Şiir Perisi

________ HEP HAYALİMDE KALDIN İSTANBUL______

Hep Sungurlu nere,İstanbul nere dedirttin
Kilometrelerin arkasındaki efsane şehir
Bir ben fazla geldim sana
Bir beni kabul etmedin
Bir bana sırt çevirdin
Çocukluğumun mağrur kenti
Oysa kimlere kucak açmadın
Doğusundan batısına memleketimin
Kuzeyinden güneyine
Kimi ev ocak oldu,
Kimi villa saray
Kimi üç kuruşa talim etti
Kimi,gençliğine doyamadan gitti
Ne hayaller söndü ne umutlar bitti
Ama benim,
Yedi tepede kaldı aklım
Salacıkta,boğazda altın boynuzda
Erol TAŞ ın kahvesini görmedim ben
Yeşilçam sokağınıda.
Kız kulesinde çay içilirmiş tatmadım
Galatadan denize oltada atmadım
Hep hayalimde kaldın İstanbul
Hep Sungurlu nere,İstanbul nere dedirttin...

B.CEYHAN
 
_____ PEMBE HAYALLER _______

Ne vakit içimde pembe hayaller beslesem,
Yağlı ilmik düşer pembelerimin koynuna,
Ve ben ne zaman vuslat türküleri söylesem,
Sürgün edilirim hep ayrılığın koynuna...

B.CEYHAN
 
______YALNIZLIK_____

Ruhumun boğazında yine tanıdık bir el!
Şehrin tenhasından bir ses: çağırır beni; gel!
Ne kimse görsün beni, Ne kimseyi göreyim!
Vakit ağlama vakti! Çağırana gideyim.


İndireyim başımı, gecenin sinesine
Karışsın hıçkırığım, yağan yağmur sesine,
Gökte buluta inat, aksın gözümden yaşlar.
Şuan benim tek dostum; kaldırımdaki taşlar

B.CEYHAN
 
_______EYLÜL_______
Nisanlar sana küsmüş sırtını çevirmişse
Yağan Yağmur ruhunu alt edip devirmişse
Eylül ne yapsın?

Hayaller beş paralık üstüne çiğ yağmışsa
Gece Erken başlayıp sevincini sağmışsa
Eylül ne yapsın?

Terk eden vefasız kapıyı çarpıp gitmişse
Kaderinde payına güz gülleri düşmüşse
Eylül ne yapsın?

Hayatın hazan renginde hep soluk geçiyorsa
Hüzünler Ayrılıklar Eylül?ü seçiyorsa
Eylül ne yapsın?

B.CEYHAN
 
Gerçekten yeteneklisin bu konuda.Biraz üstüne gidersen kendini bu konuda çok geliştirirsin.Bence şiirlerine gereken önemi var,onlar bunu hakediyor...
 
Bu Şiire Bittim Süpermiş Burak Halkımızı bu güzel şiirlerden mahrum etmeye hakkın yok :) ;)
Burak Ceyhan' Alıntı:
________ HEP HAYALİMDE KALDIN İSTANBUL______

Hep Sungurlu nere,İstanbul nere dedirttin
Kilometrelerin arkasındaki efsane şehir
Bir ben fazla geldim sana
Bir beni kabul etmedin
Bir bana sırt çevirdin
Çocukluğumun mağrur kenti
Oysa kimlere kucak açmadın
Doğusundan batısına memleketimin
Kuzeyinden güneyine
Kimi ev ocak oldu,
Kimi villa saray
Kimi üç kuruşa talim etti
Kimi,gençliğine doyamadan gitti
Ne hayaller söndü ne umutlar bitti
Ama benim,
Yedi tepede kaldı aklım
Salacıkta,boğazda altın boynuzda
Erol TAŞ ın kahvesini görmedim ben
Yeşilçam sokağınıda.
Kız kulesinde çay içilirmiş tatmadım
Galatadan denize oltada atmadım
Hep hayalimde kaldın İstanbul
Hep Sungurlu nere,İstanbul nere dedirttin...

