Son 3 hafta içerisinde, kişisel bazı sorunlar nedeniyle forumu pek takip edemedim ama mümkün olabildiği kadarıyla maçları ve gelişmeleri takip ettim. Son paylaşımımdan sonrai birçok arkadaşın çeşitli ve farklı yorumlarını görmekten çok mutlu oldum. Farklı açılardan yapılan eleştirilerin hemen hemen tamamına katılıyorum. Tümünüzün ellerine ve yüreğine sağlık. Galatasaray taraftarı olmaktan, bir kez daha gurur duydum. Nedeni ise, tüm arkadaşların, oldukça isabetli yorumlar yaparken, bunları olabidiğince sert ama bir o kadar da seviyeli bir şekilde yapmış olmalarıdır. Bence, bu yorumları ve eleştirileri okuyan (eğer okuyorlarsa) yöneticilerin, ne kadar değerli bir taraftar grubuna sahip olduklarını fark etmeleri ve tüm bu eleştirileri dikkate alarak, ve taraftarın sesine kulak vererek, beklentileri karşılayacak hamleleri yapmalarının bilincinde olmaları gerekiyor.
Hazırlık maçı da dahil olmak üzere, ardı ardına yaşadığımız hezimetler, gerçekten bardağı taşıracak bir seviyeye getirdi. Şimdi denilebilr ki, canım sonuçta CEV Şampiyonlar liginin üç yarı finalistine yenildik (Ecza, Vakıf, Fener). O zaman şunu sormak lazım. Neden 4. takım Galatasarayımız değil? Ülkemizin bu kapasitesi varken, neden yönetim, bu seviyeye ulaşmak için gerekli yatırımları yapmadı? Hadi diyelim ki olan olmuş... Bu sezonu, sonuç ne olursa olsun boynu bükük kapadık. Peki bundan sonrası? Transfer politikamız ne? Bakıyoruz, Aydın, Çukurova, Nilüfer bile harıl harıl üst düzey oyuncu transferleri üzerinde çalışırken, kulübümüz ne yapıyor?
Transferler ile ilgili düşüncelerimi bir sonraki paylaşımıma bırakarak, gözüme çarpan bir diğer konuya değinmek istiyorum. Anthi'nin tarzını seven ve oyununu çok beğenen bir taraftar olarak, Eczacıbaşı hazırlık maçı sonrası sahadaki ruhsuzluğa isyan ederek başta Anthi olmak üzere tüm takım için çok sert bir eleştiri yapmıştım. Bunun yine arkasındayım. Sonrasında bu düşük performanslar, diğer oyuncuların da ayak uydurması ile devam etti, İlbank'a set verdik ve arkasına hezimetler geldi. Vakıfbank maçını 3-0 kaybettik ama toparlanma emareleri ve bir miktar mücadele gördüm. Şimdi bu özeti niye kaleme aldım diyebilirsiniz. Dıştan gözlemleyen birisi olarak ilginç ve bir o kadar da merak uyandıran bir izlenim edindim. Katılırsınız veya eleştirirsiniz bilemiyorum ancak saptamam şu. Bir süreden beridir, omuzundan sakatlığı var denilerek, kaptan Gizem, sözkonusu maçların hiçbirisinde yer almadı ve sonrasında kaptan, şok eden duygusal bir paylaşımla, kariyerini noktaladığını açıkladı. Belli ki içerilerde yönetimle alakalı bazı problemler olmuş. Konu ne idi, kim haklı, kim haksız bilemiyorum ancak Nilüfer deplasmanındaki takımımızın tüm oyuncularının, uçarcasına ve büyük bir keyifle, dipdiri bir ruhla, güle oynaya oynadığını görünce, aklıma türlü sorular geldi. Erken yorum yapmak istemiyorum ama, bundan sonraki maçlardaki gidişata bakmak lazım diye düşünüyorum. Birşeyler oluyor ama neler oluyor. İyimi, kötümü onu da bilemiyorum ama mutlaka birşeyler dönüyor. Yakında ortaya çıkar.