şike yaptığı deliller ışığında mahkemece kanıtlanmış, bu yüzden başkanı, 2 yöneticisi 2 çalışanı tutuklanmış bir kulübe 'ezeli rekabet' payesi altında prim tanımak bize yakışmaz. yönetime düşen kulüpler birliği kisvesi altında saçmalaşan bir anlayışa çanak tutmak değil, şikeye prim vermeyen bir anlayışı savunmaktır. yöneticileri tutuklandığında, 'önceki yıllar da araştırılsın' diyerek, kendinden önceki şampiyonlukları lekeleyecek kadar ileri giden bir anlayışı spor kamuoyunda da mahkum etmek gerekir. henüz basketbol finallerinde yaşananlar bu kadar sıcakken, sadece sporcuya para teklif etmekle kalmayıp, maçın hakemlerini de istediği gibi atayabilme hakkını kendinde gören bir zihniyet ilk önce Galatasaray tarafından mahkum edilmelidir. temiz bir spor istenmiyorsa, temiz taraftar da beklenmez. UEFA'nın bu konudaki hükümleri yeteri kadar açıkken, Türk takımlarının tamamının belirli bir süre Avrupa Kupalarından men edilme riski bu kadar açıkken, bir kulübü masumiyet karinesi olarak göstererek 'yargısız infaz' sözlerini kullanmak, sadece Türk adaletine değil, Avrupa'nın hukuk sistemine de başkaldırıdır.
KENDİ ADIMA YÖNETİM BU KONUDA TATMİN EDİCİ VE FEDERASYONU ZORLAYICI BİR DAVRANIŞ GÖSTERENE KADAR HİÇ BİR BRANŞTA MAÇINA GİTMEYECEĞİM VE HERHANGİ BİR LİSANSLI ÜRÜNÜNÜ ALMAYACAĞIM.