B.CEYHAN
 
Burak Ceyhan' Alıntı:
Artık vakit geldi kendi şiirlerimi paylaşabilirim.

_____________Hasret___________
Ilık bir ıtır gibi dağıldı esmer akşam,
Batı rüzgarıyla dalgalı marmaraya,
Bilmem ki sahillerde ne beklerim her akşam?
Gözlerim mıhlı gibi yarısı kopmuş aya...

Yarasa uçuşuyla gelip geçer her akşam,
Biraz daha dert katıp içimdeki yaraya,
Bir fısıltı halinde kulağıma der her akşam,
''Atlayıver denize'' bas bağrına bir kaya...

Hayır: Böyle böyle ölüme cesaretim yok benim,
Ben ki gençliğimi hayallere vahvedenim,
Bari her ızdırabı tadayım damla damla...

Ben sahili beklerim ne çıkar gelmesede?
Dalgalar bir ağızdan '' gelmeyecek '' desede,
Umutlarım tükenmez böyle bin bir akşamla...

B.CEYHAN

Alperen efendi araya girmiş diye kaçırmışım bu şiiri :)

Burak şaka maka sen bu konuda bayağı yeteneklisin. Şiirlerinin devamını bekliyoruz...
 
@ Ayşegül Aygün
Tamam Ayşegül daha sık buraya yazarım, halk yazarı,şairi olmak başka bir duygu :) Sizlere layık olmaya çalışacağım... :)

@ Saadet Ünal

Yetenekli miyim bilmiyorum ama dedem gerçek bir şairmiş tabii ben hiç dedemi görmedim ben bebekken ölmüş :oops: .Herhalde bu yetenek dedemden geliyor... Bu şiirleri şiir yazmaya başladığım ilk zamanlar yazmıştım.Eskileri bitireyim,yenilere de başlayacağım.Yeni yazdıklarım çok daha anlamlı...

Düşünceleriniz için teşekkürler.
 
_______Ne yapalım___________

Ağlamaya hazır bir kalbim var,
Gözlerim ağlamayla sürekli flört halinde
Fay hattı yüreğimin tam altından geçmekte
Her an depremlerin olduğu ve artçıların eksik olmadığı?
Böyleyim yapacak bir şey yok?
Bu yaşıma kadar değişmedim bundan sonrada değişeceğimi düşünmüyorum
Yaratıcı duygusal yaratmış, bu durum kendi kurgum değil
Bende normal insanlar gibi olmayı isterdim?
Olaylardan, gördüklerimden çok etkilenmemeyi?
Beceremedim?
Demek ki olmuyor?
Bazılarına göre önemsiz bir olayda bile yüreğime çığ düşebiliyor
Göğüs kafesimde annesini kaybetmiş küçük bir kız çocuğunun hüznünü taşırım sürekli?

...

Gözü yaşlı birini gördüğümde,
Gönlüme hitap eden bir türkü, bir ilahi, tatlı bir nağme dinlediğimde,
Terk edilmiş, Çaresiz, Aç, susuz bir canlı gördüğümde,
Hazırdır gözyaşlarım yuvasından çıkmaya?
Özellikle geceleri, el ayak çekilince daha çok kapımı çalarlar
Gözyaşları mı geceleri çok seviyor geceler mi gözyaşlarına davetiye çıkarıyor bilemiyorum
Nadiren çok mutlu olduğumda da akarlar
Doğumda sevinçten,
Ölümde hüzünden
Bazen bir mazlumun ahı olarak,
Veya bir aşığın kavuşamadığı sevdası için dökülürler
Sabah ezanını, Cenaze salası dinlediğimde de ağlarım
Kim bilir belki de kendi ölümüme ağlıyorum
Zaten hiçbir zaman müsait misin diye sormuyorlar ki bana?
Sebepli veya sebepsiz usulca yuvalarından çıkıp yanaklarımdan süzülmeye başlıyorlar.

