• Sitemiz şuan güncelleme aşamasındadır, karşılaşabileceğiniz teknik sorunlar için şimdiden özür dileriz.

Işıl Alben

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Önder Ç.
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 0:38
Işıl Albende haklı Arda Turanda haklı...haksız olan tek kişi 2000 model Metin Oktay yaratma arzusundaki sevdasındaki Galatasaray Taraftarıdır..Arda olmasaydı aydın olurdu Anıl olurdu Emre olurdu.Işıl olmasaydı Bahar olurdu yasemen olurdu.ama illaki biri Metin Oktay olacaktı kaçış yok çünkü..Birde taca Çıkan topa kayıyorsa yada ellleri havaya dikip taraftarı gaza getiriyorsa...İsimlerin bu yüzden suçu yok..ve bukadar ruh meraklası başka bir taraftar kitleside yok..zaten başımıza ne geldiyse bu ruhlar alemi yüzünden geldi..
 
Ya cidden bırakın artık şu kızın üstüne gitmeyi ayıp ettiyse etti takmayın arkadaş alınmayın üstünüze. Kıl mı oldunuz , gıcık mı kaptınız sevmeyin abi ölmüyor zaten kimse sen Işıl'ı sev diye. Işıl bile belki hatırlamıyordur açıklamasını şu an. Ama biz anca burda sallıyoruz oyuncularımıza bi güzel. Ben Aras abi gibi çok sakin bir adam değilim ve oyuncuma saldırıldığı anda tepki veririm. Yahu senin Fb maçında fobin var , 2 yıl düzgün top oynamamışsın. Takımın sen oyuna yeniden ısınırken yedeğin ya da yardımcı olacak bi guard almamış. Üstüne üstün rezalet bi sezon geçiriyorsun. Bütün ihaleler sana kalıyor. Ve bundan sonra mükemmel bir Fener maçı yaşıyorsunuz. Burada yazan bir çok kişi bu kızın yerinde olsa tribüne dönüp '' gördünüz mü lan'' diye bağırırdı emin olun. Takım kötü IŞIL . O oldu IŞIL . Bu oldu IŞIL. Bu nedir ya bi rahat bırakın kızı. Burda kendi kendine eleştirenlere ise gülüyorum sadece. Ciddi olarak insafsızlık bu yaptığınız. O sizin sporcunuz. Bazen bazı insanlarla nasıl aynı takımı tutuyoruz cidden anlamıyorum. Bu taraftar kadar oyuncu harcayan bi taraftar görmedim ve meyveleri yavaş yavaş bu siteye de düşüyor. Harcayın arkadaşlar Işıl'ı da. Çok ayıp ederdiniz dimi ''çok hoş olmayan bi duygu patlaması'' demekle yetinseniz. Forumda hakikaten eleştiri konusunda ipini koparmış çok insan var. Sanki gün boyu haber kovalıyorlar olumsuz bir şey çıksın da eleştiriyim rahatlıyım diye. Gerekirse tek tek isim de veririm ama onların kendilerini bunu okuyunca bileceklerini biliyorum. Onlara söyleyeceğim tek şey var. TV'de görünce 3424234 kelimeli zincirleme küfür tamlamaları kurduğunuz Aziz Yıldırım'ın amaçlarına hizmet ediyorsunuz. Bence bi düşünün napıyorum ben diye. Çünkü şu an belki de tvde görünce deli olduğunuz adam hizmet ediyorsunuz . Ve bi zahmet Işıl'ı da rahat bırakın artık. Madem destek vermek istemiyorsunuz , o zaman köstek olmayın da kız oyununu oynasın. Deplasman maçında oyuncuna saldırılmışken ve bu haber foruma düşmüşken , bu haber düşeli 10 dakika olmamışken takımı eleştiren adam var bu forumda şu an. Ben orda utandım konuya mesaj bile atmadım. Ama adam gidip hala takım eleştiriyor. Senin önceki görevin takımına , armana sahip çıkmak . Ondan sonra isteyen istediği kadar Hıncalcılık oynasın.
not : Mantıklı eleştiri yapanlara hiç bir lafım yoktur ve bana göre de Işıl'ın bu sene yanlış yaptığı şeyler vardır. Ama onu karalamaya kimsenin hakkı yoktur. Bi ara hakikaten forumda cezalar çok abartılıyor mu diye düşündüm ama yanlış düşünmüşüm. Az bileymiş cezalar. Bu mesajımdan dolayı ceza almam filan da umrumda değil çünkü bazı kişiler ciddi anlamda soğuttu beni sağolsunlar bu forumdan . Hiç bir ceza problem olmaz asla. Tek korkum mesajın silinmesidir. Çünkü forumda kirlilik hariç hiç bir işe yaramayan insanların bu mesajı okuyup ''aaa benden bahsediyo'' diyemecek olması bu korkumun nedenidir. Dilerim o kişiler okur bu mesajı.
 
