Gsbasket'in eskilerinin bendeki yoğun keyfi, profesyonel bir biçimde beyin fırtınasına çevirmesinin sonucunda kısa bir analiz.
Soru bir, salonun inşa edilmediği ortamda Faruk Süren-Ünal Aysal tarzı; bu takımı 15 milyon euroluk bütçeyle başlatacak bir başkan figürü gelir mi? Kongre bu tavrı finansal anlamda irrasyonel bulur ve gelmez. Fenerbahçe Beko'nun Euroleague şampiyonluğunun 4 ay sonrasında, Fenerbahçe kongresinin başarısızlık vurgusuyla başkan değiştirmesi de gerekçe olur kendileri adına. Galatasaray'ın armada amatör branşını Fenerbahçe'ye bırakan, sokaktan tabirle satan kongre en nihayetinde.
Soru iki, Oktay Mahmuti'nin 2016 yazının öncesinde dahi Avrupa basketbolundan uzaklaştığı ortamda; Dusan Alimpijevic vari bir antrenör bulabilir miyiz? Bana tek bir aday dahi sunulmadı, söylenmedi bunca zamandır.
Soru üç, bu takıma ne yapılabilir? İhtiyar şarapların maçın tamamını domine etmeyi zorlayıcı bulup maç sonunda düşmesiyle kaybettiğimiz ortamda; hem kendilerinin yükünü sırtlanacak hem de istendiğinde dahi yapılamayan kısa savunmasına çekidüzen verecek Dylan Ennis tarzı bir kısaya yönelim gösterilebilir.
Mevcut Basketbol Süper Ligi, takımlar İspanyol takımlarının yapabilirliğini vermeyecek olsa da; Avrupa'nın en izlenilesi ve seyirlik basketbol ligi. Gücünü ise rekabetçiliğinden değil, her seviye takımda yer alan bir yığın parlak yabancı oyuncudan alıyor. Türk takımları, Avrupa transfer piyasasını domine etmiş durumda. Euroleague simaları cirit atıyor karşılaşılan her maçta.
10 küsür Euroleague yabancısından 7'sinin tercih edilebildiği, 35 milyon euroluk bütçeli takımlara karşı 5 milyon euroyla yapılabilecek maksimum şey bir Dusan Alimpijevic bulmakken; yerel organizasyonlarda bugünkü kadar maçta ve sahada var olan, basketbol oynayıp Galatasaraylıların hafta sonunu karartmayan bir görüntünün sezona yayılması fazlasıyla yeterli.
Bu takımı ligde yarı finale kalıp, yarı finalde de maç kazanmak ne uzatır ne de kısaltır. İspanyol takımlarının sayısı 4'e çıkmış olsa da, default şampiyon Malaga'nın gerileme haberi hayli keyifliyken; üstüne de Final Four bir mucize olmazsa Abdi İpekçi'de oynanacakken Basketbol Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ise tarihe geçirir. Sezonun tek hedefi, son derece belirli ve doğrusal.
Akdeniz'de yaz döneminde ve yazdan bahara geçişte yapılan her aktivite son derece keyifli. Bugün de potansiyel Eurocup finalistiyle oynanmışken, yönetiminin Beşiktaş'la ilişkisi bu denli köklü olmasa bence gizli şampiyonla oynanmışken; sahadaki basketbolun tadını çıkarmak en doğrusu. Basketbol Şampiyonlar Ligi'ni kazanırsak ömürlük şekilde kazanacağız, Basketbol Şampiyonlar Ligi'ni kaybedersek sezonu kaybedeceğiz.
Soru bir, salonun inşa edilmediği ortamda Faruk Süren-Ünal Aysal tarzı; bu takımı 15 milyon euroluk bütçeyle başlatacak bir başkan figürü gelir mi? Kongre bu tavrı finansal anlamda irrasyonel bulur ve gelmez. Fenerbahçe Beko'nun Euroleague şampiyonluğunun 4 ay sonrasında, Fenerbahçe kongresinin başarısızlık vurgusuyla başkan değiştirmesi de gerekçe olur kendileri adına. Galatasaray'ın armada amatör branşını Fenerbahçe'ye bırakan, sokaktan tabirle satan kongre en nihayetinde.
Soru iki, Oktay Mahmuti'nin 2016 yazının öncesinde dahi Avrupa basketbolundan uzaklaştığı ortamda; Dusan Alimpijevic vari bir antrenör bulabilir miyiz? Bana tek bir aday dahi sunulmadı, söylenmedi bunca zamandır.
Soru üç, bu takıma ne yapılabilir? İhtiyar şarapların maçın tamamını domine etmeyi zorlayıcı bulup maç sonunda düşmesiyle kaybettiğimiz ortamda; hem kendilerinin yükünü sırtlanacak hem de istendiğinde dahi yapılamayan kısa savunmasına çekidüzen verecek Dylan Ennis tarzı bir kısaya yönelim gösterilebilir.
Mevcut Basketbol Süper Ligi, takımlar İspanyol takımlarının yapabilirliğini vermeyecek olsa da; Avrupa'nın en izlenilesi ve seyirlik basketbol ligi. Gücünü ise rekabetçiliğinden değil, her seviye takımda yer alan bir yığın parlak yabancı oyuncudan alıyor. Türk takımları, Avrupa transfer piyasasını domine etmiş durumda. Euroleague simaları cirit atıyor karşılaşılan her maçta.
10 küsür Euroleague yabancısından 7'sinin tercih edilebildiği, 35 milyon euroluk bütçeli takımlara karşı 5 milyon euroyla yapılabilecek maksimum şey bir Dusan Alimpijevic bulmakken; yerel organizasyonlarda bugünkü kadar maçta ve sahada var olan, basketbol oynayıp Galatasaraylıların hafta sonunu karartmayan bir görüntünün sezona yayılması fazlasıyla yeterli.
Bu takımı ligde yarı finale kalıp, yarı finalde de maç kazanmak ne uzatır ne de kısaltır. İspanyol takımlarının sayısı 4'e çıkmış olsa da, default şampiyon Malaga'nın gerileme haberi hayli keyifliyken; üstüne de Final Four bir mucize olmazsa Abdi İpekçi'de oynanacakken Basketbol Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ise tarihe geçirir. Sezonun tek hedefi, son derece belirli ve doğrusal.
Akdeniz'de yaz döneminde ve yazdan bahara geçişte yapılan her aktivite son derece keyifli. Bugün de potansiyel Eurocup finalistiyle oynanmışken, yönetiminin Beşiktaş'la ilişkisi bu denli köklü olmasa bence gizli şampiyonla oynanmışken; sahadaki basketbolun tadını çıkarmak en doğrusu. Basketbol Şampiyonlar Ligi'ni kazanırsak ömürlük şekilde kazanacağız, Basketbol Şampiyonlar Ligi'ni kaybedersek sezonu kaybedeceğiz.