzel geliyordu göze, kulağa. Göze gerçekten güzel geliyormuş. Sınıfa girmemle 30 tane kızı bir arada görmem, kalp atışımın hızlanmasını ve kızların hep bir ağızdan “sonunda” demesini unutamam. Sınıfa giren ilk erkekmişim meğer. Diğer iki bahtsızın da gelmesiyle kadro tam olmuştu. Flash Tv’de gibiydik. İlk gün ki “erkek başına düşen kız sayısı 10 beyler ona göre” muhabbetinden sonra onun öyle olmayışı çok uzun sürmedi. Bize büro yönetimi diye dayattıkları bölümün açılımı “kadın psikolojisi” imiş meğer. Çok ekmeğini yiyorum yalan yok. Lisede hiç uzun eşek oynayamadık, bir sınıf takımımız olmadı. Hep bir dalga konusu olduk. Karne günleri müdür eğlenmek için ismimizi okur sınıfın erkeklerine onur belgesi verirdi. Çok manidar değil mi?

Bölüme dair hatırladığım en güzel en keyifli olaylar kız kavgalarıydı. Birbirlerine geçirdikleri tırnaklar, yerde sürünen saçlar sürekli sınıfta hunharca kahkaha atmama neden olurdu. Bir de sıra arkadaşım Sedef’in ben gelmeden her sabah iplik alet edevat cımbızı hazır edip sıranın üzerinde, neyse. Allah cezanı versin Sedef.

21. yüzyılda metropolde yaşayan bir insan olarak taşıdığı yalnızlık hissinin ölçüsünü sorabilir miyim?

Herkesin yanında olmak istediğimden hiç yalnızlık çekmedim diyebilirim. Ailem, buradaki abilerim, kardeşlerim olsun, sokak hayatı, liseden kalan dostlarım, sevinci, üzüntüyü hep kalabalık yaşadım.

İddaa ve bahis konularında çok başarılı olduğu biliniyor, çok özel değilse bu konudaki sırrı nedir?

Pek başarılı olduğumu düşünmüyorum aslında, bir şeyler yapabildiysem de hocamın Tanju Ç. olmasındandır. :)

Sol ayaklı futbolculara özel sevgisi var mı?

Sol ayaklı klas futbolcular futbola her zaman yön vermiştir bence ve top onların ayağına daha çok yakışıyor.

Ne zaman "reyiz" olacağını hissetti? Doğuştan bunu biliyor muydu?

Reis lakaplı dedem kafasına kurşunu yiyip rahmetli olmasından bir hafta sonra rüyama gelerek bu geleneği devam ettirmemi istemesinden kaynaklanmıştır hep…

Hakan taşıyan mı Oğuz Yılmaz mı?

Fazıl Say gibi düşünen varsa inşallah ban yer forumda. Arabesk müziği kültürü devam ettirilmelidir, Hakan Taşıyan mükemmel yorumcudur; Hakan Taşıyan - Güz Gülleri - 2000 - YouTube

Zeki kadın mı aptal kadın mı?

Sevdiğim, kendini sevdiren kadın.

Hayatında hiç şiir yazdı mı?

Şiir gibi bir insan olduğum için gerek duymadım.

Yemek zevkini merak etmekteyiz. Ne tür lezzetlerden hoşlanır? En sevdiği yemekler nelerdir? Bir de buraya mutlaka gidin çok iyi bir yer diyeceği bir yer var mı?

Pek yemek ayırt etmem ama patlıcan yemeklerini ve 2 liraya bulduğum martı etine benzeyen tavuk dönerlere bayılıyorum. Bağcılar site sinemaları karşısında 50 kuruşa satılan döneri mutlaka tadın, Allah’ın verdiği nimetlere şükredin.

Okuduğu son kitap, gittiği son konser, izlediği son oyun... Ve bunların Yunus Gökyıldız üzerinde bıraktığı izler...

En son bir romanı elime aldığımda koalisyon dönemi sona eriyordu galiba. İktidar partisinin başa ilk geldiği tarihler. Dünyanın en gereksiz eylemi. İnci sözlük hikayelerinin üzerimde bıraktığı izler daha derin olmuştur hep.

Konser; “Baba Zula”, oyun ise “İstenmeyen”.

21. yüzyılda metropolde yaşayan bir insan olarak taşıdığı yalnızlık hissinin ölçüsünü sorabilir miyim?

Herkesin yanında olmak istediğimden hiç yalnızlık çekmedim diyebilirim. Ailem, buradaki abilerim, kardeşlerim olsun, sokak hayatı, liseden kalan dostlarım, sevinci, üzüntüyü hep kalabalık yaşadım.

Yunus Gökyıldız'ın hayata bakış açısı nedir? Geleceğe dair planları ve öngörüleri nelerdir ?

Yunus Gökyıldız mutludur, bu hayatta güzel şeylerin daha fazla olduğuna inanır, onları görmek yaşamak ister. Bir an önce bir baltaya sap olmak ister ama sabah erken kalkıp sevmediği bir işi yapmayı istemez.
 
Final haftası, tatiller, hayat koşuşturması derken ancak yetiştirebildik. Soruları içten bir şekilde yanıtlayan Yunus Gökyıldız'a teşekkür eder, iyi okumalar dilerim.
 
Nasıl ki çocukluğunda şaşırttı gelişimi ile, gençliğinde de şaşırtıyor beni, bizleri.

Doğrusu forum gençlerini nerede görüyorsunuz diye bir soruyla karşılaşsam Yunus´tan için farklı bir konum belirlerdim muhtemelen. Benim gözümde hep değerliydi ama hayat ona farklı bir rol biçmişti. Ama o biçilen rolü beğenmedi, zinciri kırmayı başardı. Tahminim ailesini de bizleri de çok mutlu etti.

Zeka kokan yanıtlar var röportajda, içtenlik, aykırılık... Emeği geçenlere teşekkürler. Tanımayanlar için birkaç fotoğraf eklense daha hoş olurdu. En azından insanlar İpekçi´de görünce "Zincirleri Kıran Adam" buymuş diyebilirdi.
 
Çok uzun zamandır hiç bakmamıştım foruma. Erkek takımda ne olur ne bitiyor diye girip bakayım dedim, karşıma Yunus Gökyıldız çıktı. Çok önce başlayan röportajlara devam edilmesi güzel olmuş. Verilen cevaplar ise bir başka güzel ve zeka kokuyor, tıpkı Onur Abinin dediği gibi. Yapanların ve tabii ki cevaplayanın ellerine sağlık.
 

Üst