Işıl o kadar salak ve kafası çalışmayan bir insan ki bu lafı onu sadece eleştirenlere söylemiştir eminim!

Ben bu "iyi gün dostları" lafını kendini eleştirenlere söylemediğini çok iyi biliyorum. Ama demek ki bu tip insanlar malesef burda da var ki üstlerine alınıp cevap yazma gereği hissetmişler. Yazık!
 
Işıl o kadar salak ve kafası çalışmayan bir insan ki bu lafı onu sadece eleştirenlere söylemiştir eminim!

Ben bu "iyi gün dostları" lafını kendini eleştirenlere söylemediğini çok iyi biliyorum. Ama demek ki bu tip insanlar malesef burda da var ki üstlerine alınıp cevap yazma gereği hissetmişler. Yazık!

abi ben o tip insanları allaha havale ediyorum açıkçası.eleştri yapılsın ama yapıcı olsun yıkıcı değil.ben kendimi ışılın yerine koyuyorum da o yazılanlara daha ağır konuşurdum.
 
Işıl o kadar salak ve kafası çalışmayan bir insan ki bu lafı onu sadece eleştirenlere söylemiştir eminim!

Ben bu "iyi gün dostları" lafını kendini eleştirenlere söylemediğini çok iyi biliyorum. Ama demek ki bu tip insanlar malesef burda da var ki üstlerine alınıp cevap yazma gereği hissetmişler. Yazık!

Önder abi sen çok iyi biliyorsun ama ben bilmiyorum mesela sadece kendini eleştirenlere söylemediğini. Ayrıca 3. defa tekrarlayayım ben eleştirmedim hiçbir zaman ama eleştirenlere de haksızlık yapıyor demedim. Ama bu mesajı yazdığım için ''o tip'' insanlardan ilan edildim. Bence asıl yazık olan bu.

Galatasaray sporcusu, profesyonel bir sporcu; herkesin görebildiği bir platformda nerdesiniz iyi gün dostları yazarsa elbet tepki görür. Şimdi bunu yazdığım için de işinize geldiğinde amatör ruh diyorsunuz işinize geldiğinde de profesyonellik yazıyorsunuz diye eleştirenler olacak ama napalım.
 
Doğum günün kutlu olsun kaptan, boş ver aldırma buraları. Oyununa bak kaptanım, bizler her zaman yanında olacağız.
 
İyi ki doğdun dişi aslan.
 
İyi ki doğdun ışıl...
 
Doğum günün kutlu olsun Işıl. Galatasaray'da başarılarla dolu nice yıllara...
 
Nice senelere kaptan.

Doğum gününü her sene bu başlıktan kutlamak dileğiyle... :)
 
Dogum günün kutlu olsun Kaptan! bu taraftar her zaman senin yaninda
 
Nice başarılı , Galatasaray forması altında yıllara kaptan.
 
Doğum günün kutlu olsun kaptan...
 
Kaptanım; nice yıllara..

Bundan 3-4 yıl önce Murat Murathanoğlu ve İsmet Badem'in programına katılmıştın radyoya. O gün ısrarla sormuşlardı "Fenerbahçeye gidermisin" diye. Milyon dolar verse dediler, ısrar ettiler. Her seferinde hayır dedin. "Ben tribünden geldim" dedin. İşte o gün olan oldu. Zaten biliyordum sevgini, aşkını, tutkunu... Ama o gün daha bir bağlandım sana...

Hep bizimle kal kaptan, beraber yürüyelim geleceğe. Sahada olmadığında büyüdüğün yere, yanımıza gel...

Bekler bizi kupalar, Nice şampiyonluklar...
 
İyi ki varsın,İyiki GALATASARAYLISIN
 
Nice senelere Işıl...
 
Mutlu yıllar kaptan.
 
