Premier Lig
Milli maç arasında sonra cumartesiyi iple çekiyordum. Sadece ben mi? Dünyanın dört bir köşesinden bu oyuna gönül verenler, futbol için iftar vaktinde Anfield Road?daydı. Dile kolay Liverpool ile Manchester United sahadaydı. Rakibine son beş maçta nanik yapmaktan sıkılmayan ve Liverpool söz konusuysa ?önüme gelene bir tekme? modundaki Manchester United, çok değil 54 kilometre uzaklıktaki Liverpool topraklarındaydı. Tarih boyunca birbirilerine muhtaç olduklarından kelli bir hikâyeleri olan iki takımın buluşması daha başlamamıştı ki ?Kırmızı Şeytanlar? öne geçmişti. Hayır gol üçüncü dakikada gelince? Sir Slex Ferguson?un çuvalla para ödediği Berbatov?un arka direğe bıraktığı topa vuran Tevez, Liverpool?da ilk kurşunu sıkıyordu. Maçın ilk yarısında Wes Brown?ın sakarlığı ya da şanssızlığı ev sahibine eşitliği getirdi. Dünyanın rotasyon manyağı hocası Rafael Benitez?in Liverpool yedek kulübesini daha güçlü tutma mantığı, ?Kırmızılar?a biraz dizgin vurdu doğrusu. Mahalleden arkadaşı İspanyol Riera?nın yerine Hollandalı Babel?i koyan Benitez, üçlük attı. Daha doğrusu Hollandalı Kuyt, vatandaşı Babel?e verdi ve Anfield?da bayram başladı. Manchester?ın Ryan?ı Giggs hata yapıp golü Liverpool?un Ryan?ın atması unutulmazdı. Liverpool publarında altı maç sonra gelen galibiyet nedeniyle biralar hâlâ indirimli mi merak ediyorum.
Liverpool?a dalınca çıkamadık. Yoksa Chelsea dediğimiz bir takım var malum. Unutmuş değiliz. Haftanın Premier Lig?deki diğer güzelliğinde Abramovich ve Çakma Abramovich?ın takımları karşılaştı. Malum transferin son gününde Tayland?ın devrik başbakanı Shinawatra?dan Doktor Süleyman el Fehim?e geçen Manchester City, Robinho transferiyle gündeme oturmuştu. Emlak doktoru, evet bu konuda doktora yapmış geçenlerde bir yerde okudum, gelecek için açıkladığı planlarla şehre yeni bir film gelmesine neden olurken, acaba iklim değişir mi diyenlere cevabı Scolari?nin adamları verdi. İlk sözü Robinho?nun söylemesi Londralıları hiç üzmedi. Liverpool ile Chelsea?nin neşesine diyecek yok uzun lafın kısası. Lakin Chelsea ürkütüyor, söylemedi demeyin.
La Liga
İspanya?dayız. Lider Espanyol. Hani Katalan mahallesindeki Katalan olmayanların takımı. Kısır Espanyol, yine tek golle üç puana kurşun atınca, ikide iki yapıp zirveye oturdu. Şehrin minöründen majörüne bakalım. Barcelona?da tatsızlık devam ediyor. Üç puana bu haftada merhaba diyemeyen takımda bir şeyler hâlâ eksik gibi. Ya da o kadroyla helva pişiremeyenlere takılmak lazım ya neyse. Guardiola?nın pembe tişörtü hatrına mevzuyu uzatmayalım. Birkaç hafta şans verelim. Gerçi böyle giderse, ?bir daha görüşmeyelim? manasına gelen beyaz mendiller çabuk sallanır gençliğimin büyük topçusuna.
Majörlere yolculuk diyince tabii aklımıza diğeri düştü. Malum Barcelona fotoğrafı çekseniz, kareye bir yerden beyaz şimşek girer. Real Madrid konuk ettiği Numancia?ya gol olur yağar derken, diğer tarafın da yağacağını kaç kişi tahmin etti bilemiyorum. Sahaya Lig tarihindeki 4999 gollük kayıtla çıkan Real?de 5000 diyen Guti oldu. İkinci kaptanın golü dışında sahada altı gol daha vardı. Evet 4-3?lük sonuçla gülen Madridliler, Barcelona?ya sevgilerini yolladı, eklemeden geçmemeli.
Dört puanlıları saymadan geçmeyelim İtalya?ya. Valencia, Almeira, Sevilla Getafe ve Villarreal. Malum Villarreal Nihat?tan, Getafe ise İbrahim Kaş?tan gözümüzün önünde.
