Kendi kendine, sırf beni rahatsız etmek gibi bir misyon yüklemiş üye...
İnan ki hiç ilgimi çekmedin. Yine görüyorum ki, neredeyse pek kimsenin de ilgisini çekememişsin. Seninle hemen hemen aynı doğrultudaki 1 kişiyle al gülüm ver gülüm diyaloğa girmişsin. Belli ki X dışında birşeyleri araştırmadan, eksik bilgilerle takım kurup bozmaya çalışıyorsun. İnşallah yanılmışımdır ama bari birazcık siftah diyerek, derin bir nefes alıp neler olup bittiğine, bu forumun birazcık da olsa, geçmiş birkaç yılına baksaydın.
İlgimi çekmemene rağmen, tüm direkt sataşmaların nedeni ile biraz yazmak farz oldu. Öncelikle, "Bekara karı boşamak kolay" gibi, kadını aşağılayan bir deyişte geçen bir dille, bu forumda yorum yapmak, kendi başına çok talihsiz ve absürd.
2. talihsizliğin ise, istatistikçi birisine neredeyse istatistik satmaya kalkmış olman...Birazcık geriye dönüp baksan, eski bir voleybolcu olarak istatistiklerle konuşan, voleybol konusunda kafa yorarak, en azından foruma bu alanda somut birşeyler katmak adına çaba harcayan birisi olduğumu anlardın.
Okuduğunu ve izlediğini anlama ve kavrama konusundaki olası problemin, belli ki seni yanlış yöne yönlendiriyor. Ardı ardına yapmış olduğun paylaşımlarına bakarsak, belli ki bir Timmerman takıntın oluşmuş. Hiç kimse Timmerman'ın bulunmaz Hint Kumaşı olduğunu savunmuyor ancak 2023-24 sezonunda, Stuttgart'da Bongaerts ile birlikte oynayarak Almaya'nın tüm kupalarını topladıktan sonra Şampiyonlar ligi 5.si olan bir takımın oyuncusu olarak, Bongaerts ile birlikte alındı. 2020-21 sezonunda Bundesliga'nın en iyi orta oyuncusu seçilmiş, ve yine 2023-24 sezonunda yine Bundesliga'nın en iyi blokçusu seçilmiş. Pasörünü iyi tanıyan ve uyum yakalamış Timmerman, bizdeki serüveninde bloklarda o kadar olmasa da, hızlı hücumlarda ve özellikle ilk yarıda önemli katkı vermiştir. İlk yarıda sakatlanana kadarki performansı da, bu camiadaki hemen hemen tüm yorumcuların takdirini toplamıştır. Birçoklarının, ilk yarıdan itibaren hızlı oyun diye öve öve bitiremedikleri süreçteki katkısı inkar edilemez ama bu konuda da sizlere sürprizim olacak. Hiçbir yerde bulamayacağınız, rakamlarla takım performası üzerindeki karşılaştırmalı tablolamayı da önümüzdeki 3-4 saat içerisinde paylaşacağım. Bir sezonda sadece 3 iyi ortanın yeterli olamayacağını, isim belitmekten hoşlanmadığımı söyleyerek 1 çok iyi orta ve muhtemelen blok özelliği yüksek ve elit Ana Carol gibi bir oyuncunun alınmasının, tadından yenmeyeceğini vurgulamışım ama belli ki bunu da kaçırmışsın.
Kaçırmış olduğun bir diğer konu, istatistiklerden sözederken, Alexia'nın en iyi blok yapan PÇ, en fazla ace atan 4 oyuncu, ve yine set başına en fazla ace atan 4.oyuncu, toplam sayı kriterinde en skorer 3. oyuncu, yine toplam sayı/set kriterinde aynı şekilde 3 oyuncu, en fazla sayı alan hücumcu olarak 6. oyuncu olduğudur. Elit sayılabilecek bu kadar oyuncu içerisinde bu sıralamalara giren bir oyuncu için düşük yada yetersiz seviye nitelemesi, hem oyuncu ve hem de takıma karşı yapılacak haksızlık ve saygısızlıktır. Evet belli maçlarda ve belli anlarda performasının düştüğü doğrudur. En çok eleştirldiği konu ise plase atması ama plaseye yarım, sert smaç'a 1 puan verilmesi gibi bir uygulama yoktur. Omuz sakatlığı yada 2.yarının ilk çeyreğinden itibaren aynı bölgeye sürekli uygulanan buz kompresi, dinlenememekten kaynaklı kronik bir ağrı oluşmasının temel belirtileridir ve bunu spor yapan ve voleybolla uğraşan herkes bilir. İlle de ameyatı gerektirmez ama devamı halinde daha büyük sorunlara neden olabilirdi. Ben bunu söyledim. İşte tam da bu nedenle, Grobelna'nın alınmasının önemli olduğunu vurguladım. Kim daha formda ise o oynar. Birisinin düştüğü anda, bayrağı diğeri devralır.