Sevgili Galatasaray' lılar,

Bildiginiz gibi gecen senenin final serisinde çok ciddi bir sakatlık geçirdim.Öncelikle bu uzun sakatlık döneminde bana her zaman destek olan ve biran olsun yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim. Benim için formamdan ve takımdan ayrı kalmayı kabullenmek gerçekten çok zor oldu. Kendime olan inancımın azaldığı ve tekrar basketbol oynayabilecek miyim diye olumsuz düşüncelere kapıldığım dönemlerde ziyaretlerinizle ve çeşitli yollarla bana ulaştırdığınız mesajlarla desteğinizi hep yanımda hissettim. Bugün eskisinden daha iyi olarak geri dönebileceğime inanıyorsam bunda sizin dualarınız ve desteğinizin çok büyük etkisi var. Başka bir forma altında yaşasaydım bu dönemi belki de şu anda basketbol kariyerime devam etmiyor olurdum.

Sakatlığımla yakından ilgilenen başkanımız Sayın Adnan Polat'a, şube başkanımız Sayın Ahmet Dedehayır' a, iyileşme süresince bana çok büyük destek veren ve tedavimin en iyi şartlarda yapılmasını sağlayan basta genel sekreterimiz Sayın Selçuk İren olmak üzere tüm Galatasaray yönetimine ve çalışanlarına, beni biran olsun yalnız bırakmayan kendiside sporculuk kariyerinde aynı sakatlığı yasadığı için tüm tecrübesiyle ve psikolojik desteğiyle yanımda olan Genel Direktörümüz Sayın Mihriban Oğuz'a, yardımcı antrenörümüz Sayın Hakan Acer' e, fizyoterapistimiz Sayın Fatoş Yavuz' a, tüm takım antrenör, idareci ve takım arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ve tabii ki bugüne kadar en büyük emeği veren Ailem, tüm üzüntü ve korkularını bir kenarda bırakıp geri dönmem için destek oldular.