?

Şu üç kuruşluk dünyada bana ağır kan kayıpları yaşatan bitmek bilmeyen isteklerim var!
Kelimelerimin ve kalemimin duygularım karşısında aciz düştüğü zamanlar var!
Ruhumun istasyonlarını karınlıkların bastığı zamanlar var!
Sevaplarımın her dem yenik düştüğü günahlarım var!
Yan cebimde saklamak zorunda kaldığım acılarım var!
Henüz Sarılıp kucaklaşamadığım vuslatlarım var!
İşte bu yüzden damlalar konuşur:
Söyleyemediğim cümlelerin yerine?
Çehremdeki çizgilerden usulca akıp giderler.

?

Anlatamam? Yalnızlığımda iki damlanın yanaklarımı okşamasından duyduğum mutluluğu,
Anlatamam? Bu inci tanelerine neden sığındığımı,
Anlatamam? Çoğu kez neden tek tesellim olduklarını,
Anlatamam? Damlalardaki anlamı, satırlara dökemem?
Anlatamam? Bir damla yaştaki saklı gizleri,
Anlatamam halimi? Beni; kimseler anlayamaz!! :oops:

B.CEYHAN
 
_____ HEP SUSACAĞIM____

Suskunluğun misafiri olmaktan haz alıyor yüreğim...
Musalla taşındaki cesedin suskunluğu kadar suskunum!
Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksın! o halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum?
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda,
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda,
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi,
Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorum
Konuştuğum zaman mahkûm,
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.
Ne yapacaksın, kime gideceksin?
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum?
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden, haykıramadan, içime atarak?
Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu,
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu?

...

Tarif edemediğim acıları,
Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.
Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan
Canım çok yandı!
Konuşursam;
Kırmaktan, kırılmaktan,
Gözyaşlarımı tutamamaktan,
Kelimeleri yan yana getirememekten,
Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.
Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!
Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm

...

Sustum?
Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da
İncitseler de beni, artık vakit susma vaktidir
Korkup kaçtı,
Suçunu kabul etti,
Haksız olduğunu kabullendi diyecekler?
Desinler? Dudağım mühürlü!
Duygularım susuşlarımda saklı kalacak.
Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi
Devren satılığa çıkarıyorum. İlan verdim!
Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim...

...

Sahi, her susan haksız mıdır?
Belki de her Suskunluğun arka planında ciltler dolusu anlamlar vardır.
Kim bilir!
Ve bir gün Söylenmemiş cümlelerimi zulama koyup gideceğim bu şehirden
Varsın kaçtı desinler?
Susacağım! :oops:

Derin denizleri her rüzgâr dalgalandıramaz?

B.CEYHAN


Dipnot: Bu şiiri 08.06.2009 saat; 03:10 sularında yazmıştım. Hiç unutmuyorum hatırası var...
 
Tanrı?yla Konuşmalar

Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet, o cehennem?

Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı,
Şarap ne zaman çoşturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe,
Bir de cuma, cumartesi günleri.

Felek, ne denli cömert, aşağılık insanlara!
Han, hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!

Yapma? diyorsun; yapmamak elimde mi?
?Sen al? demişin; nasıl çekerim elimi?
?Hem yap hem yapma? demek seninki bana
İnsaf: Kadeh devrilir de dolu kalır mı?

Öldürmek de, yaşatmak da senin işin;
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?

Kim görmüş o cenneti, o cehennemi?
Kim gitmiş de getirmiş haberini?
Kimselerin bilmediği bir dünya
Özlenmeye, korkulmaya değer mi?

Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da.
Ne kızıl dudakları, ne altın saçları
Atmışsın süprüntüler gibi kara toprağa.

Ben ne camiye yararım, ne havraya!
Bir başka hamur benimki, başka maya.
Yoksul, gavur, çirkin, orospu gibiyim:
Ne din umurumda, ne cennet ne dünya!

