Nedir?

şu duygularıdır:

aşk denilen illetten dolayı bir sağa bir sola dönüp uyunamayan gecelerden,

sonra kalkıp camdan bakılıp uğrunda dünyalar kurulan ütopyalardan,

saat sabahın 4ü olunca kendi kendine "geber yat artık" denilip, yeniden sabahın 7sinde uyanmalardan,

rüyasında da kabuslarında da başrol oynayana hiç kızmadan, ertesi gün tekrar gözlerinde mutluluk yakalanan anlardan...

şimdi burada yazmanın bi anlam ifade etmeyeceği daha nice sevinçten, üzüntüden, haykırmalardan, sinirlenmelerden, heyecanlardan, umutlardan, gelecekten, maziden, paylaşmaktan, çaresizliklerden, yalnızlıktan, korkulardan, aceleciliklerden, geçkalınmışlıklardan, hayretlerden, şoka girmelerden, başına kaynar sular dökülmelerden, omuz omuza yürümelerden, diz dize oturmalardan, kaçışlardan, geri dönüşlerden, inadına gülebilmelerden, okumalardan, kalem alıp yazmalardan, bahanelerden, yalanlardan, acı olan gerçeklerden, asansör boşluğuna düşmelerden, yeniden dizleri üstüne doğrulmalardan...

neden sonra tüm bunları özlemle hatırlamak ama geri dönmek istememektir...
 
turk tarihinde 4yy lik tobrak kaybi ve cokus devrinin aslinda bitmedigi sadece birsure askiya alindigina dahil bi makale okudum bugun bir tarih dergisinde sanirim katiliyorum
son gelismelerden sonra bu moraldeki orduyla bi 10 sene surerse sasarim ortadoguda bu devlet
nedir, iran ve turkiye birileri icin fazla buyuktur bu kumasdan 4 devlet daha cikar
ama bak emin ol daha demokratik olacak ,bak ırak gibi:=)
 
nefes almanın dahi anlamını yitirdiği, sıfır mimik sıfır hisle yaşadığın o boşluk anıdır.. kafanın 20 derece açıyla yana yatması ve öylece tek bir noktaya bakakalıp kilitlendiğini hönk! diye kendine geldiğinde anlamandır.. kendine sorduğun neyim ben? nereye gidiyorum?, nolacağım? sorularına hiçsin.. hiçbiryere gitmiyorsun.. hiçbişey olmayacaksın cevabını verdiğin anda içinde oluşan ürpertidir.. kolundaki tüylerin birden şaha kalkmasıdır.. boşluktur..
 
Sabah Mehmet Akif'i işlerken farklı anlayışlara sahip düşünce adamlarının birbirlerine yaklaşımları üzerine durduk,verilen örneklerden biri Nazım'ın İstiklal marşı hakkında Akif'e katılmadığı noktayı ifade etme şekliydi:

Kuvâyi Milliye kitabında şöyle diyordu:

-Bizim İstiklâl Marşı'nda aksıyan bir taraf var,
bilmem ki, nasıl anlatsam,
Âkif, inanmış adam,
fakat onun, ben,
inandıklarının hepsine inanmıyorum.
Meselâ, bakın :
«Gelecektir sana vaadettiği günler Hakkın.»
Hayır,
gelecek günler için
gökten âyet inmedi bize.
Onu biz, kendimiz
vaadettik kendimize.

......

Nedir?

Sabah bunlar üzerine konuşulanları dinledikten sonra akşam şu haberi okumaktır:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.a...Haber&ArticleID=983503&PAGE=1&Date=03.03.2010

İsteyen Akif gibi inanır isteyen Nazım gibi,ya da bir başkası,buna tahammül göstermek bu kadar zor mu?
 
Kadın Kolları´nın yaptığı eylem, bir nevi yıllardır neden bir adım bile ileri gidemediğimizin göstergesi.

Çarşafı yırtmak yerine bir etkinlik düzenlesen; bu etkinlikte Atatürk devrimlerinin özüne ilişkin bilgiler versen, devrimlere neden sahip çıkılması gerektiğini anlatsan...
 
Barış Yavruoğlu' Alıntı:
Ayağımda ki lif'in kopması sonucu 1.5-2 ay yürüyememektir. :(
Gerçi Burak´a geçmiş olsun dileklerimi sana iletmesini söylemiştim ama Burak´a güven olmaz. : )

Beklenenden daha kısa sürede ayağa kalkman dileğiyle, geçmiş olsun Barış.
 
Onur Yavuz' Alıntı:
[quote="Barış Yavruoğlu":21bwjlt0]Ayağımda ki lif'in kopması sonucu 1.5-2 ay yürüyememektir. :(
Gerçi Burak´a geçmiş olsun dileklerimi sana iletmesini söylemiştim ama Burak´a güven olmaz. : )

Beklenenden daha kısa sürede ayağa kalkman dileğiyle, geçmiş olsun Barış.[/quote:21bwjlt0]

Sağol Onur Abi.

Burak'a söylediysen ooo kimbilir ne zaman haber verir bana. :)
 

Üst