Hiçbir sporcunun başına gelmemesini dilediğim bu talihsiz sürecin beni olduğumdan daha güçlü, daha tecrübeli ve daha olgun bir hale getirdiğine inanıyorum. Bu süreçte yaşadıklarımı ve hissettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Her zaman ki gibi sahada mücadele ederken o talihsiz pozisyonda ribaunda çıkıp yere düştüğümde dizimde çok büyük bir acı hissettim. Bu acı o ana kadar yaşadığım bir çok hafif sakatlıktan çok farklıydı ve daha önce böyle birşey yaşamamış olmama rağmen ilk saniyede bağımın koptuğunu anladım. Tek düşündüğüm maça devam edemeyecek olmamdı, sonrasında da dizimdeki acıyı zaten hissetmedim. Hastanede kötü haberi alıp çok sevdiğim formamdan uzun bir süre ayrı kalacağımı öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı, inanamadım. İnternette sakatlığımla ilgili çıkan haberleri okuduğumda ben değilmişim gibi geliyordu, sabah kalktığımda yürüyüp koşabilecekmişim gibi hissediyordum. Ama son kontrolden sonra artık durumu kavramıştım. Doktorlar 3.5 ay demişlerdi, sezonun ilk maçında sahada olacaktım, Arma'mdan uzak kalmayacaktım. Hiç maç kaçırmayacak olduğumu düşünerek kendimi avuturken koltuk değnekleriyle yürümek, merdivenleri koşarak ikişer üçer çıkamamak, çocukluğumdan beri kendimi en rahat hissettiğim basketbol sahasında olamamak çok canımı yaktı. Başlangıçta dizimi hiç sevmediğim dönemlerim oldu. İnancım, hırsım, güvenim azaldı zaman zaman. İşte bu dönemde almış olduğum o müthiş destek bana güç verdi. Sonra yavaş yavaş dizimdeki yara izimi ve çivimi sevmeye başladım çünkü o Galatasaray'ım için mücadele ederken olmuştu. Bazen sevinç, bazen keder demiyor muyuz hepimiz? Ne gelirse Galatasaray'dan kabulümdür dedim. Savaşmaya hazırdım artık. Yüzlerce -hatta binlerce defa desem abartmış olmam- izledim o son maçı ve sakatlık anımı, her seferinde içim acırken daha bir sıkı sarıldım tedavime. Gün oldu yeni bir hareketi yapabildiğim için çocuk gibi sevindim, gün oldu sahada oturup saatlerce ağladım. Takım olarak sezonu açtığımızda çok sevindim, idmanlara katılamadığım için buruktum biraz ama mutluydum.Ve sonra sakatlandığımda üstümde olan Parçalı' mla yaptım ilk koşumu. Dizimi çok iyi hissediyordum ve tüm kontrollerim olumluydu. Bacağımın kuvveti oldukça iyi çıkınca takımla beraber Fransa'ya ve Macaristan'a gittim. 3.5 ay olmuştu ve artık oynayabileceğimi hissediyordum, tabii ki oynamak istedim ama klüp idarecilerimiz bu konuda çok hassas davrandıkları için oynamama izin vermediler. Takımla beraber ısınıp 'ben oldum, artık oynayabilirim' diyordum ama Mihriban Ablanın bakışlarıyla hemen oturuyordum. Hemen oturmuyordum biraz uğraştırdım aslında kendisini :) Formama kavuşmak için o kadar heyecanlıydım ki Fransa'daki Tarbes maçında oynatmadıkları için çocuk gibi bir köşeye çekilip ağladım maç sırasında :) Macaristan' da da oynamama izin verilmedi, ben kendi çalışmalarımı yaptım bazen takımla bazen ayrı olarak. Ama her geçen gün daha iyi hissediyordum, artık dizimde hiç ağrım kalmamıştı. Sıklıkla yapılan doktor kontrollerinin hepsinde dizimin artık eskisinden çok daha kuvvetli olduğu çıkıyordu. Son çekilen MRI' dan sonra artık 'sakatlık' kelimesi geçmişte kalmıştı. Bu zor dönemi tamamen atlatmış formama kavuşmuştum, ilk çıktığım hazırlık maçında yaşadığım heyecana ben bile inanamadım. Tekrardan sahada olmak müthiş bir duyguydu. Aylar sonra gelen 7 dakika, koca bir yaz verilen emeğin karşılığını almaya başlamış olmak...Özüme dönüyordum...Yeni sezonun ilk resmi maçında belki eski performansımdan oldukça uzaktım ama eski sağlığıma kavuşmuştum. Artık sadece daha çok çalışıp form tutmam kalmıştı. Her gecen günde daha iyi olduğumu hissediyordum. Sırasıyla Taranto, İstanbul Üniversitesi ve son olarak Riga maçı. Biraz kötü başlamıştık maça ancak her şey yolundaydı, tamamen maça konsantre olmuştum. Maçın 2. devresiydi, bu sefer bana çok fazla yabancı gelmeyen bir his. Yine aynı dizimde. Yerde yattığım bir kaç saniyede yaşadığım son 6 ay geçti film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Bir kaç kat daha fazlaydı isyanım ve içimdeki acı. Ama en başta da dediğim gibi artık daha güçlü daha olgun ve daha tecrübeliyim, hazırım yeniden savaşmaya. Çünkü biliyorum bu sakatlığı da atlattığımda bugünden çok daha güçlü olacağım.
Şu anda tek yaptığım dua ederek salı günü açıklanacak sonucu beklemek. Ama sonuç ne olursa olsun yüreğimdeki Aşkı söndürmemek için içimdeki umuda sımsıkı sarılacağım...

Ne gelirse GALATASARAY' dan kabulümdür...

Işıl ALBEN
Galatasaray Bayan Basketbol Takımı Oyuncusu

Kaptanın 2009'da tekrar sakatlandığında kaleme aldığı bir yazı. Tekrar hatırlatmakta fayda var iyi gün dostlarına.

İyi ki doğdun Kaptan. Seni çıplak gözle parçalının içinde görmek paha biçilemez.
 
Nice mutlu ve sarı-kırmızı başarılarla dolu yıllara.

Saygılar.
 
Adana´dan İstanbul yollarına düştüğünde kimse bu kadar değerli bir ismin formamızı giyeceğini düşünmüyordu. Neticede Anadolu´dan bir guard almıştık. O,sıradan olmadığını her yönüyle belli etti iki senelik süreçte. Transfer döneminin ne yapacağı en çok merak edilen ismi oluverdi. Parçalıya veda edip karşı yakanın bizim önerdiğimiz rakamın 5 katı teklifi kabul mü edecek, ezeli rakibe gidip tepki çekmektense Rusya yollarına düşüp yine bizim teklifin 5 katına imza mı atacak yoksa parçalıyla devam mı edecekti...

Biliyoruz ki sezonu kupalarla kapatmak en büyük hediyedir hem sana hem bize. Sarı kırmızı forma altında nice yıllara.
 
Geri
Üst