İlk takımda görmeye başladığımda (2010-2012 arası dönem) yetenekli bir şutör guard geliyor umarım bizim Ömer Onan'ımız olabilir diye düşünüyordum. Takımı takip etmediğim dönemden sonra 2017'de gördüğümde atletizmi ve hızı kaybolmuş, sadece kontrolsüzce baskı yapan bir oyuncuya dönüşmüştü. Mütemadiyen boş üçlük kaçıran, top hakimiyeti yeteneksiz pivotlarla eşit olan, %60'la serbest atış atan ve oynadığında takımı sürekli geriye çeken bir oyuncuydu artık. Normal şartlarda 2019 yazında takımdan ayrılması gerekirken önceki sezondan kalan maaşları yeni kontratına konulması sayesinde takımda 2 yıl kalabildi. O düşük bütçelerde takım ortalamasının çok üstünde (ve asla hak etmediği) paraları kazanmaya devam etti. 2021 Yazında Ekrem Memnun'un verdiği skandal kararla Yiğit Arslan gönderilip kendisi tutulmaya devam edildi. Rezalet geçirdiği sezonlardan sonra 2024 yazında bir daha 1 yıllık sözleşme yenilendi. Ve en sonunda dün gönderildi. Olması gerekenden tam 6 yıl sonra gönderilebildi. Tam 6 yıl (hatta 7 yıl) onun takımı hem teknik, hem fizik, hem de zihin olarak geriye çekmesini izledik. Kaptanlığını içimiz acıyarak izledik. Halbuki kaptan dediğin hem yeteneği hem ruhu hem de oyun bilgisiyle takıma liderlik edecek ve takımı başarılara götürecek kişi olmalıydı. Işıl Alben gibi, Fernando Muslera gibi, İlkin Aydın gibi hatta Haluk Yıldırım gibi. Göksenin Köksal hiçbir zaman böyle biri olmadı. Ve kaptanlık dönemi asla bizi başarılara götüremedi. Onun kaptanlığı zamanında çok büyük ve yetenekli oyuncular bizde oynadı (Nigel Hayes-Davis, Aaron Harrison, Zach Auguste, Alex Poythress, Dee Bost, Melo Trimble, Kerry Blackshear, Isaiah Canaan vs.) ve onların önderliğinde iyi dönemler geçirdik ve büyük maçlar kazandık. Ama Göksenin onlara hiç yardımcı olmadı. Onların ördüğü duvara tuğla koymadı.
2022 Yarı final serisindeki 3. maçın son çeyreğinde kaçırdığı boş turnikeyi de asla unutmayacağım. O maçın kırılma anıydı. Oradan sonra maçı koparabilir ve 4. maçta Efes'i eleyip , Fenerbahçe'yle finali oynayabilirdik. Takımın o dönemki ivmesiyle şampiyon olabilirdik. Andreas Pistiolis'le yeni bir hikaye yazabilirdik. 5. Maçta Efes'e elendik. Sonraki sezon Pistiolis'e kuş kadar bütçe verildi. O düşük bütçe nedeniyle Yunus Emre Sonsırma ve Mahir Ağva gibi kazma oyuncular takımda oynamak zorunda kaldı. Sezonun sonuna doğruda Pistiolis gönderdildi ve o hikaye yarım kaldı. Göksenin Köksal'ın kaptanlığı yarım kalan ya da okumak istemeyeceğimiz hikayelerin toplamıydı. Çok geç olsa da bitti. Bundan sonra bizim armamızı ve büyüklüğümüzü kaldıracak oyuncular bizim kaptanlığımızı yapmalı.