Serie A
Serie A? Bir Milan vardı, ne oldu ona? Hakikaten taraftar ?Milan?ımı kaybettim hükümsüzdür? diye ilan verse, yeridir. Genoa deplasmanında ikilik olup mağlubiyetler bakımından ikide iki yapan kırmızı-siyahlıları arıyoruz, söylemedi demeyin. Şehrin mavili oğlanları fiyakalı olmasa da, üç puana merhaba dedi. On kişi oynanan maçta zorluk olur, yine de kazanmak mühim. Bay Karizma, güzel fotoğraflar çektirmeye şimdiden başladı, ilgililere duyurulur.
Roma diye bir takımı da aradık doğrusu eklemeden geçmeli. Palermo yolları taştan, bozulmuş savunma baştan dedirten sarı-kırmızılılara da sevgilerimizi yolluyoruz.
Juve ise galip, golün adı eski Palermolu Amauri.
Bundesliga
Almanya ile bitirelim. Ümit Özat, Bayern Münih maçında tribündeki yerini alınca acaba dedik, birçokları gibi. Ancak ilerleyen dakikalarla birlikte, takke düştü Luca Toni göründü.
Alman sanayisinin kalbinin attığı Ruhr Bölgesi?nin derbisi tam adına yakışır bir şekilde gelişti. Schalke?nin 3-0 öne geçtiği maçta daha çok hakem konuşuldu. Gelsenkirchen?den gelen arkadaşlar üstünlüğünü koruyamayıp bir de sahada dokuz kişi kalınca, Frei önderliğinde Dortmund canlandı. Sahadan altı gol çıktı, üçü Dortmund?a üçü Schalke?ye yazıldı. Gökten düşen bu altı elmadan sonra lider Hamburg diyelim.
Yıllardır şampiyonluk rüyası bile göremeyen camia acaba bu sene eski belgeselleri izlemeyebilir mi, Almanya?nın ilk sorusu bu olsun. Zor ama çıkmamış şampiyonluktan ümit kesilmez.
Bizim köy takımı Hoffenheim Stuttgart?tan da puan kopararak gönlümüzde taht kurdu. Acaba düşmeyecekler mi, Alman haritalarında bile göremediğimiz 3000 kişilik bu mıntıkanın ligde kalması, bütün peri masalı severlerinen büyük dileği?
Buğra Çevik.
Milli maç arasında sonra cumartesiyi iple çekiyordum. Sadece ben mi? Dünyanın dört bir köşesinden bu oyuna gönül verenler, futbol için iftar vaktinde Anfield Road?daydı. Dile kolay Liverpool ile Manchester United sahadaydı. Rakibine son beş maçta nanik yapmaktan sıkılmayan ve Liverpool söz konusuysa ?önüme gelene bir tekme? modundaki Manchester United, çok değil 54 kilometre uzaklıktaki Liverpool topraklarındaydı. Tarih boyunca birbirilerine muhtaç olduklarından kelli bir hikâyeleri olan iki takımın buluşması daha başlamamıştı ki ?Kırmızı Şeytanlar? öne geçmişti. Hayır gol üçüncü dakikada gelince? Sir Slex Ferguson?un çuvalla para ödediği Berbatov?un arka direğe bıraktığı topa vuran Tevez, Liverpool?da ilk kurşunu sıkıyordu. Maçın ilk yarısında Wes Brown?ın sakarlığı ya da şanssızlığı ev sahibine eşitliği getirdi. Dünyanın rotasyon manyağı hocası Rafael Benitez?in Liverpool yedek kulübesini daha güçlü tutma mantığı, ?Kırmızılar?a biraz dizgin vurdu doğrusu. Mahalleden arkadaşı İspanyol Riera?nın yerine Hollandalı Babel?i koyan Benitez, üçlük attı. Daha doğrusu Hollandalı Kuyt, vatandaşı Babel?e verdi ve Anfield?da bayram başladı. Manchester?ın Ryan?ı Giggs hata yapıp golü Liverpool?un Ryan?ın atması unutulmazdı. Liverpool publarında altı maç sonra gelen galibiyet nedeniyle biralar hâlâ indirimli mi merak ediyorum.
