Helal olsun hepinize. Bize çok büyük bir gurur yaşattınız.
Çoğu insanın Polonya' da bir Avrupa Şampiyonası olduğundan haberi bile yoktu. Her maç sonrası kızlar biraz daha haykırdı, duyurdu seslerini. Helal olsun hepinize. Ama bu yetmez artık o şampiyonluk bizim olmalı. Yapabilirsiniz..
Şampiyonluk yakışır sana...
Işıl-Bahar zaten gururumuz bizim. Onları anlatmaya gerek yok.
Her ne kadar maçın sonunu pek iyi oynamayıp 2 şans basketi bulsa da buraya gelmemizdeki en önemli faktör, Avrupa'nın en yetenekli guardlarından biri olan Birsel'e, yine bugün hücumda kötü oynasa da herkesin saygı duyması gerektiği Nevriye'ye, bize şimdiye kadar neden oynamadın dedirten Nevlin'e, Gs formasıyla hiçbir zaman destekleyeceğimi düşünmediğim ama Milli Forma'nın çok yakıştığı Şaziye'ye, zaman zaman kızsak da dalga da geçsek sahada hep en çok mücadele eden oyuncumuz olan Tuğba'ya, ilk defa bu düzeyde oynadığı böylesine bir turnuvayı abisinin soğukkanlılığıyla oynayan Seda'ya, hep eleştirdiğimiz eleştirmeye de devam edeceğimiz makus talihli ama altın kalpli hocamız Ceyhun Yıldızoğlu'na bu takımın formasını 1 saniye olsun terletmiş olan herkes, Naile-Yaso-Nilay-Gülşahx2-Tuğçe-Kübra-Gizem-Yasemen-Bahar Yapar ve şimdi adı aklıma gelmeyen, bu takıma emeği geçen herkese;
HELAL OLSUN.
Yıllardır Fransa ve İspanya Milli Takımları'na hayran hayran bakar, alt yapıdan üst yapıya kadar ne denli güzel organize olduklarını kendi aramızda konuşurduk. Onların çok uzun boylu olduğunu, bizim ırk olarak kısa olduğumuz için bu takımlar önünde hiç şansımız olmadığını tekrarlardık. Aramızda konuştuğumuz diğer bir konu ise, tüm uzun boylu kızlarımızın basketbol yerine voleybolu tercih etmesiydi. Hatta tanıdığımız birçok ünlü basketbolcu, kızlarının voleybolcu olmasını tercih ediyordu.
Ben kadın basketbolu ile tanışmadan çok önce, bu işe sevdalanmış ve çok erken yaşta milli takım ekibine girmiş bir antrenör ile tanıştım. Çalışkan, hırslı, dürüst ancak herşeyden önce basketbolu çok seven bir coach.Birlikte çalıştığımız dönemlerde yetiştirdiği kısa boylu bir oyuncunun, ondan çok daha uzun bir oyuncuyu tutabileceğine inanıyordu. Ancak onun gördüğü, oyuncunun boyu değil, yüreğiydi. Polonya'daki şampiyonada bunu bize birçok defa gösterdi; özellikle Belarus ve Fransa maçlarında olduğu gibi.
Sahada her pozisyonda sizden çok uzun oyunculara karşı belki bir devre belki bir maç süresince mücadele edebilirsiniz ama bu amansız savaşı bir turnuva süresince sürdürebilmek gerçekten çok zor. Bunu başarabilmek için çok farklı düşünmeniz ve oyuncularınızı buna inandırabilmeniz gerekli.
Sevgili Ceyhun (Yıldızoğlu) bunu başardı ve her türlü övgüyü hak ediyor.
Ancak yıllardır aynı zorluklara karşı savaş veren ve koskocaman bir şampiyona süresince son ana kadar bu inanılmaz eforu ortaya koyan oyuncular için ne söylenebilir ki ?
Çok fazla söze gerek yok; Teşekkürler Periler...
Cem AKDAĞ
Aynen katılıyorum sana.Şu kıza küfür eden bir daha ben Türküm demesin!
![]()