Erman Kunter

sezon başından beri gönderilicek haberleri tamamen asılsız.Bu haberlerin yalan olduğunu baştan beri söylüyorum,hocaya verilen bir kredi de yok bu takımı sezon sonuna kadar idare et hedef seneye sağlam bir takım kurmak
Bana aksi soylendi. Yazdiklarimin hic yalnis cikmadigini eski mesajlarimda gorebilirsiniz.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
sezon başından beri gönderilicek haberleri tamamen asılsız.Bu haberlerin yalan olduğunu baştan beri söylüyorum,hocaya verilen bir kredi de yok bu takımı sezon sonuna kadar idare et hedef seneye sağlam bir takım kurmak

Hocayı eleştirenleri tabi ki eleştirebilirsiniz kendi görüşleriniz dahilinde. Ben yalnızca konuya atılan post hakkında fikrimi söyledim. Cvp için tsk ederim.

Bu yazdığınıza dayanarak seneye tekrar büyüme mi olacak ? Malum bu sene küçülmeye geçildi.
 
Hocayı eleştirenleri tabi ki eleştirebilirsiniz kendi görüşleriniz dahilinde. Ben yalnızca konuya atılan post hakkında fikrimi söyledim. Cvp için tsk ederim.

Bu yazdığınıza dayanarak seneye tekrar büyüme mi olacak ? Malum bu sene küçülmeye geçildi.
Şubat ayında salonun imzası atılacak ve salonun ismi iyi bir ücret,karşılığında verilecek.
 
Kendimizi kandırmayalım. Şu an erkek basketbol takımımızın geleceği adına hiçbir planımız yoktur.
Gelecek planı olan bir takım türk oyunculara yatırım yapar (örneğin kadın voleybol takımımız). Bizde bir tane dahi euroleague seviyesi yerli oyuncu yok şu an.
Boş geçecek olan bu sene, maalesef bize en az sonraki iki seneyi de kaybettirecek gibi görünüyor.
Kadın takımına gelince, hatalar dizboyu. Geçmişte Ayşe Cora'yı, Bahar Çağlar'ı kaptırdık diğer takımlara, bari yeni yetişen gençleri kaptırmayalım. Sporcular da geleceklerini düşünmek zorundalar. Onlara da kızmaya hakkımız olmadığını düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Erman Kunter'in önemli bir coach olduğunu düşünmek için fazlası ile büyük bir hayal gücü gerek bence. Kariyeri boyunca önemli hedefi olan hiçbir takımı çalıştırmamış birisi Erman hoca. Erman Kunter gibi kariyeri ve profili düşük hocaların Galatasaray gibi büyük bir camiada antrenör olabilmesi için ancak Dursun Özbek gibi basketbol cahili vizyonsuz bir başkan ve Can Topsakal gibi Basketbol şubesini bitirmeyi kafasına koymuş bir Şube sorumlusu gerekir...
 
İlk ismi geçtiğinde çok korktum ayvayı yedik diye ama sonra fazla mı yerdik Beşiktaş zamanında dedim. Sağ olsun fazla yermediğimizi kanıtladı, kanıtlamaya devam ediyor.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Olay Erman Kunter boyutunu tamamen aştı. Ben hocayı suçlamıyorum artık. Olay tamamen yönetim. Bu yönetim bitiriyor Galatasaray'ı. Sezon başında futbolda kolay takımlara karşı alınan galibiyetlerin acısını çekiyoruz her branşta. O galibiyetler nefes aldırdı bu yönetime yoksa gidiciydi bunlar. Maalesef iş bilmezliklerini devam ettirmeleri için zaman kazandılar. Bu kadar yıllık Galatasaraylıyım hiç bu kadar aciz görmedim kulübü. Her branşta istisnasız başarısızız. Ve eriyor kulüp günden güne kimse de bir şey yapamıyor. Malı mülkü her şeyi satıldı. Başkan ikide bir çıkıp borcu sıfırlayacağım diyor. Ya arkadaş sen arsayı satıp borcu kapatıyorsun, bunu 10 yaşındaki çocuk da yapar. ( ki o da belli değil arsanın paraları büyük ihtimal futbolda transferlere harcandı ). Sen malı mülkü satmadan yeni kaynaklar yaratıp kulübü finansal açıdan düzlüğe çıkarırsan ben sana başkan derim. Yoksa köylünün yaptığı gibi malı mülkü satıp para almasını herkes bilir.
O yüzden artık Erman hoca benim için sorun falan değil. Kendisi kulüpteki sorunların belki sonuncusu. En azından efendi, karakter olarak Galatasaray'a yakışan bir insan. Bu başkan gitmeden hiç bir şey olmaz. Ama bu adamın gitmesi gecikse de belki Galatasaray diye birşey kalmaz. Korkum o.
 