Biz aşka tapanlarız, müslüman değil;
Cılız karıncalarız, Süleyman değil;
Biz eskiler giyen benzi soluklarız:
Pazarda sırma satan bezirgan değil.

Bir put demiş ki kendine tapana:
?Bilir misin niçin taparsın bana?
Sen kendi güzelliğine vurgunsun:
Ben ayna tutar gibiyim sana.?

Sensiz camide, namazda işim ne?
Seninle buluşma yerim meyhane.
Benim sevmem de böyle, yüce Tanrı:
İstersen kaldır at cehennemine.

Gökleri yarıp darmadağın ettiğin gün,
Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün,
Sen sorguya çekmeden ben soracağım sana:
?Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün??

Ah, Tanrı dünyayı yeniden yarataydı,
Yaratırken de beni yanında tutaydı;
Derdim: ?Ya benim adımı sil defterinden,
Ya da benim dilediğimce yarat dünyayı.?

Benim yasam; artık, şarap, çalgı, eğlenti;
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti;
Nişanlım dünyaya: ?Ne çeyiz istersin?? dedim:
?Çeyizim, senin gamsız yüreğindir.? dedi.

Kim senin yasalarını çiğnemedi ki söyle,
Günahsız bir ömrün tadı ne ki söyle,
Yaptığım kötülüğü, kötülükle ödetirsen,
Seninle benim aramda, ne fark kalır ki söyle!

Nerdesin? Sana baş kaldırmışım işte;
Karanlık içindeyim, ışığın nerde?
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliğin kalır bu işte?

Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.

-------------------------------------------------------------------

En sevdiğim şiir olarak ilk sırada. Nasıl cümlelerdir bunlar... ?
 
Burak Ceyhan' Alıntı:
______YALNIZLIK_____

Ruhumun boğazında yine tanıdık bir el!
Şehrin tenhasından bir ses: çağırır beni; gel!
Ne kimse görsün beni, Ne kimseyi göreyim!
Vakit ağlama vakti! Çağırana gideyim.


İndireyim başımı, gecenin sinesine
Karışsın hıçkırığım, yağan yağmur sesine,
Gökte buluta inat, aksın gözümden yaşlar.
Şuan benim tek dostum; kaldırımdaki taşlar

B.CEYHAN

Gerçekten çok güzel şiirler.Bu konuda yeteneklisin ve çok güzel kelimelere dökebiliyorsun hissettiklerini...Şiirlerini bizlerle paylaştığın için çok teşekkür ederim.Özellikle bu şiirini okurken Necip Fazıl'ın "Kaldırımlar" şiiri geldi aklıma...Yeni jenerasyonun yeni Necip Fazıl'ı gibi bir hava hissettim eğer yanlış bir benzetme yaptıysam kusuruma bakma:)Şiirlerini bizimle paylaşmaya devam et lütfen!:)
 
Çok altlara gitmiş bu konu yeniden en üstlere çıkarılması gerekiyordu.Bu vesileyle ben de geçen sabah yazdığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istedim.Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim;)


