• Sitemiz şuan güncelleme aşamasındadır, karşılaşabileceğiniz teknik sorunlar için şimdiden özür dileriz.

2025-2026 Galatasaray Erkek Futbol Takımı

2 gün önce Uğur Karakullukçu'yu dinlemiştim.Barış,açıklama yapan menajeri ve transferin içindeki menajerler Galatasaray'ın Barış transferi üzerinden elde edeceği bonservisi aralarında bölüşmüşler.Benim gözümde Kerem'den sonra Barış'ında hiçbir değeri kalmadı artık.

Galatasaray'ın cebine 50-60 kalmayacak.Barış ve etrafındakiler Barış'ın maaşına,imza parasına ve menajerlerin komisyonlarına kadar görüşmüş,konuşmuşlar.Galatasaray'ada koca pastadan 1 dilim layık görmüşler.

Sanki biz oyuncu göndermiyoruz da oyuncu transfer ediyoruz.

Siz 50-60 arası net bonservis alabilecekken,sizden izinsiz böyle durumlar olsa,üstüne kulübü zor durumda bırakacak açıklamalar,paylaşımlar,antrenmana çıkmama durumları olsa,razı olur musunuz bu duruma ?

2 hafta önce Galatasaray mutluluktur diyen adam bir anda Galatasaray kendisini zorbalıyor gibi davranış haline giriyorsa bu kulübe ihanet etmektir.
 
Barış Olayının En Büyük Sıkıntısı Neom 50 60m yakın parayı zaten gözden çıkarmış.
3 tane Şerefsiz Menejer Galatasaraya Baskı yapar ucuza Bonservisi Kabul ettiririz kalanı Cukka yaparız kafasındalar.
Gerekirse kadro dışı bırakıcaksın ama 3 tane şerefsize boyun eğmiceksin.
Dün gece Hasan Şaş net konuşmuş.
Her canı sıkılan ben gidiyorum,Ben zam istiyorum diye kapı çalamasın
İbreti Alem için kadro dışı bırakırım
 
Belli bir süredir devam eden, bu renklere gönül vermiş çoğu paydaş tarafından söze ve dile döküldüğü üzere bugün itibariyle kronikleşerek yer alan sorunların iki ana başlığı var; otorite boşluğu ve kadro planlanamaması.

Otorite boşluğunun bildiğimiz son vukuatı Barış Alper Yılmaz oldu. Söz konusu olay bu veya o nedenle burada Sportif A.Ş.'de çalışanların liyakatsiz ne kadar belli görevleri yürütemediğinin aslında acı bir yansıması.

Benim burada değinmek istediğim bu liyakatsizliğin bir başka negatif yansıması olan genel kadro planlanamaması. Bugün oynanacak Kayserispor müsabakasında Davinson'un da oynamaması (son bilgiler oynayacağı yönünde) halinde, daha Ağustos ayı bitmeden Berkan ve Kaan'ın aynı anda bu müsabakaya ilk 11 başlama ihtimalinin öyle ya da böyle doğma durumunu tetiklemesiyle artık körü dürtüp gözü açma olayını çoktan geçtiğimizi düşünüyorum.

Son transfer dedikoduları ve hocanın son günlerdeki açıklamaları üzerinden gittiğimizde, Singo transferinin savunmaya tek takviye olmasıyla beraber, Singo'nun olası bir durumunda CL lig aşamasının son iki müsabakasında Afrika kupasında yaşadığı sakatlıkla birlikte yer alamadığı ve Sallai'nin (kendisi sağ bek değil) kart cezalısı olduğu bir senaryoda sen yine Kaan Ayhan'a mahkum hayat sürdüreceksen.

Dün açıklanan kamp kadrosunda gözüktüğü üzere resmen avaz avaz bağıran bir orta saha nitelik noksanlığı da giderilecek gibi durmuyor. Burada bahsedilen bir tane alır geçeriz olmamalı. Çok net bir şekilde birbirinden farklı özelliklere sahip, iki önemli orta saha takviyesi de gerekmektedir. Gerekeni yapmayıp, bir de önümüzdeki aylarda Torreira'yı çok uzun süre sahalardan uzak tutacak bir sakatlığa kurban verdiğinde yine mi aslında hesaplarımızda yoktu denilecek?