Yıllar sonra tekrar merhaba,

Oktay Mahmudi ile başlayan kıvılcımlar, Ergin Ataman döneminde aleve, Erman Kunter zamanında ise küle dönüştü.
Basketbol için yüksek bütçeden önce doğru organizasyon ve takım mühendisliğinin önemli olduğuna şahitlik ettik.
Erman Kunter baştan beri en ufak güvendiğim bir basketbol antrenörü değildi şaşırtmadı. Çağın çok gerisinde kalmış ne yazık ki.
Gitse ne olacak gitmese ne olacak iyi bir organizasyon olmadığu sürece kim ile başarılı olmayı düşünüyorsunuz şu şartlarda ?
 
Yıllar sonra tekrar merhaba,

Oktay Mahmudi ile başlayan kıvılcımlar, Ergin Ataman döneminde aleve, Erman Kunter zamanında ise küle dönüştü.
Basketbol için yüksek bütçeden önce doğru organizasyon ve takım mühendisliğinin önemli olduğuna şahitlik ettik.
Erman Kunter baştan beri en ufak güvendiğim bir basketbol antrenörü değildi şaşırtmadı. Çağın çok gerisinde kalmış ne yazık ki.
Gitse ne olacak gitmese ne olacak iyi bir organizasyon olmadığu sürece kim ile başarılı olmayı düşünüyorsunuz şu şartlarda ?
Yeni yönetim gelince Can Topsakal da olmaz ömer yalçındağ da herşey düzelir İNŞALLAH
 
Yıllar sonra tekrar merhaba,

Oktay Mahmudi ile başlayan kıvılcımlar, Ergin Ataman döneminde aleve, Erman Kunter zamanında ise küle dönüştü.
Basketbol için yüksek bütçeden önce doğru organizasyon ve takım mühendisliğinin önemli olduğuna şahitlik ettik.
Erman Kunter baştan beri en ufak güvendiğim bir basketbol antrenörü değildi şaşırtmadı. Çağın çok gerisinde kalmış ne yazık ki.
Gitse ne olacak gitmese ne olacak iyi bir organizasyon olmadığu sürece kim ile başarılı olmayı düşünüyorsunuz şu şartlarda ?
Olay budur!!!
 
Erman Kunter'le ilgili her türlü eksikliği tartışırım da Kunter gibi adama çağın gerisinde kalmış nasıl deniyor anlamıyorum. Oyuncuların kişisel gelişimlerine güvenip kendi önlerini açmalarını tetikleyen, genç oyuncu yetiştirmede büyük kayıpları göze alabilen, yılların Avrupa basketbolu klasiği isolation'dan kaçıp hızlı alan paylaşımı ve şutla (pace and space) oyunu açmak isteyen bir adam hangi özelliğiyle çağın gerisinde kalmış sayılır anlamıyorum. Ben de kendisini büyük hedef koçu filan görmüyorum yanlış anlaşılmasın ama ilk geldiğinde de dediğim gibi isim olarak tatmin etmese de, işleniş olarak aklındaki oyunu parkeye yansıtmada çok yetkin görünmese de ve oyuncuları ve karakteri tam oturmamış sporcuları oyuna kazandırmada çok mahir bir isim olmasa da Kunter gibi adamı çağdışı görmek hakikaten enteresan bir anlayış. Bu kafanın benzerini bir de Ergin Ataman'ı sevmediği için ''ne olmuş yani, 5 yılda 1 kupa kazanmış'' diyenlerde görüyorum ben. Birini yererken yerin dibine kadar sokmak, överken göğün en tepesine oturtmak.
 
Bu takıma Popovich'i getirsek ne olacak? Şaka gibi bütçelerle kadro kuruyoruz. Bu bütçelerle yarı final bile oynamak başarıdır. Fb'nin 2. kadrosu bile bizim kadromuza fark atmaya yetti. Biz daha neyi konuşuyorsak...
 
Galatasaray Sözlük'ün yönetim içinden duyumlar veren kullanıcısı quakerboy, olağanüstü genel kurul ile birlikte Can Topsakal'ın, kuruldan sonra da Erman Kunter'in gönderileceğini yazmış. Can Topsakal gibi bir kişilik kulübün kapısından dahi geçmemesi gerekirken bir de bu kulüpte yönetici oldu, çıldırmamak elde değil.