.....................................
Yeniden düşleyebilmek;
Mutlu bir sabaha uyanmak gibi bir şey...
Hissedebilmek;
Yeniden yarım kalanların buruk acısını içimizde...
Affedebilmek;
En büyük beyaz yalanı bile düşünmeden,çıldırırcasına...
Kaybetmek!
Hep yanımızda kalacakmış gibi yaşayıpta;
En ufak sarsıntıda yitirdiğimiz benliğimiz...
Özleyebilmek;
Yeniden yazmayı,yeniden sevmeyi
Ve daha birçok şeyi...
Kırılabilmek;
Karınca çabası kadar güçlü sarsınıtılarda
Darmadağın uyanıvermek,yeni bir güne...
ve...
Haykırırcasına,soluksuz bağırırken yüreğimiz;
Hiçbir şey yokmuşcasına bir kenara itivermek masumiyeti...
Bulutlarla beraber can bulup,onlarla beraber ağlamaktır;
Paylaşmak dediğimiz his...
Samimiyettir:Omzunuzda ağlayan bir dostun gösyaşlarına ortak olup
Onunla beraber hissetmek;aynı acıyı,sevinci,hüznü...
Yarm bırakılmak korkusudur;bizim birşeyleri yapmamıza engel olan...
Görmektir,dokunmaktır,hissetmetir,varolmaktır;
Yaşamayı esas kılan...
Aralıksız soluk alabilmekte gizli;mutluluk denen olay.
Bütünleşmek varoluşumuzla ve kişiliğimize inanmak;
Kabullendirir bizi başkalarına...
Yasakları delip geçmeyi bazen bir marifet olarak hissederiz ya;
Aslında bir bilsek ki neler kazanmışız o yasaklar sayesinde...
Hoş Geldin Umut!
Günaydın yeni bir gün...
Bu gün yine her zamanki gibi;
Düşleyeceğiz,seveceğiz,özleyeceğiz,konuşacağız,susacağız...
Çünki;hala yaşıyoruz..
Hala bir yanımız şanslı.
Diğer bir yanımız ne kadar buruk olursa olsun.
Bir yanımız hep umuda uzanıyor...
Sevmenin de,özlemeninde,vazgeçmenin de gücü;umut...
Ummak ve yaşamak herşeye rağmen güzel!...


1 Eylül 2009
06:33....
 
Aslı öncelikle; güzel dileklerin için teşekkürler, vakit buldukça paylaşacağım. Gerçekten şiirini dün attığında okudum, şimdi bir daha okuyorum gerçekten etkileyici, yaşama sevinci,mutluluğa dair yazılmış,içten ve samimi bir şiir. Bu şiirini I.Yeniciler diğer adıyla Garipçiler akımı şairleri Orhan Veli Kanık'ın, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat'ın yaşama sevinci olan,aşk ve sevginin yer aldığı şiirlerine çok benzettim. Bu alanda çalışmalarının devamını bekliyorum.

Belki bizde ilerde Recaizade Mahmut Ekrem-Muallim Naci arasındaki Zemzeme-Demdeme ( eski-yeni çatışması ) yaparız :) umarım dermişim.

Bir düet çalışması yapabiliriz ama neden olmasın. ;)
 
Tolga Kaplan' Alıntı:
ilk degil herhalde tebrikler aslıı sabah 5.23'e ragmen sıkılmadan okudum..
Teşekkür ederim.Haklısın ilk değil daha önce de yazmışlığım var ama buraya ilk yazışım şiirimi:)Sıkılmadan okumana ve beğenmene sevindim...


Burak Ceyhan' Alıntı:
Aslı öncelikle; güzel dileklerin için teşekkürler, vakit buldukça paylaşacağım. Gerçekten şiirini dün attığında okudum, şimdi bir daha okuyorum gerçekten etkileyici, yaşama sevinci,mutluluğa dair yazılmış,içten ve samimi bir şiir. Bu şiirini I.Yeniciler diğer adıyla Garipçiler akımı şairleri Orhan Veli Kanık'ın, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat'ın yaşama sevinci olan,aşk ve sevginin yer aldığı şiirlerine çok benzettim. Bu alanda çalışmalarının devamını bekliyorum.

Belki bizde ilerde Recaizade Mahmut Ekrem-Muallim Naci arasındaki Zemzeme-Demdeme ( eski-yeni çatışması ) yaparız :) umarım dermişim.