Icardi'yi takıma monte etmek lazım, Abdülkerim'i üzmemek gerekli veya Kaan da var diyerek başarı sağlanamaz. Tabii ki hayatın matematiği böyle kolay işlemiyor fakat CL torbalarına bir göz atan varsa eğer oynanacak sekiz müsabakada son 24 için gerekli 11-12 puanı rahat toplarız demek çok ciddi hayalcilik.

Hep başa dönmek yordu artık. Yorumlarını beğendiğim, söylediklerine genel olarak katıldığım Hüseyin Kıyıcı, geçtiğimiz günlerde bir programda Icardi ile 2 forvetli formasyonu Juventus'a ya da Chelsea'ye karşı oynayamasan da Kopenhag'a (yakın zamanda bizleri Uefa Avrupa Ligi'ne gönderen takım) karşı oynayabilirsin dedi. Yönetimi ve hocası her şeyi bile bile yaptıktan sonra ders çıkardık diyor da diğer paydaşlar da aynı telden çalmaya başladı.

Hayatın matematiği farklı, soyunma odası kültürü, takım hiyerarşisi, geçmişin izi, verilen hizmetler derken tüm bunlara katılıyorum da Avrupa futbolunun matematiği de başka; takım kurgusunda rasyonellik, gereken değerde fiziksel ve teknik kapasite ve sistemi yönetecek liyakatli yöneticiler. İdrak edebilmek ve başa dönmemek için daha kaç hezimet gerekiyor bilmiyorum.
 
Belli bir süredir devam eden, bu renklere gönül vermiş çoğu paydaş tarafından söze ve dile döküldüğü üzere bugün itibariyle kronikleşerek yer alan sorunların iki ana başlığı var; otorite boşluğu ve kadro planlanamaması.

Otorite boşluğunun bildiğimiz son vukuatı Barış Alper Yılmaz oldu. Söz konusu olay bu veya o nedenle burada Sportif A.Ş.'de çalışanların liyakatsiz ne kadar belli görevleri yürütemediğinin aslında acı bir yansıması.

Benim burada değinmek istediğim bu liyakatsizliğin bir başka negatif yansıması olan genel kadro planlanamaması. Bugün oynanacak Kayserispor müsabakasında Davinson'un da oynamaması (son bilgiler oynayacağı yönünde) halinde, daha Ağustos ayı bitmeden Berkan ve Kaan'ın aynı anda bu müsabakaya ilk 11 başlama ihtimalinin öyle ya da böyle doğma durumunu tetiklemesiyle artık körü dürtüp gözü açma olayını çoktan geçtiğimizi düşünüyorum.

Son transfer dedikoduları ve hocanın son günlerdeki açıklamaları üzerinden gittiğimizde, Singo transferinin savunmaya tek takviye olmasıyla beraber, Singo'nun olası bir durumunda CL lig aşamasının son iki müsabakasında Afrika kupasında yaşadığı sakatlıkla birlikte yer alamadığı ve Sallai'nin (kendisi sağ bek değil) kart cezalısı olduğu bir senaryoda sen yine Kaan Ayhan'a mahkum hayat sürdüreceksen.

Dün açıklanan kamp kadrosunda gözüktüğü üzere resmen avaz avaz bağıran bir orta saha nitelik noksanlığı da giderilecek gibi durmuyor. Burada bahsedilen bir tane alır geçeriz olmamalı. Çok net bir şekilde birbirinden farklı özelliklere sahip, iki önemli orta saha takviyesi de gerekmektedir. Gerekeni yapmayıp, bir de önümüzdeki aylarda Torreira'yı çok uzun süre sahalardan uzak tutacak bir sakatlığa kurban verdiğinde yine mi aslında hesaplarımızda yoktu denilecek?

Icardi'yi takıma monte etmek lazım, Abdülkerim'i üzmemek gerekli veya Kaan da var diyerek başarı sağlanamaz. Tabii ki hayatın matematiği böyle kolay işlemiyor fakat CL torbalarına bir göz atan varsa eğer oynanacak sekiz müsabakada son 24 için gerekli 11-12 puanı rahat toplarız demek çok ciddi hayalcilik.