Dursun Aydın Özbek Yönetimi - Galatasaray Sözlük
 
Olay bütçeyse hala diyorum Eskişehir basket, Tofaş 20 milyona kurulmadı ama 20 milyona kurulmuş gibi oynuyor. Ne demek giderse ne değişecek ? Bal gibi de değişecek, bundan daha kötüsü yok. Gelen hoca fenerin 3.kadrosundan 40 fark, Trabzon'dan 130 sayı yerse evet o zaman siz haklı çıkarsınız ben de özür dilerim burada.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Bundan 20 sene önce Türkiye de Rahmetli Aydan Siyavuş ve Aydın Örs den başka üst düzey basketbol antrenörü mü vardı ? Erman Kunter basketbol da bütçelerle kurulan takımlar dışın da hangi takıma hangi sistemi getirmiş ? Hangi genç oyuncunun önünü açmış ya da bulmuş getirmiş biri bana anlatsın bunu bende öğreneyim. Antrenörün , Sistemli lig takımlarının olmadığı, Üst düzey oyuncuların olmadığı takımların hedeflerinin bile olmadığı dönemde yükselmiş antrenörlük yapmış bir zat kendisi. Arkadaşlar ben o dönemleri çok iyi hatırlıyorum. Galatasarayın maç sonucunu akşam spor haberlerini kaçırdıysan teletex den bakardık. O da ertesi güne geçerdi çoğunlukla

pace and space yani daha kısa ve özetle ; set kurup 24 saniyeyi tamamı ile kullanmak yerine bir an önce şutu bulup skora ulaşılması amaçlanan bir basketbol terimi. Nba de atlet ve çabuk oyuncularla oynanan oyunu asıl basketbolun oynandığı (bana göre) avrupa basketbolun da uygulamak ki kesinlikle bu işin öncüsü felan da değil yanlış anlaşılmasın bu mu onu özel kılan ? Ben avrupa da bu oyunu oynayan ya da oynamış bir çok antrenör sayarım.

Erman Kunter basketbolu bilir. Burdaki herkesten daha iyi bilir eyvallah. Ama sadece o kadar. Ozan bulkaz dan çok daha iyi bir baş antrenör müdür? Bunu bile tartışırım. Geçmiş Nostalji acıtasyonu duygusu bende yok çünkü. Bir adam 30 senedir antrenörlük yapıyor diye 10 senedir antrenörlük yapan adamdan daha iyidir diye birşey yok

Ama yıllarca basketbolun için de olup da daha basketbolda antrenör çıkarmadığımız yıllarda milli takım yönetmesi dışın da hiç bir başarı yakalamadığı gibi yeni dönem de Ufuk sarıca , Orhun Ene gibi hırslı başarılı ve çalışkan antrenörler ile mücadele edecek seviyede olmadığın dan , evet çok açık söyleyebilirim çağın gerisindedir , o ve onun gibilerinin de devri bitmiştir
 
Son düzenleme:
Erman Kunter'le ilgili her türlü eksikliği tartışırım da Kunter gibi adama çağın gerisinde kalmış nasıl deniyor anlamıyorum. Oyuncuların kişisel gelişimlerine güvenip kendi önlerini açmalarını tetikleyen, genç oyuncu yetiştirmede büyük kayıpları göze alabilen, yılların Avrupa basketbolu klasiği isolation'dan kaçıp hızlı alan paylaşımı ve şutla (pace and space) oyunu açmak isteyen bir adam hangi özelliğiyle çağın gerisinde kalmış sayılır anlamıyorum. Ben de kendisini büyük hedef koçu filan görmüyorum yanlış anlaşılmasın ama ilk geldiğinde de dediğim gibi isim olarak tatmin etmese de, işleniş olarak aklındaki oyunu parkeye yansıtmada çok yetkin görünmese de ve oyuncuları ve karakteri tam oturmamış sporcuları oyuna kazandırmada çok mahir bir isim olmasa da Kunter gibi adamı çağdışı görmek hakikaten enteresan bir anlayış. Bu kafanın benzerini bir de Ergin Ataman'ı sevmediği için ''ne olmuş yani, 5 yılda 1 kupa kazanmış'' diyenlerde görüyorum ben. Birini yererken yerin dibine kadar sokmak, överken göğün en tepesine oturtmak.