Bir düet çalışması yapabiliriz ama neden olmasın. ;)

Ben çok teşekkür ederim( karşılıkla teşekkürler=))...Bu düet çalışması hiç de fena bir fikir değil.Senden bunu duymak harika.Çok sağ ol...En kısa zamanda çalışmamızı yapalım Burak:)
 
Kuzum Aslı yüreğine sağlık.. :) Çok beğendim harika olmuş.. Devamını bekliyorum.. ;) Burak ile yapacağınız düeti de merakla bekliyorum ayrıca.. :)
 
Çok sağ ol kuşum beğenmene çok sevindim...Düet çalışmamızda inşallah en kısa zamanda gerçekleşir..Ama ondan önce ben yeni yazdıklarımdan bir tane paylaşmak istiyorum sizlerle....Yorumlar beklenir;)

Tüm bağları kopartmak;hayatla
Kendini kandırmak değil midir?
Kalbin atarken hala;özlemle sarsıntısız
Sen hala hissederken onun tüm varlığını bedeninde;
Bu kesinlikle kendini kandırmakır.
Bazen hayata bağlanırken istemsiz
Herşeyin coşkusunu hissetmek tüm kalbinle
Ve,her mutluluğa ortak olurken beklentisiz;
Hayatın şah damarını kesmeye çalışmak neden?
Sevgiyi sualsiz ve sonsuz yaşamayı arzularken
Nede her umutsuzluk da
Kapılıverilir ki hayatın delicesine akan sonuna
Kıpırtısız beklerken yaklaşmayı;
Zamanın en değerli damlasına
Hangi söz uzaklaştırabilirki seni
Görmek istediğin düşten...
Belkide saplantısız bağlanıvermek her güzel şeye
Hayatın sürprizlerine hazırlanarak;
Yaşanılır hale getirir
Bu kopup gitmek istediğin yaşamı...
Herşeye rağmen sevgiden umudu kesmemek gerek
Tüm sonsuzlukları yaşatırken sana;
Hayat denen romanın ilk sayfası
Sonsuz bir merak uyandırmaz mı sende?
Hayat romanını bitirmeye dair...
Yaşamı özlemle her daim yad edercesine;
Soluksuz,kıpırtısız derinden yaşamaya çalışırken
Kimin taktığı çelme sen tökezletip olundan döndürecek ki?
Sen o kadar kararlısın ki yeniden bağlanmaya hayata
Ne kim tarafından takıldığı belli olmayan bir çelme;
Ne de hayat tarafından önüne konan engeller,
İçine sinmeyen hiçbir şey
Seni sen olmaktan alıkoyamayacak...
Sen yine önüne bakarak
Dimdik ve kararlı adımlarla yaşama arzusunu içinde hissedeceksin;
Soluksuz,istekli ve delirircesine...
Sevmeyi,hissetmeyi isteyeceksin yürekten...
Çünkü sen;
Hayatın her daim yaşanılacağına inananlardansın.
Çünkü sen;
İnanıyorsun;
Kendine,sevgine ve sevdiğine...
Ve daha birçok nesneye...
Çünkü sen de biliyorsun ki;
Yaşamada mutluluk denen olay daima inanmakta gizli..

3.09.2009
21:35 perşembe
 
En yepyeni şiirim :p :) :p


Islanıverdim bu şehrin karanlığında,bu gece
Sensizlik ve sessizlik bir buz gibi kapladı tüm benliğimi
Oysa ki ne masallarımız,ne hayallerimiz vardı
Şimdi büyüdük diye mi bu kadar ağır gelmeye başladı bize;yalnızlık
Sessiz bir ürperti gibi yavaş yavaş yanıma sokulan bu ayrılık
Tüm benliğimi savururken görüp bilmediğim şehirlere
Ne özlem duymak gelir içimden;geçmişe ve geleceğe dair
Ne de yeniden başarmayı umut edebilirim
Oysa daha dün gibi önümde serili
"Yaparım,ederim." dediğim zamanlar
Hangi öfke,hangi kırgınlık döndürdü ki beni yolumdan,
Ah bir bilsem hangi kırgınlık...

7 Eylül 2009 Pazartesi
17:06
 

Üst