Hep başa dönmek yordu artık. Yorumlarını beğendiğim, söylediklerine genel olarak katıldığım Hüseyin Kıyıcı, geçtiğimiz günlerde bir programda Icardi ile 2 forvetli formasyonu Juventus'a ya da Chelsea'ye karşı oynayamasan da Kopenhag'a (yakın zamanda bizleri Uefa Avrupa Ligi'ne gönderen takım) karşı oynayabilirsin dedi. Yönetimi ve hocası her şeyi bile bile yaptıktan sonra ders çıkardık diyor da diğer paydaşlar da aynı telden çalmaya başladı.

Hayatın matematiği farklı, soyunma odası kültürü, takım hiyerarşisi, geçmişin izi, verilen hizmetler derken tüm bunlara katılıyorum da Avrupa futbolunun matematiği de başka; takım kurgusunda rasyonellik, gereken değerde fiziksel ve teknik kapasite ve sistemi yönetecek liyakatli yöneticiler. İdrak edebilmek ve başa dönmemek için daha kaç hezimet gerekiyor bilmiyorum.
Çok doğru tespit. Özellikle bu takıma 1 değil 2 orta saha gerektiğini herkes görüyor ama bir tek hoca ve yönetim görmüyor. İlkay'ı, Barış'ın gittiği senaryoda elden kaçırmak büyük gaflet olur. Bu takıma set oyunu oynayacak İlkay ve Bissouma şart oğlu şart. Şampiyonlar liginde başarı istiyorsak kaleci ve stoper kadar 2 orta saha da elzem. Son 1 haftamız. Umarım gereken takviyeler en kısa sürede yapılır.
 
Gatasaray’ın mevcut yönetim ve teknik heyetiyle seviye atlaması, Şampiyonlar Ligi gibi organizasyonlarda başarı yakalaması imkânsızdır. Profesyonellikten uzak zihniyetler çok para harcasa da, kazansa da bir arpa boyu yol alamazlar.

Bir yanda Osimhen, Sane gibi yıldızların geldiği dönem bile kendini rezil etmeyi, beddua almayı başaran, liyakat kavramından uzak, kimin ne olduğu/ne iş yaptığı belli olmayan, menajerlerin elinde oyuncak olmuş bir yönetim.

Diğer yanda en önemli düşüncesi Abdülkerim, Kaan gibi kariyerlerinin sonuna gelmiş “kankalarını” rahat ettirmek, onlarla sözleşme uzatmak derdine düşen, Avrupada iki sezondur dev bütçelerler rezil olmasına rağmen hâlâ “orta saha önceliğimiz değil” diyebilen, Galatasaray’ın kuruluş amacının Türk olmayan takımları yenmek olduğundan bihaber bir teknik direktör.

Galatasaray’ı temsil edecek kapasiteye sahip değiller, kimse kusura bakmasın. Kimsenin umrunda olmayan kıytırık Türkiye liginde 35 yıldız tak istersen. Galatasaray vizyonu fblileri, bjklileri kızdırmaktan ibaret olacak kadar küçük değildir.
 
Son düzenleme:
A.S.Yen 1905 yılında, hedefimiz olmayan Türk takımlarını yenmektir mi diyecekti?En eskiyiz diye ortalarda dolanan Bjk,futbol şubesini 1911 yılında kurmuş. Zamanın şartlarında söylenmiş, bence de cok güzel bir hedef ama ligi de çöp yapmayalım. Son 30 yılda 15 kez şampiyon olunca böyle konuşmak kolay ama benim jenerasyonum gibi 14 yil beklersen ki umarım bir daha olmaz o zaman ligin de ne kadar kıymetli olduğunu görürsünüz. Bir de Avrupa'da başarılı olmak şart deniyor, bir kac iyi oyuncu aldın, ülke şartlarına göre dehşet paralar harcadın ama bu işler bu kadar mi kolay?Senin Avrupa'da bu formatta 8 yapman anca mucize kura sansınla olur.Her sene üstüne koyarak ve takıma en azından 2-3 senede bir alt yapıdan ilk onbiri zorlayacak oyuncu katarak ve ısrar ederek başarıya yaklasilabilir.
 
Bu takimin atletik seviyesi cok düsük. Baris Alper olmayinca dahada düsüyor.

Avrupa icin yetersiz bi seviye
 
Geri
Üst