Kenan Erdem Bey herşeyi çok net ifade etmiş. Benzer şeyleri yazmama gerek yok. Fransa liginde oynattığın basketbolu Türkiye liginde oynatamazsın oynatmamalısın.
Saha içerisinde kimin nerede ne yaptığını anlayan var mı? Al topu koş git, savunma yapma bu mu çağımızın basketbolu? Avrupa Basketbolunda bu stil var mı kaldı mı?
2003 yılındaki Erman Kunter'e evet. 2017'de ki sabaha kadar hayır.
 
Sadece Kunter döneminde Cholet'den çıkan oyuncular Nando De Colo, Rodrigue Beaubois, Fabian Causeur, Rudy Gobert. Diğer çalıştırdığı takımlara bakmaya üşendim açıkcası, oradad da birkaç tane oyuncu olabilir.

Şu an dünya üzerinde pace and space'ten daha verimli oyun sistemi yok. Hata payını arttıran ama 4 periyoda yayılan süre içinde iyi uygulayanı hep avantajlı çıkartan bir sistem bu. Dediğiniz gibi atlet oyuncular ve nokta şutörler isteyen bir oyun tarzı. Takımı da yönlendirecek iyi bir lider lazım, guard olsa en iyisidir. Uzun pozisyonunda Christmas'dan patladık. Peki kısa rotasyonunda bizim bütçemizdeki takım için bu oyunu oynamak adına Renfroe-Hardy-Hopson'dan daha doğru bir rotasyon var mı? Bu isimler pek tabii ki değişebilir, bizim bütçeyi karşıladığı takdirde. Şu oyunu oynamak için Arroyo-Markoishvili-Jamont Gordon 3'lüsünü kursanız bende ''bu kadro mu bunu oynayacak?' diye tartışırdım ancak Erman Kunter'in oynatmaya çalıştığı sistemle ortaya çıkardığı oyuncu profili arasında bir uyuşmazlık göremiyorum ben.

Ozan Bulkaz'ı filan talihsiz açıklamalar olarak görüyorum ama şu an aktif çalışanlar içinde ben açıkcası yerliler arasında ilk 5'e rahat yazarım Kunter'i. Kariyer olarak da Ergin hocanın dönmesinin ve Oktay Mahmuti'nin takım çalıştırmamasının da etkisiyle kendisini 2. sıraya yazabilirim. Ha, işin doğrusu ben de kendisini winner takımların koçu olarak görmüyorum ama doğru yapılanmada ve doğru oyuncularla karakter oturmasını sağlayamamış pek çok antrenöre oranla daha başarılı çıkabileceğini düşünüyorum. Kunter'in bu yılki en büyük şanssızlığı birden çok pervasız oyuncuyla çalışması oldu. Ben açıkcası bu konularda pasif yapsını ve oyuncuların vurdumduymazlığını gördüğümde iş hiç dönmeyecek, Galatasaray erkek basketbol takımı her sahaya çıktığında taraftarını utandıracak diye üzülmüştüm. Ancak işin doğrusunu söylemek gerekirse son 3-4 haftada her ne kadar sonuca gitmede halen belli problemlerimiz olsa da oyunun gereklerini daha çok yerine getirmeye çalışan ve her şeyden daha önemlisi yaptığı işe daha odaklı Galatasaraylar takip ediyorum. Bunu da dile getirmek istedim.

Son olarak da bu oyun sisteminin şu an tüm dünyada kabul gördüğünü söylemek isterim. Kötü işlenen bir oyunu ayırt edemeyip sistemi sadece ''koş koş, savunma yapma'' olarak algılamak bence sistemi anlama zaafiyetidir. Golden State'i-Cleveland'ı filan geçtim, 2 tane Brose Basket maçı izlerseniz bu düşük bütçeli ancak potansiyelli takımın 2 yıldır neden Euroleague'de yer aldığını da daha iyi idrak edebilirsiniz. Onu geçtim geçen hafta Zalgiris'in Fenerbahçe'ye deplasmanda 90 atıp yenmesinin formülünü de burada arayabilirsiniz. Er ya da geç NBA'in Avrupa'dan pick and roll öğrendiği gibi Avrupa basketbolu da karşı kıtadan çıkan ve basketbolu en verimli hale getiren bu sistemi kabul etmek mecburiyetinde kalacaktır. Bunu en ivedilikle uygulayan takım da 40 dakikalık maçı 60 pozisyonla oynamaya çalışan Olympiakos-Fenerbahçe gibi takımlarla bütçe olarak biraz yarışabilir duruma geldiğinde bu tarz bir ekolü yıkacaktır, merak etmeyin.
 