Liverpool?a dalınca çıkamadık. Yoksa Chelsea dediğimiz bir takım var malum. Unutmuş değiliz. Haftanın Premier Lig?deki diğer güzelliğinde Abramovich ve Çakma Abramovich?ın takımları karşılaştı. Malum transferin son gününde Tayland?ın devrik başbakanı Shinawatra?dan Doktor Süleyman el Fehim?e geçen Manchester City, Robinho transferiyle gündeme oturmuştu. Emlak doktoru, evet bu konuda doktora yapmış geçenlerde bir yerde okudum, gelecek için açıkladığı planlarla şehre yeni bir film gelmesine neden olurken, acaba iklim değişir mi diyenlere cevabı Scolari?nin adamları verdi. İlk sözü Robinho?nun söylemesi Londralıları hiç üzmedi. Liverpool ile Chelsea?nin neşesine diyecek yok uzun lafın kısası. Lakin Chelsea ürkütüyor, söylemedi demeyin.
La Liga
İspanya?dayız. Lider Espanyol. Hani Katalan mahallesindeki Katalan olmayanların takımı. Kısır Espanyol, yine tek golle üç puana kurşun atınca, ikide iki yapıp zirveye oturdu. Şehrin minöründen majörüne bakalım. Barcelona?da tatsızlık devam ediyor. Üç puana bu haftada merhaba diyemeyen takımda bir şeyler hâlâ eksik gibi. Ya da o kadroyla helva pişiremeyenlere takılmak lazım ya neyse. Guardiola?nın pembe tişörtü hatrına mevzuyu uzatmayalım. Birkaç hafta şans verelim. Gerçi böyle giderse, ?bir daha görüşmeyelim? manasına gelen beyaz mendiller çabuk sallanır gençliğimin büyük topçusuna.
Majörlere yolculuk diyince tabii aklımıza diğeri düştü. Malum Barcelona fotoğrafı çekseniz, kareye bir yerden beyaz şimşek girer. Real Madrid konuk ettiği Numancia?ya gol olur yağar derken, diğer tarafın da yağacağını kaç kişi tahmin etti bilemiyorum. Sahaya Lig tarihindeki 4999 gollük kayıtla çıkan Real?de 5000 diyen Guti oldu. İkinci kaptanın golü dışında sahada altı gol daha vardı. Evet 4-3?lük sonuçla gülen Madridliler, Barcelona?ya sevgilerini yolladı, eklemeden geçmemeli.
Dört puanlıları saymadan geçmeyelim İtalya?ya. Valencia, Almeira, Sevilla Getafe ve Villarreal. Malum Villarreal Nihat?tan, Getafe ise İbrahim Kaş?tan gözümüzün önünde.
Serie A
Serie A? Bir Milan vardı, ne oldu ona? Hakikaten taraftar ?Milan?ımı kaybettim hükümsüzdür? diye ilan verse, yeridir. Genoa deplasmanında ikilik olup mağlubiyetler bakımından ikide iki yapan kırmızı-siyahlıları arıyoruz, söylemedi demeyin. Şehrin mavili oğlanları fiyakalı olmasa da, üç puana merhaba dedi. On kişi oynanan maçta zorluk olur, yine de kazanmak mühim. Bay Karizma, güzel fotoğraflar çektirmeye şimdiden başladı, ilgililere duyurulur.
Roma diye bir takımı da aradık doğrusu eklemeden geçmeli. Palermo yolları taştan, bozulmuş savunma baştan dedirten sarı-kırmızılılara da sevgilerimizi yolluyoruz.
Juve ise galip, golün adı eski Palermolu Amauri.
Bundesliga
Almanya ile bitirelim. Ümit Özat, Bayern Münih maçında tribündeki yerini alınca acaba dedik, birçokları gibi. Ancak ilerleyen dakikalarla birlikte, takke düştü Luca Toni göründü.
Alman sanayisinin kalbinin attığı Ruhr Bölgesi?nin derbisi tam adına yakışır bir şekilde gelişti. Schalke?nin 3-0 öne geçtiği maçta daha çok hakem konuşuldu. Gelsenkirchen?den gelen arkadaşlar üstünlüğünü koruyamayıp bir de sahada dokuz kişi kalınca, Frei önderliğinde Dortmund canlandı. Sahadan altı gol çıktı, üçü Dortmund?a üçü Schalke?ye yazıldı. Gökten düşen bu altı elmadan sonra lider Hamburg diyelim.
Yıllardır şampiyonluk rüyası bile göremeyen camia acaba bu sene eski belgeselleri izlemeyebilir mi, Almanya?nın ilk sorusu bu olsun. Zor ama çıkmamış şampiyonluktan ümit kesilmez.
Bizim köy takımı Hoffenheim Stuttgart?tan da puan kopararak gönlümüzde taht kurdu. Acaba düşmeyecekler mi, Alman haritalarında bile göremediğimiz 3000 kişilik bu mıntıkanın ligde kalması, bütün peri masalı severlerinen büyük dileği?
Buğra Çevik.