Kaçırmış olduğun diğer bir konu ise, hem Sn Cibara hem Neşve Büyükbayram, Grobelna ve Lukasik'in tamam olduğunu, resmi açıklananlar dışında en az 3 veya 4 oyuncunun alınacağını defalarca beyan etmelerine rağmen, konu anlaşılmamış. Sanki Grobelna ve Lukasik'in yanısıra, eğer olursa LYY ve Pena alınıp kapatılacakmış gibi addediliyor. An itibarı ile kadroda tutulan 7 oyuncu yanına Grobelna ve Lukasik eklense bile ve hatta İrem de sayılsa 10 oyuncu yapıyor. Yani antrenman kadrosu bile oluşturulacak olsa, bunlar için en az 3 veya 4 oyuncuya ihtiyaç var. Ben sürprizlerin olabileceğine inanıyorum. Umarım kimse hayal kırıklığı yaşamaz. Neşve Büyükbayram'ın da söylediği bu. Benim de
Kaliteli Geniş Kadro dememdeki gerekçe bu. Kaliteli geniş kadro ile kupalar toplanmaz gibi saçma bir savı, ne gördüm ne de duydum. Altın sette kaybettiğimiz Chieri maçını 6+1 ile başlayıp bitirirken rakip 11 oyuncu ile rotasyona girdi. Aynı şekilde, 6+1 oyuncu ile Vakıf'a kupada 3-2 kaybedip elenirken, Guidetti son sete kadar tüm tuşlara bastı. Fener'e playoff'da son anda 3-2 kaybederken, yine benzer manzara vardı. Eğer kaliteli geniş kadro olmuş olsaydı, bugün çok farklı şeyler konuşuluyor olurduk ama geçti borun pazarı. Playoff konusu açılmışken, öncelikle paslaştığın arkadaşına bak. Garibim diyor ki,
"Şimdi fb ile vakıfla eczacıyla oynarken sahadaki 6 rakip takım oyuncuların seviye olarak çok altında olduğu için ekstra mücadele etmesi gerekiyor hiç hata yapmaması gerekiyor. Bu şekilde mental olarak da ayakta kalmak çok zor. Bakmayın biz fbyi yarı final serisinde zorladık ama o maça 1 ay hazırlandık. Düşün sen o maça 1 ay hazırlansan bile rakibini eleyemiyorsun aradaki fark bu işte. Tabi bi de şu tarafı var; şampiyonluk play offları zordur. Sezon içi galibiyet alırsın başka ama seri kazanmak bambaşka bi olay. Biz gelecek sezonki kadroyla hangi seride kimi geçeriz?" Bu zırvayı bu sayfalarda görmek, çatışmacılık ve aykırılıkla bile açıklanamaz. Bunu okuyan sanır ki, biz bir ay boyunca çalışırken, rakip takım oyuncularının yarısı yaylada, yarısı deniz kenarında tatil yapıyordu. Taraflı tarafsız herkes, göstermiş olduğumuz performansı ayakta alkışlarken, sözde tuttuğunu iddia ettiği takım oyuncularını, rakip oyuncularla bütün olarak kıyaslayarak aşağılamaya kalkışan, ve önceden de yazdıklarını ve sildiklerini inkar eden "SARI MELEK"'in düşüncelerini içselleştiriyor ve kabulleniyorsan, ne ala. Bu durum, ancak ve ancak, voleybol'un takım oyunu olduğunu, takım kimyasının önemini bilmemekle alakalı ve yada maksatlı... Takım kimyası demişken, aklıma yönetici
[SIZE=4][B]Anıl Mehmet Yıldırım[/B][/SIZE]'ın yaptığı
"Lukasik iyi bir oyuncu fakat Lazovic gibi savunmada ekstra sorumluluk alabilecek mi ya da mental olarak hep sağlam kalıp çevresindekileri de yükseltebilecek mi" yorumu geldi. İşte bu yorumun özetinin adı takım kimyası'dır ve altına imzamı atarım. Tam da bu nedenle sezon başından beri sürekli eleştirilen Lazovic'in kalmasından yana olduğunu söylemiştim. Tabii bundan kim ne kadar anlarsa.
Sonuçta, temelsiz olarak sürekli belli oyuncularımızı eleştirmiş olman ve ve sürekli şu oyuncu bu oyuncu diyerek ve hatta kusura bakmazsan ergen tavrı ile "ben LYY isterim" demen, hiç ilgimi çekmedi ancak sataşman ve bu platform'da olma nedenimi merak ettiğinden ve sırf bu sataşmandan dolayı ve merakını gidermek amacı ile şu ana kadar bu uzun post'a zaman ayırdım. Umarım kim olduğumu ve ne maksatla burada bulunduğumu anlatabilmişimdir. Maksatlı olarak kimseyi iğnelemek gibi bir niyetim de yoktur. Yeter ki herbirimiz haddimizi bilelim. Aklı başında üyelerin tümünün yorumlarına saygı ile yaklaşıyor ve katılmadığım noktalarda da, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde tartışıyoruz. Buna en çok uzlaştığım üyeler de dahildir. Tahammül etmediğim tek şey, oyuncularımızın ve takımımızın hak etmedikleri şekilde, neredeyse zaman zaman aşağılamaya varacak düzeyde eleştirlmesi ve hatta suçlanmasıdır. Umarım, bu uzun paylaşım, birbirimizi daha iyi anlamaya ve sınırları zorlamamaya yardımcı olur.