Son düzenleme:
Sadece Kunter döneminde Cholet'den çıkan oyuncular Nando De Colo, Rodrigue Beaubois, Fabian Causeur, Rudy Gobert. Diğer çalıştırdığı takımlara bakmaya üşendim açıkcası, oradad da birkaç tane oyuncu olabilir.

Doğrudur Gökhan. Bu şekil de bakarsak arda turanı da Eric gerets yetiştirdi ya da onun dönemin de çıktı. Ya da partizanın yıldızı olan bogdanovic i fenerbahçe de obradovic yetiştirdi de diyebiliriz.

Büyükçekmece de yıldızlaşan beşiktaş ta harikalar yaratan roll da ufuk sarıca buldu çıkarttı.

Oyuncu yetiştirmekle oyuncudan maksimum verimi almayı karıştırmayalım. Kendisine sorumluluk verilen her oyuncu zaten bir şekilde gelişir. Göksenin bile geçen seneden daha farklı ne oldu 6 ayda basketbolu mu öğrendi? Geçen sene ki gökseninle aynı sadece daha fazla sorumluluk alıyor
 
Son düzenleme:
Vallahi abi bir insanı hiç sevmeyince yaptığı doğruları da görmezsin, yaptığı her yanlış da batar. O yüzden ikna etmeye çalışmayacağım, Galatasaray faydalı çıksın da haklı/haksız olmak önemli değil.
 
Gökhan,

Söylediklerine saygı duymakla beraber şunu sormak isterim. Bizim gerçekten oynadığımız (veya oynamaya çalıştığımız) basketbolu, NBA'da, GSW'ın literatüre kazandırdığı pace & space olarak mı görüyorsun? Ben açıkcası böyle görmüyorum.

Pace and Space'in bir alt versiyonu diyebileceğimiz, özellikle 2004-2006 yıllarında, Phoenix Suns'ın oynadığı, "run & gun" basketbolunda, her ne kadar takımın en önemli parçası, Steve Nash olmakla beraber, aslında oynanan oyunun karakterini veren, normal şartlarda bir 4 numara oyuncusu olan Amare Stoudemire'in, 5 numara, normalde 2 veya 3 numara oyuncusu olan Shawn Marion'un da 4 numara oynamasıydı. Tabi bu, biraz da fast break'lere dayalı çok hızlı ve göze hoş gelen bir basketbolu beraberinde getiriyordu.

Bu basketbolun, skorer ve atlet 1 numaraların yükselişiyle birlikte evrildiği nokta Pace & Space oldu. Aynı zamanda, artık tamamen Hakeem Olajuwan, Patrick Ewing, Shaq vs. tarzı 5 numaraların devrinin kapandı ve yerlerini de mutlaka ayakları daha hızlı, pasör ve de mümkünse dış şutu olan uzunlar aldı.

Erman Kunter'in Cholet döneminde elinde çok atletik bir takım vardı ve birçok takıma ters geliyordu. Ama oynattığı basketbol bu şekilde tanımlanamazdı bana göre.

Bizim de şu anda oynamaya çalıştığımız basketbolu, Cholet döneminin bir kopyası olarak görüyorum. Yani yine atletizme dayalı ama daha çok 1'e 1'leri zorlayan bir basketbol. Erman Kunter'in şu anda kurduğu takım da Cholet'teki basketbolun çok benzerini oynamaya çalışan -ama o kadar atlet olmadığı için oynayamayan- bir takım. Benim gördüğüm bu.

Ben böyle çok hızlı top çevirip, kısa sürede boş şutörü (uzun veya kısa) bulan bir Galatasaray görmüyorum. Belirli oranda, atlet olan 1-2-3 numaraların 1'e 1leri zorladığı
bir Galatasaray izliyorum. Herşeyden önce şunu düşünüyorum. Pace & Space basketbolunu hakkıyla oynayabilmeniz için çok üst düzey bir kadroya ihtiyacınız var. Kabaca söylemek gerekirse, hem atlet, hem skorer, hem de iyi pasor çok çok üst düzey bir 1 numara ile, hızlı ve şutör uzunlar. Yani nerdeyse herşeyi yapabilen bir oyucu topluluğu lazım. Bunu da 4 milyon bütçe ile 1 senede yapabilmek pek mümkün değil. (Zaten üst düzey atlet gard NBA'den Avrupa'ya pek gelmiyor. )

Her atletizme dayalı basketbol, pace & space değildir diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:

Üst